*Medya da Cem*
Ben kıza bakakaldım.Bora da aniden kıza döndü.
''Did you come early?!(Erken mi geldin?!)''dedi şaşkınlıkla ve kalkıp hızlıca kızın yanına gitti.Sarıldılar sevinçle.Kaşlarım çoktan çatılmıştı bile.Yavaşça ayağa kalktım ve yanlarına ilerledim.Sarılmalarını bittiğinde kız Bora'yı baştan aşağı süzdü.
''Oh God!You're so handsome!(Tanrım!Çok yakışıklı olmuşsun!)''dedi kahkaha atarak.Pardon pardon hendsam mı dedi o?!Yakışıklı mı dedi o?Bora'ya çok mu yakışıklı dedi sanki?!Lan.Bi Bade'yi daha kaldıramam ben!Hayvan gibi öksürerek araya girdim ve konuşmalarını bölerek dikkatleri üzerime çekmeyi başardım.Kıza dönüp sahte bir gülümseme yerleştirdim suratıma.Elimi uzattım.Kız anlamaya anlamaya bakarken elini uzatıp elimi sıktı.
''Hello hello.Who are you acaba sen?(Selam selam.Sen kimsin acaba sen?)''dedim elini biraz daha sıktım.Kız korkmuş olmalı ki korku dolu bakışlarla Bora'ya baktı.(Yankı'nın mükemmel ingilizcesi sayesinde ortaya harikulade çeviriler çıkıyor arkadaşlar.)
''Oh she is Yankı.I talked with you about her.(Oh o Yankı.Seninle onun hakkında konuşmuştum.)''dedi Bora bıkkın bir şekilde.Sen hayırdır Bora.Yemin ederim yokluğumda yine aç kurtlar basmış buraları.
''Really?!Is she Yankı!I can't believe this!Why didn't you tell me this before Bora!(Gerçekten mi?!O Yankı mı!Buna inanamıyorum!Bunu bana neden daha önce söylemedin Bora!)''dedi kız heyecanla ve gülümseyerek bana döndü.Tövbe yarabbim noluyor lan!
''I really really glad to meet you!(Seninle tanıştığıma gerçekten çok memnun oldum!)''dediğinde bu sefer şaşkınlıkla Bora'ya bakan taraf ben olmuştum.
''Siz bütün kızlar aynısınız gerçekten.''dedi keyifsiz keyifsiz mırıldanarak.Ben şimdi bu kıza nasıl cevap vereyim.Ne dediğini anlıyorum ama konuşmak biraz zor benim için.
''Iıı şimdi me too me too ama-pardon o neydi..hah but..evet but I don't know who you are.How do you know me söyle hadi uzatma artık.(Iıı şimdi bende bende ama-pardon o neydi..hah ama..evet senin kim olduğunu bilmiyorum.Beni nereden tanıyorsun hadi söyle uzatma artık.)''dedim en sonunda atarlı atarlı.Çok fazla uzamıştı bu saçma muhabbet.Bu kızın kim olduğu beni ilgilendiriyor sonuç olarak.
''Ah pardon,türkçe konuşayım..''dedi mahçup bir şekilde.LAN BU KIZ TÜRKÇE KONUŞABİLİYORMUŞ BEN NEDEN 10 SAATTİR GÖTÜMÜ YIRTTIM İNGİLİZCE KONUŞAYIM DİYE.SİNİR KAT SEVİYEM ARTIYOR.
''Seni bana ilk Selin anlattı.Bora'nın ablası olan.Sonra Bora Amerika'ya geldiğinde onun ağzından da dinledim.Ve tanışmak için can atıyordum seninle!''dedi tatlı bir şekilde.Bu durumda arkadaşlar mıydı?
''Y-yani siz sadece arkadaş mısınız?''dedim endişeyle.
''Oh evet.Üzgünüm aşkım dedim ama,aramızda bunun bir şaka olduğunu söylemek istiyorum.Birbirimizin haberi yokken bunu söylediğimizde her defasında şoka giriyoruz.Ve Bora bunu duyunca gerçekten heyecanlandığı için bunu yapmak çok hoşuma gidiyor.''dedi gülerek.Tamam iyi hoş.Ama bu Bora'ya aşkım diyebileceğini göstermez.Her neyse.Neyse ki aralarında bir şey yokmuş.En çokta bundan korkmuştum ama her an tetikte olacağım tabi ki.
''Konuşmanız bitti mi artık?Hadi Ash,seni otele götüreyim.''dedi Bora bıkmış bir şekilde.
''Pekala.Yankı,adım Ashley.Bir süre buralarda olacağım,mutlaka bir yerlerde oturup konuşalım olur mu?''dedi ve gülerek bana sarıldı.Ben ne olduğumu şaşırdım.Kendimi baskın yaparken basılmış biri gibi hissettim.Kız bana sarıldıktan sonra gitti ama Bora hala duruyordu.Bana döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MR.ÖKÜZ (Cameron Dallas)
Teen FictionTAMAMLANDI. Cameron Dallas #1 Genç Kurgu #24 ''Ulan deli gibi kıskanıyorum seni!Sana her dokunanı,sana her bakanı,seninle her konuşanı deli gibi öldürmek istiyorum lan!Senin benden başkasına gülmene deli oluyorum!Sen benimsin lan sadece benim!''ded...