Mavi saçlı genç bulunduğu yerden sessizce aşağısında ki manzarayı izliyordu, siyah saçlı uzun boylu oldukça sıradan vücutlu bir adamı izliyordu.
Adam silah kullanmadan sadece yumrukları ile önünde ki düşmanları tam anlamıyla ediyordu, bir anda adamın arkasında ki birisi elinde ki mızrağı adamın sırtına saplamıştı.
Adam göğsünü delip geçen mızrak ile birlikte olduğu yerde diz çökmüştü.
"İlk ölümle karşılaştığım savaş, Usta ve kara yılanların dövüşü."
Mavi saçlı genç sağında duran uzun boylu adamı inceledi, adam yerde ki kişinin kendisiydi, uzun bir boy arkaya yatırılmış uzun saçlar, yakut gibi parlayan iki kırmızı göz.
"Usta Altair?"
Banzai'nin sorusu ile birlikte Usta başını hafifçe salladığında, ikilinin altında ki görüntüler değişmeye başlamıştı.
"İlk öldüğüm de bir çok kişiye karşı tek başıma savaşmıştım, bu savaşın sonunda tek başıma olan gücümün sınırlı olduğunu öğrendim. Her şeyi değiştiren ilk adımı bu şekilde attım."
Usta'nın açıklaması ile ortaya çıkan yeni görüntü de Ustanın geçmiş hali bir kadının uzattığı bardağı alarak havaya kaldırmıştı, iki bardağın tokuşması ile etrafta yankılanan çınlamaya ustanın yutkunmaları eşlik etmişti.
Saniyeler sonra Usta'nın eski halinin bardakta ki sıvıyı içmesinden sonra, Usta'nın eski hali kıvranmaya başlamıştı, saniyeler içersin de hareketsiz kalan adam. Ölmüştü.
"İkinci öldüğüm de kalbime güvenmemem gerektiğini öğrendim."
Görüntü tekrar değiştiğinde bu sefer tekrar büyük bir savaş alanında Usta iki kişi ile sırt sırta vermiş bir şekilde savaşırlarken, ikili ani bir hamle ile ustanın boğazını yakalayarak ustayı sırt üstü yere yatırmışlar ve silahlarını ustanın göğsüne saplamışlardı.
İkilinin yaptığı bu ihanet sonucunda usta bir kez daha ölümle kucaklaşmıştı, iki 'arkadaşı' ise teslim olduğun da rakipleri onları da öldürmüşlerdi. İkisi de dostlarını öldürerek aptal bir şekilde ölümü hak etmişlerdi.
"Üçüncü ölümüm de güvendiğim kişilere karşı bile uyanık olmayı öğrendim."
Usta Altair'in konuşmasından sonra görüntü tekrar değişmişti, Banzai her gördüğü görüntü de Altair'in farklı bir şekilde ölümünü sessizce izledikten sonra usta konuşmasına devam etti.
"Sana bir efsane anlatacağım Banzai, Bir çeşme hakkında."
Altair derin bir nefes alarak elini hafifçe salladığında, karşısında ki görüntü tekrar değişmiş ve ilk öldüğü sahne tekrar ortaya çıkmıştı.
"İlk öldüğüm de merak ettim, gerçekten de güçlü değil miydim? Yoksa sadece tek başıma olduğum için mi güçsüzdüm?
Bu soruyu düşünerek öldüğüm zaman, aklımda sadece tek bir soru vardı. Öldüğüm de annem ne yapacaktı? İntikam mı alacak? Bunu yapabilir o altı elementi de kontrol edebilen ilk ve en güçlü büyücüydü.
Aptallığımdan dolayı sessiz mi kalırdı? Bunu da yapabilir, o gün savaşa giderken bana tek başıma sadece bir dal parçası olduğumu söylemişti. Nereden bile bilirdim? Bir dalın kıymığı bile olamayacağı mı?
Sonra aklıma dank etti ben sadece intikamımı alır mı diye düşünüp, bu soru ile kafamı yormuştum. Ancak sormam gereken şey onun, beni affede bilmesini sağlaya bilir miydim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırsızlar Kralı: Banzai
FantasyHiç bir şeye sahip olmayan bir gencin, güç, para ve bilgeliğe sahip olması adına ilerlediği bir macera duruyor. *** "Ben her şeye sahip olan, ancak kaybedecek hiç bir şeyi olmayan biriyim." Mavi saçlı kırmızı gözlü çocuğun konuşması ile birlikte a...