'Gerçekleri görmem lazım. Gerçekleri görmem lazım. Gerçekleri görmem lazım...'
"PEKİ BU HALTI NASI YAPACAĞIM!"
Krasova öfke ile yumruğunu yere vururken derin bir nefes almıştı, herkes uyuduktan sonra kamp alanından uzaklaşmış ve karşılaştığı kayalıktan önünde ki manzarayı izlemeye başlamış ve yine düşünceler denizinde kaybolmuştu.
Öfke ile vurduğu yumruğundan dolayı elinin altında ki kaya parçasında çatlaklar oluşurken, sağ elini alnına koyarak kendi kendine konuşmaya başlamıştı.
"Bir insan da üç farklı enerji ve bir enerji tek bir nokta da sabit bir şekilde duruyor, ne genişliyor ne daralıyor sanki oraya mühürlenmiş gibi kıpıdamadan duruyor.
Ne halt olabilir ki bu şey."
Krasova kendini sırt üstü arkasında ki kayalara bırakırken yıldızlı gök yüzüne bakışlarını çevirmişti.
"Gerçekleri görmene daha vakit var genç adam."
Krasova duyduğu ses ile birlikte hızla ayağa kalkarak gardını alırken karşısında ki Altair ile birlikte rahatlamıştı. Altair'i ilk gördüğün de Kraliçe ve diğerleri yanındaydı o an ne kadar şaşırmış olsa da bunu belli etmeyen Krasova, duygularını yine gizleyerek sessizce beklemeye başladı.
"Krasova Ednand, gerçekler her daim peşimizde olur, bunun en büyük kanıtını sen kendinde bulabilirsin Krasova, ismin aynı ancak soy adın. Sen bir Ednand değilsin, Ednand'lar ile tanışmak gibi bir şansa sahip oldum.
Ednand'lar gerçekten de güçlü kimseler ancak sen..."
Altair bir süre sessizliğe gömülürken yüzüne bir sırıtış yerleşmişti, bu sırada ise Krasova'nın yüzünü de öfke kaplamıştı.
"Sen bir Ednand'sın, ancak sadece bir Ednand değil. Neden sende Glass'da gördüğüm ışığı gördüğümü anladım. Gerçekten de etkileyicisin genç adam, Banzai'nin gözleri olma konusunda gerçekten de hakkını verecek bir kişisin.
Glass babamın gözleri idi, ben saldırıya uğramadan bana saldırının geleceği yönü söyler, ben yanlış bir yöne gitmeden önce bana gideceğim yolları gösterirdi. Sende aynı Glass gibi Banzai'ye yol göstereceksin.
Ancak..."
Altair'in yüzünde ki sırıtış solarken Krasova bu sefer kaşlarını merak ile gevşetmişti.
"Ailenin gerçek sırrını bilmiyorsun, Ednand'ların değil, diğer ailenin. Ailenin adını kullanmama sebebini anlamıyorum. yoksa annen mi Ednand'dı?"
Altair'in sorusu ile birlikte Krasova kaşlarını tekrar çatmış olsa da yüzünde ki merak azalmamıştı.
"Annen bir Ednand'dı, babanın adını kullanacak olsan, istediğin bir çok şeyi elde edebilecekken. Neden orta düzey bir klan sayıla bilecek bir ailenin adını kullanıyorsun? Yoksa gerçeklerin ufak bir kısmını göre bildin mi? Bu muhteşem."
Altair'in yüzüne tekrardan bir gülümseme yerleşmişti.
"Peki baban, adı ne? Belki tanıyorumdur."
Altair'in sorusu ile birlikte Krasova'nın bakışlarını saf nefret kaplamıştı.
"Grass."
Altair duyduğu isimle istemsizce kıkırdamıştı.
"Gerçekten de Glass ile bir bağlantın olduğunu fark etmiştim ama, gerçekten bu kadar yakın olacağını tahmin etmemiştim. Grass, o yaşlı aptal ailesine bir utanç kaynağıydı. Kim bilebilirdi? Ailesinin en güçlü, en yetenekli üyesinin, en güçsüz, yetenek yoksunu ve ailenin yüz karası olan birisinin kardeşi olması bir yana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırsızlar Kralı: Banzai
FantasyHiç bir şeye sahip olmayan bir gencin, güç, para ve bilgeliğe sahip olması adına ilerlediği bir macera duruyor. *** "Ben her şeye sahip olan, ancak kaybedecek hiç bir şeyi olmayan biriyim." Mavi saçlı kırmızı gözlü çocuğun konuşması ile birlikte a...