Parza sessizce amcası Garzo'ya karşı gülümseyerek bakarken, ağır adımlar ile Garzo'ya doğru ilerlemeye başladı. Garzo aralarında on metre olan yeğeninin gözlerinden gözlerini ayırmadan, sessizce izliyordu.
En sonunda ikili arasında sadece bir metre kaldığında, Parza sağ elini havaya kaldırıp yumruk yapmıştı.
"Avcı, av olacak."
Parza'nın konuşmasına tepkisiz kalan Garzo'ya karşılık, Parza hızla ileri atılarak sağ elini Garzo'ya doğru savurmuştu. Parza'nın aslan pençesi alan sağ elinin tırnakları, hızla Garzo'nun sol gözünün altına savrulmuş olsa da.
Garzo'nun yüzünün sol tarafını kaplayan sert deri tabakası sebebiyle, Parza'nın pençesi geri sekmişti.
Parza'nın pençesinin sekmesi ile birlikte Garzo hızla sağ kolunu ileri savurduğunda, siyah bir dokunaca dönüşmüş olan sağ kolu Parza'nın vücudunu sarmalamıştı. Parza vücudunu saran dokunaç eşliğinde, vücudunu kaplayan siyahlık ile birlikte ortadan kaybolmuştu.
Tekrar ortaya çıkan Parza, kollarını ileri uzattığında kollarının yerini dolduran iki yılanın gövdesi uzayarak Garzo'ya doğru harekete geçmişti. Garzo kendisine gelen yılan kollara karşılık sol elini savurduğunda, bir pençeye dönüşmüş olan sol elinin pençelerine karşılık.
Parza'nın kollarının yerinde ki yılanlar, hızla toprağın altına girerek gözden kaybolmuştu. Garzo ani bir hamle ile geriye sıçradığında, bir saniye önce durduğu yerden yükselen yılanlar tıslayarak Garzo'ya bakıyorlardı.
Garzo'nun yere inmesi ile birlikte kolları normale dönerken, Parza'nın kollarının yerini kaplayan yılanlarda geri çekilerek ortadan kaybolmuşlardı.
"Gerçekten yerde yürüyen bir yılanın, hayvanların kralını yenebileceğini düşünüyor musun?"
Garzo'nun alay dolu sesi ile birlikte Parza kaşlarını çatsa da sessiz bir şekilde Garzo'ya bakmaya devam ediyordu.
"Bir yılan ile uğraştığım yeter, ait olduğun yerde ayaklarımın altında süründüğün toprağa seni gömeceğim."
Garzo derin bir nefes alırken vücudu çeşitli değişimlere uğruyordu, yavaşça uzayan boyu ve genişleyen göğsü ile birlikte, saçları uzamaya ve boğazını çevreleyerek bir yele şekli oluşturmaya başlamıştı.
Garzo'nun derisi yavaşça turuncumsu bir hal alırken, göz akı kırmızıya dönmüştü, kahverengi gözleri sarıya dönen Garzo'nun göz bebekleri oval bir şekil alarak birer kedi gözüne dönüşmüştü.
Gelişen ve büyüyen vücudu ile birlikte uzayan saçları ve uzayan tırnakları sayesinde elleri adeta birer pençeye dönüşürken, Garzo'nun vücudu bir aslan melezinin vücuduna dönüşmüştü.
Garzo yeni vücudunun dönüşümü ile birlikte sivri dişlerini göstererek sırıtmıştı, Garzo'nun yüzünde ki kibir dolu sırıtış ile birlikte Qudve sırtında ki kılıcın kabzasına elini attığında, Banzai sağ elini Qudve'nin omuzuna yerleştirmişti.
"Aslanlar ile olan meseleni biliyor olsam da, bu olaya karışman kesinlikle yasak general."
Qudve ilk defa Banzai'ye çatık kaşlar ile baksa da her hangi bir hamlede bulunmamıştı, sessizce bir süre Banzai'nin mavi gözlerine bakan Qudve elini kılıcının kabzasından geri çekmişti.
"Nasıl istersen Kral, bu kedicik avcının avı buna karışmayacağım."
Qudve kollarını önünde birleştirirken Banzai de bakışlarını avcının sırtına çevirmişti.
"Şimdi ne yapacaksın avcı?"
Banzai'nin dudaklarından fısıltı edasında çıkan kelimeler sessizce hiçliğe karışırken geçirdiği dönüşüm sebebi ile oldukça büyük bir cüsseye kavuşan Garzo'ya karşı oldukça küçük kalan Parza, sessizce Garzo'ya bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırsızlar Kralı: Banzai
FantasyHiç bir şeye sahip olmayan bir gencin, güç, para ve bilgeliğe sahip olması adına ilerlediği bir macera duruyor. *** "Ben her şeye sahip olan, ancak kaybedecek hiç bir şeyi olmayan biriyim." Mavi saçlı kırmızı gözlü çocuğun konuşması ile birlikte a...