Yıkık bir kapının önünde duran birisi erkek biri kız ve onların önlerinde duran kısa boylu sekiz yaşlarına yakın bir çocuk, uzun boylu erkeğin siyah saçları ve siyah gözleri vardı. Bakışlarında ki durgun ve sessiz ifade görenlerin yüreğini titretiyordu.
Kızın ise oldukça çekici bir vücudu ve beline kadar uzanan mavi saçları ile birlikte, yakut kırmızısı gözleri mevcuttu. Etrafta ona bakan diğer gözlerin bir kısmının şehvet ile onu süzmesine sebep oluyordu, bu durum ise erkeğin kaşlarını çatmasına sebep sunuyordu.
En önde duran ve ayaklarının altı ufak bir kan göleti ile kaplı olan, mavi saçlı ve mavi gözlü çocuğun gözlerinde ki bakış ise tek bir duyguya ev sahipliği yapıyordu. Saf öfke dolu bakışlar ile göz göze gelen herkes, bakışlarını çocuğun gözlerinden kaçırmak için adeta çırpınıyorlardı.
"Bir şeyi iki defa sormaktan nefret etsem de bir istisna yapacağım, Cat nerede?"
Banzai'nin konuşması ile birlikte dört kişilik bir grup ayaklanarak öne çıkmışlardı, grupta ki kişilerden iki tanesi kaplan diğer ikisi de çakal melezi insanlardı. Dörtlü eğlence evinde bulunan diğer kişilerin önüne geçerek Banzai'ye bakmaya başlamışlardı.
Her birinin bakışlarında ki küçümseme Banzai'yi ciddiye bile almadıklarını ortaya döküyor olsa da bu durum Banzai'nin umurunda bile değildi.
"Yanlış biliyorsam düzeltin ama, Cat bir çita melezi olmalıydı? Siz farklı ırklara mensup melezlersiniz."
Kaplan melezleri olan iki kişi, melezliklerinin özellikleri ile diğerlerinden daha uzun birer boya sahiplerdi. İkisi de hafif bir zırh giymişler ve oldukça yapılı bir vücuda sahiplerdi, birinin sol diğerinin ise sağ gözünde ki çizik onları ayıra bilmenin tek yöntemi olduğunu kanıtlarcasına bir birlerine benziyorlardı.
"Cat'in adını senin gibi bir insan çöpünün ağzına alması bile bir hakaretten farksız, o yüzden kapa çeneni ve dilini keserek hemen burayı terk et!"
Sol gözünde yara olan kaplanın tehdit dolu cümlesi ile birlikte Banzai'nin yüzünde, bir sırıtış yer edinmişti. İki kaplan melezi de bu sırıtış ile birlikte kaşlarını çatarken, çakal melezleri uğursuz bir şey hissetmiş gibi gözlerini Banzai'den ayırmıyorlardı.
"Yoksa ne olur? Durun tahmin edeyim, dilimi siz mi koparacaksınız?"
Banzai sorusunu sorduktan sonra dilini dışarı çıkarak hafifçe kıvırmaya başlarken tekrar konuştu.
"Dennemessi beddavva!"
Banzai'nin komik bir şekilde çıkan sesi iki kaplan melezi ile dalga geçtiğini etrafa adeta bağırırken, etraftan bir kaç kıkırtı gelmesi de kaplan melezlerinin daha çok öfkelenmesine sebep olmuştu.
"SENİ LANET OLASICA!"
Bu sefer konuşan sağ gözünde bir yara olan kaplan meleziydi, melez hızla sağ pençesini kaldırarak Banzai'ye doğru savurduğunda. Banzai bir adım geri çekilerek bu darbeden rahatça kurtulduktan sonra yumruk yaptığı sol elini ileriye uzatmıştı.
"Oldukça hızlısın ancak..."
Banzai'nin cümlesi kaplan melezinin dişlerinin gıcırdaması ile yarım kalmıştı, kaplan melezinin sağ pençesinden akan kanlar yavaşça ahşap zemine akarken. Banzai yumruk yaptığı sol elini açarak avucunda tuttuğu pençeleri gözler önüne serdi.
"Yeterince hızlı değilsin."
Banzai'nin konuşması ile bu sefer sağ gözünde yara olan kaplan diğer pençesini Banzai'ye doğru savurduğunda. Banzai tekrar bir adım geri sıçrarken bu sefer sağ elini yumruk yaparak ileri uzatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırsızlar Kralı: Banzai
FantasiHiç bir şeye sahip olmayan bir gencin, güç, para ve bilgeliğe sahip olması adına ilerlediği bir macera duruyor. *** "Ben her şeye sahip olan, ancak kaybedecek hiç bir şeyi olmayan biriyim." Mavi saçlı kırmızı gözlü çocuğun konuşması ile birlikte a...