Siyahlar içerisinde ki bir adam ve etrafında ki altı farklı elementten oluşmuş altı farklı yaratık, Karanlıktan oluşmuş ejderha, ışıktan oluşmuş başka bir ejderha, ateşler ile kaplı bir kuş, devasa mavi renkli bir kaplumbağa.
Yeşil renkli bir yılan ve vücudu çatlaklar ile kaplı bir dev. Her birisinin boyutu ne kadar büyük gücünü gösterir biçimde olsa da çevrede ki insanların hiç biri, ne yaratıkları ne de siyahlı adamı fark etmemişti.
Siyahlı adam ve yanında ki yaratıklar ile düz bir şekilde sakince ilerlemeye devam ediyordu, yaratıklar attıkları her adımda farklı bir noktaya bakarak etraflarında ki insanları incelerlerken. Adam yüzünde ki durgun ifade ile birlikte ilerlemeye devam ediyordu.
"Efendim, neden bu aşağılık yaşam formlarının arasında bulunuyoruz?"
Beyaz renkli ejderhanın konuşması ile birlikte, Araknes öfkeli bakışlarını kardeşine çevirmişti.
"Sessiz ol Ahenks! Eğer burada bulunuyorsak bunun bir sebebi vardır, bunu sorgulamak ne sana ne de bana ait değildir."
Areknes'in öfkesi ile birlikte beyaz ejderhada öfkeli bakışlarını kardeşine çevirmişti, iki ejderhanın öfkesi ile birlikte onların yanında ki dört varlık neler yapmaları gerektiğine anlam vermiyorlardı.
"Seni biliyoruz Araknes, asla kendini gizlemezsin, insanların aklına girer ve sadece istediklerin için yaparsın. Kim iyi kim kötü asla önemsemezsin!"
Araknes duydukları ile birlikte aurasını sağlarken, etraf titremeye başlamıştı. Bir anda etrafın sarsılması ile neler olduğuna anlam veremeyen insanlar, etrafta koşturmaya başlarken siyahlı adam sağ elini havaya kaldırmıştı.
"Kardeşler kavga etmemelidir Ahenks, sakın kardeşinizi aşağılamayın."
Adamın ahenk ve sakin bir şekilde yankılanan sesi ile birlikte iki tarafta sakinleşmişti, ikisinde karşılarında ki bu adamın önünde bir birlerine zarar verecek bir şey yapmak istemiyorlardı.
"Size neden burada olduğumu söyleyeyim, bu dünyayı yakından görmek istedim. Bu sebeple sizinle birlikte buraya geldim, bu dünyada iki farklı grup olacak, güçlüler ve zayıflar.
Oldukça basit bir ayrım olsa da güçlü kişileri bu şekilde ayırt edebileceğiz, ancak mesele sadece güç olmayacak. Bu konuda sizin büyük bir rolünüz olacak."
Adamın söylediklerine aştı yaratığın hiç biri anlam vermezken, adam bu durum karşısında hafifçe gülümsemişti.
"Onun yerinde olmak demek böyle hissetiriyormuş... Buna rağmen neden mutsuz olduğunu da anlamakta zorlanmıyorum."
Adamın yüzünde ki gülümseme solarken, adam ve yanında ki yaratıklar ilerlemeye devam ettiler.
***
"Bu kadar yeter Araknes! Seni sürgün ediyoruz."
Araknes karşısında ki kardeşlerine bakarken, hissettiği tek duygu öfkeydi.
"Buna sizin hakkınız yok, siz ile ben kardeşiz. Ben sadece ondan emir alırım."
Araknes'in konuşması ile birlikte Ahenks yüzünde ki gülümseme ile birlikte tekrar konuştu.
"Artık onun çekilmesi ile en güçlü kişi olarak sana bunu emrediyorum! Bundan böyle insanların arasında yaşayacaksın Araknes!"
Ahenks'in konuşması ile her geçen saniye öfkelenen Araknes, tek kelime etmeden arkasını dönerek karanlıkta kaybolmuştu.
İlk yoldaşının ortadan kaybolması ve Ahenks'in kendisini onun yerine koyacak kadar kibirli olması, her geçen saniye öfkesini katlıyordu.
İnsanların bulunduğu dünyaya inen Araknes, ilk başta onun en çok merak ettiği kıtayı izlemeye başladı. Burada onun kanından olan bir klan olsa da, hiç birinde o gücü hissetmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırsızlar Kralı: Banzai
FantasyHiç bir şeye sahip olmayan bir gencin, güç, para ve bilgeliğe sahip olması adına ilerlediği bir macera duruyor. *** "Ben her şeye sahip olan, ancak kaybedecek hiç bir şeyi olmayan biriyim." Mavi saçlı kırmızı gözlü çocuğun konuşması ile birlikte a...