38.Bölüm: Yine de...

899 102 23
                                    

"Hoş geldiniz, sevgili misafirlerimiz."

Sarı saçlı, üstünde mor bir ceket bulunan altında kısa siyah bir short bulunan bir adam. Yüzünde ki gülümsemesi ile birlikte kollarını iki yana açmıştı.

"Şeytan Alevi Son."

Nei'nin konuşması ile birlikte dörtlünün etrafını çevreleyen silahlar geri çekilirken, Son isimli genç bakışlarını Nei'ye çevirmişti.

"Uzun zaman oldu, prens Nei."

Son'un konuşması ile birlikte Nei kaşlarını çatarken Banzai bir adım öne çıkmıştı.

"Lex bana birisinin benimle konuşmak istediğini söyledi, bir pürüz sebebi ile bizi önden gönderdi. Kim olduğunuzu söyler misiniz?"

Banzai'nin sessinde ki değişim ile birlikte, Nei kaşlarını çatmıştı. Banzai'nin bir anda ciddiye binmesi birlikte geçirdikleri süre zarfında, hoş sonuçlara sebep olmadığını görmüştü.

"Demek sen Banzai Rio'sun, Babalığın söylediği gibi güzel bir ismin var. Pekala hadi seni babalığa götürelim, gençler misafirlerimize dikkat edin sonuçta onlar özel konuklarımız."

Son konuşmasını sonlandırdıktan sonra arkasını dönerek ilerlemeye başladığında, Banzai göz ucu ile Nei'ye bakarak başını hafifçe salladığında. Nei'de rahat bir şekilde durarak beklemeye başladı.

Banzai hızla Son'un peşine takılarak gemide ilerlemeye başlamışlardı, Son önde Banzai onun arkasında sessizce ilerlerken etrafta yankılanan tek ses dalgaların gemiye vurması sesiydi.

***

Lex ve Tog nefes nefese kalmış bir şekilde bir birlerine bakıyorlardı, Lex'in arkasında yükselen ateşler ile birlikte, Tog'un etrafında uçuşan kayalar hazır bir şekilde bekliyordu.

İki rakibinde yüzünde ki gülümsemeler, bu durumda ne kadar heyecan duyduklarını rahatça ortaya döküyordu.

"Artık başlasanız diyorum."

Yıkılmış ve yer yer yanan alanda yankılanan ses ile birlikte ikisi de sesin kaynağına dönmüşlerdi. Sesin geldiği yerde sırtını duvara yaslamış, Oldukça beyaz bir tene sahip, dik mavi saçlara ve kan kırmızısı gözlere sahip bir adam yüzünde ki gülümsemesi ile birlikte ikisine bakıyordu.

"Banzai? Burada ne arıyorsun size gitmenizi söylemiştim."

Lex'in bağırmasına hafifçe omuz silken adam derin bir nefes aldı.

"Beni o bebe ile karıştırma, dış görünüşlerimiz gerekenden fazla benziyor olsa da onun gücü benim gözümde bir toz tanesi bile olamayacak kadar zayıf ve kanıtı da, sizin kopmuş kafalarınız olacak."

Adamın konuşması ile birlikte Lex kaşlarını çatarak gözlerini adamın gözlerine çevirmişti, bir kaç dakika önce konuştuğu gözler ile karşısında ki gözler arasında oldukça fazla fark vardı.

Banzai'nin gözleri masum bir ifade ile bakıyordu, gözlerinde bile dans eden tilkiler her zaman danslarına devam ederek Banzai'nin aklında bin bir düşüncenin dolanmasına sebebiyet olurken. 

Bu adamın gözlerinde sadece tek bir şey vardı, durgunluk. Adamın gözlerinde en ufak heyecan yoktu, ne söylediği cümleden dolayı bir öfke, sinir ya da kızgınlık, ne de her hangi bir başka duygu.

Tamamen boş, önemsiz ve gerek duyulmayan bir şeye bakan bir ifadeden başka bir his yoktu gözlerinde.

"Kim olduğunu sanıyorsun da kafamı almayı düşünüyorsun?"

Hırsızlar Kralı: BanzaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin