"EFENDİ TARUM! EFENDİ TARUM!"
Kalenin içerisinde bağırarak koşan muhafız, önüne çıkan devasa kapıyı iterek hızla içeri girdiği anda yere düşmüştü. Telaş içerisinde ve nefes nefese kalmış olan muhafız, derin nefesler alırken Tarum ve diğerleri öfkelerini muhafıza odaklamışlardı.
"Ne varda bizi rahatsız ediyorsun?"
Generallerden birinin konuşması ile birlikte muhafız konuşmaya başladı.
"Efendim, kalenin avlusu halk tarafından ele geçirildi. Bir çok kudretli general öldürüldü, isyancılardan bir grupta buraya geliyorlar efendim."
"SENİ İŞE YARAMAZ İNSAN ARTIĞI! BİR KAÇ ON KİŞİYE KARŞI BİR HALT YAPAMIYOR MUSUNUZ?"
Konuşan general öfke ile ayağa kalktığında muhafız korkudan gözlerini fal taşı gibi açmıştı, general hızlı adımlar ile muhafızın yanına gelip onu yakasından tutarak havaya kaldırdığında. Muhafız ölüm korkusunun çaresizliği ile generalin elinden kurtulmaya çalışırken tekrar konuştu.
"General Toc lütfen affedin efendim lütfen affedin, prens geliyor."
Toc isimli general sol yumruğunu gererken çatık kaşlar ile yumruğunu hızla savurduğunda, muhafız korkudan gözlerini kapamıştı.
"TOC!"
Tarum'un sesi ile birlikte Toc'un yumruğu, muhafızın yüzüne çarpmaya bir kaç santim kala durmuştu. Toc, Tarum'un seslenmesi ile muhafızı tekrar yere bıraktığında, Muhafız korkudan titreyerek Toc'a bakıyordu.
"Anlat!"
Muhafız, Tarum'un sesi ile olduğu yerde sıçrarken, bakışlarını Tarum'a çevirerek hızla başını eğip konuşmasına devam etti.
"Efendim isyancı birliğinde ki sorun isyancılar arasında Dal'ın üyelerinin olmasından kaynaklanıyor, üstelik tek sorun bu değil ayrı zamanda efendim sekiz kişilik bir grup buraya doğru hareket halinde. O kişi de o grubun içinde efendim."
Muhafız'ın konuşması ile birlikte Tarum ellerini çenesinde birleştirmişti.
"Dal'ın üyelerinin isyancılar içerisinde olması, sizin aptal ve sefil çaresizliğinizi açıklıyor. O fareler siz böcekler için çok büyükler, ancak onun o grupta olduğu konusunda eğer yanlış bir bilgi veriyorsan.
Ölüm sana bir lütuf olacaktır."
"EFENDİM TEK SORUN-..."
"SESİNE DİKKAT ET!"
Aniden bağıran muhafızın sözünü kesen ve muhafızın karnına tekme savuran Toc ile birlikte, Muhafız arkasında ki duvara çarparak bir miktar kan kusmuştu. Dişlerini sıkan muhafız, ellerini karnında birleştirerek iki defa öksürdükten sonra konuşmasına devam etti.
"Avcının... soyu da... orada..."
Muhafız'ın kesilen sesi ve duran göğsü ile birlikte, ortamda ciddi bir hafa oluşmuştu. Tarum göz ucu ile karşısında duran Garzo'ya döndüğünde, öfkeden etrafına öldürücü bir hava yayan Garzo ile birlikte kaşlarını çatmıştı.
"Sanırım bu gün güzel bir aile buluşması oluyor ha Tarum?"
Garzo'nun sakin çıkan sesi ile birlikte Tarum tedbirli bir hal alırken yüzüne bir gülümseme yerleştirmişti.
"Amca yeğeniyle ve Baba oğlu ile buluşacak, eğlenceli duruyor."
Tarum'un dudaklarından dökülen kelimeler ile birlikte, odanın devasa kapısı tekrar açılmıştı. Kapının dibinde gözüken sekiz kişiden en önde yürüyen, mavi saçlara ve mavi gözlere sahip genç ağır adımlar ile öne çıktığında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırsızlar Kralı: Banzai
FantasíaHiç bir şeye sahip olmayan bir gencin, güç, para ve bilgeliğe sahip olması adına ilerlediği bir macera duruyor. *** "Ben her şeye sahip olan, ancak kaybedecek hiç bir şeyi olmayan biriyim." Mavi saçlı kırmızı gözlü çocuğun konuşması ile birlikte a...