"Tarum!"
"Kralım!"
"Ba-..."
Tarum'un geri devrilmesi ile birlikte başta Garzo olmak üzere Tarum'un generalleri de şaşkınlık ve endişe ile birlikte, bakışlarını Tarum'a çevirdiklerinde Banzai göz ucu ile sol tarafında ki Maledicti'ye dönmüştü.
Dişlerini sıkan Maledicti'nin dudakları gayet sakin ve durgun duruyor olsada, kasılan çenesi içten içe öfke duyduğunu gösteriyordu.
'Sonuçta öz babası, ister istemez endişelenmesi ve öfkelenme de haklı.'
Banzai zihninde yankılanan ses ile birlikte başını hafifçe sallamıştı, Usta Altair'in bilgili sesi ile birlikte tekrar bakışlarını karşısında ki gruba çevirdiğinde. Kollarını iki yana açarak yüzüne bir gülümseme yerleştirmişti.
"Merak etmeyin, onu öldürecek olan kişi ben değilim. Her ne kadar istesem de..."
Banzai göz ucu ile Maledicti'ye bakarken, Maledicti üzerinde ki bakışlar ile kaşlarını çatmıştı.
"Bu görevin sahibi ben değilim."
"TOPRAK KAFES!"
Banzei etrafın da yükselen ve dört bir tarafını sararak, kendisini adeta topraktan bir sütunun içine gömen dikitler ile birlikte sessizce beklerken. Tarum yüzünün sol tarafını kaplayan dumanlar ile ayağa kalkmıştı.
Tarum'un yüzünün sol tarafının bir kısmı, toprak elementi ile güçlendirilmişken, bir kısmı patlamanın sebep verdiği ve yüzünün bir kısmını yakan ateş ile adeta dans ediyordu. Tarum'un yüzünü kaplayan öfke ile birlikte Banzai, yüzünde ki gülümsemesini büyütmüş olsa da sessizce beklemeye devam etti.
"Seni lanet olasıca velet! Alçak numaraların seni ölümden kurtarmayacak."
"Ben öyle sanmıyorum baba."
Tarum bir anda sol tarafında duran ve duygusuz bir şekilde konuşan Maledicti'ye göz ucu ile baktığı anda. Yerden yükselen bir dikit boğazının ucunda durmuştu.
"Toprak beni korumadı, nasıl?"
Tarum boğazının ucunda duran dikitin kendiliğinden durmaması ile birlikte, gözünü öfkenin yanında başka bir duygu daha kaplamıştı.
Korku.
"Gücüne her zaman hayrandım, küçük bir çocuk olduğum zamanlarda bile elementlerin seni kendi rızaları ile korumalarını sağlamış ve gücünü göstermiştin.
Bende diğer herkes gibi böyle sanmıştım, kendini onlara satacağını hiç düşünmemiştim."
Maledicti yavaşça iki adım gerileyerek Tarum un sol çaprazına geçmişti, ikilinin gözleri bir birine kilitlenmişti. Tarum'un gözlerinde hem Banzai'nin ani saldırısına duyduğu öfke, hem de Maledicti'nin gücüne karşı korku vardı.
Maledicti'nin gözlerinde ise sadece tek bir duygu vardı, iğrenme.
"Kraliçe bana elementlerin her şeyini öğretti, Büyücüler kralının özelliklerini öğretti."
Maledicti sol elini yavaşça omuz hizasına kaldırıp eli ile havada sekiz çizerken, parmaklarının ucu yavaşça farklı renkler ile parlamaya başlamıştı.
"Büyücüler kralı olmanın iki yolu vardı, birincisi gerçek kral olmak onlara kendini kanıtlamak ve en zor olan şey bu. İkincisi ise onlar ile bir anlaşma yapmak, sen onların sözünden çıkmayacaksın, onlarda seni koruyacaklar.
Peki sana bir soru o zaman baba.
Sence kendini elementlere kanıtlayan birisi mi? Yoksa onlar ile anlaşma yapan birisi mi? Onların korumasına layıktır?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırsızlar Kralı: Banzai
FantasyHiç bir şeye sahip olmayan bir gencin, güç, para ve bilgeliğe sahip olması adına ilerlediği bir macera duruyor. *** "Ben her şeye sahip olan, ancak kaybedecek hiç bir şeyi olmayan biriyim." Mavi saçlı kırmızı gözlü çocuğun konuşması ile birlikte a...