Birinin uyuduğu ve etrafında ki beş kişinin sessizce beklediği bir odada mavi saçlı genç derin bir nefes aldı.
"Ursula, Ayato siz ve kızlar gidip dinlenin ben bir süre nöbet tutacağım daha sonra yer değiştiririz uygun mu?"
Banzai'nin sorusu ile birlikte ikili başlarını sallarken tek kelime etmeden Asura ve diğer kızı da yanlarında götürürken Banzai tekrar konuştu.
"Bu arada hala ismini bilmiyorum."
Banzai'nin konuşması ile birlikte Qudve öfke ile kaşlarını çatsa da pembeli kız tek kelime söylemişti.
"Mery."
Mery isimli pembe saçlı kızın konuşması ile birlikte Banzai başını hafifçe salladığında dörtlü üst kata doğru ilerlemeye devam ettiler.
'Onuncu seviye bir toprak büyücüsü demek ilginç."
Banzai zihninde duyduğu ses ile birlikte gözlerini kapamıştı.
***
Gökte ki ayın aydınlattığı yolda ilerleyen siyahlı genç yüzünde ki tebessüm ile birlikte düz bir şekilde yürümeye devam ediyordu.
Bulunduğu yer akademinin Yaşam alanı adını verdiği bölgenin tam ortasında ki bir yoldu, gece yada gündüz fark etmeksizin.
Bu bölge de yaşamlarını sürdüren insanlar nerdeyse her zaman sokaktaydı, kimileri sabahları işlerine gitmek için kimileri de akşamları eğlenmek için sokaklardaydı.
Yaşam alanları ortalama bir şehrin adeta kopyasıydı, akademinin bu alanı yapma sebebi öğrencilere şehir hayatını göstermek olsa da çoğunluğu ancak soylu kesimden olan aptallar burayı adeta ele geçirmişti.
Bir şehrin kopyası olduğu için bazı yerlerde barlar ve çeşitli mekanlarda mevcuttu, bu mekanlar ne kadar sinirini bozsa da bu soylu aptalların yaptıkları 'yardım' sebebi ile onlara dokunamıyordu.
En azından kendisine bulaşılmadığı müddetçe.
"Dikkat etsene dingil herif."
Siyahlı genç sağ omzuna çarpıp duran çocuğa göz ucu ile bakmıştı. Bir yetmiş beş bir boya, oldukça yapılı bir vücuda ve sırtında oldukça büyük bir kılıca sahipti.
Çocuğun sarı saçları ve yeşil gözleri gecenin karanlığında bile adeta parlıyordu.
"Dilsiz filan mısın? Soruna cevap ver ben-..."
"Sör Luck Falker, babanız Leo Falker orduda rütbeli bir asker kök alemi yedinci seviye savaşçısın bu da demektir ki bir çöpten ibaretsin."
Siyah saçlı genç Luck isimli sarışın çocuğa önünü döndüğünde Luck, siyah saçlı çocuğun sol göğsü hizasında ki rozeti fark etti.
"S7!"
Luck'un konuşması ile birlikte siyahlı genç arkasını dönerek ilerlemek için bir adım atmıştı.
"Düello."
Siyahlı genç duyduğu kelime ile birlikte tekrar dururken Luck konuşmasına devam etti.
"Benimle o rozet için düello yap."
"Ya kazanırsan?"
Siyahlı çocuğun dediği ile birlikte Luck yutkunmuştu, ikisi de biliyordu eğer bir S7'ye meydan okursa ve bu meydan okuma rozet içinse.
Meydan okuyan kişi ortaya ya canını yada on kırmızı altın sunmalıydı.
"Sormana gerek olmadığını biliyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırsızlar Kralı: Banzai
FantasiaHiç bir şeye sahip olmayan bir gencin, güç, para ve bilgeliğe sahip olması adına ilerlediği bir macera duruyor. *** "Ben her şeye sahip olan, ancak kaybedecek hiç bir şeyi olmayan biriyim." Mavi saçlı kırmızı gözlü çocuğun konuşması ile birlikte a...