Lex isimli bir ateş büyücüsünün etrafta yankılanan davranışları, bir çok kıta da kulaktan kulağa dolanmaktaydı. Ailesini terk etmiş bu çocuğun ne tam gücü hakkında, ne de amacı hakkında hiç bir bilgi yoktu.
Tek bilindiği Lex'in yedi kişilik bir ekip topladığı, bu ekiple de sürekli kıtadan kıtaya seyahat ettiğiydi.
"Şu yeni çocuk ismi neydi?"
Kei Akira oturduğu tahtından elinde ki kağıtlara bakarken, yanında duran general Grey duyduğu soru ile konuşmaya başladı.
"Öğrendiğimize göre Lex Anka, Anka klanının öldüğü söylenen varisi. Anka lideri ile bu konuda görüştüğümüzde kendisini reddettiğini söyledi. Anka klanının kanında ki ateşe hükmetme konuşunda ki yetenekleri, onun gücünün kaynağı."
Kei duydukları ile hafifçe gözlerini Grey'e kaydırmıştı.
"Yedi Kutsal Varlık'a katılması için bildiri gönderdiniz mi? Ne kadar toy olsa da bir Anka varisi, oldukça iyi bir piyon olur."
Grey duydukları ile başını hafifçe öne eğdi.
"Varlık'lara katılması için gönderdiğimiz teklifi reddetti, amacını gerçekleştirmeden hiç bir krallık ve ya klanla ticaret dışı ilişki kurmayacağını söyledi."
"Hmm amacı neymiş?"
Grey duyduğu soru ile yutkunduktan sonra derin bir nefes aldı.
"Eduardo L. Nos'un kellesi."
Kei duydukları ile bir kaç saniyeliğine ellerinde tuttuğu kağıtları indirmişti, bir süre Grey'i inceleyen Kei tekrar gözlerini kağıtlara çevirdi.
"Yazık oldu, bir piyon daha kaybettik demek."
Kei'nin bir anda Lex'ten vazgeçmesi, Grey'in yüzünde ufak bir tebessüme sebebiyet verse de. Grey hemen yüzünü düzelterek sessizce beklemeye devam etti.
***
"Tekrar söylüyorum velet, sana ihtiyarın yerini söylemeyeceğim. Israrcı olursan seni buradan zorla göndermek zorunda kalırım."
Siyah saçlı, üst gövdesi çıplak olan genç. Karşısında ki kurt adam melezi'nin sözleri ile hafifçe gülümsemişti, arkasında duran dostlarına kısa bir bakış atan genç. Dostlarının başını hafifçe sallaması ile birlikte derin bir nefes aldı.
"Üzgünüm dostum, ne yazık ki yolumda kararlıyım."
Lex'in sözleri ile birlikte, kurt adam melezi derin bir nefes verirken üzerinde ki cübbeyi yere bırakmıştı. Kurt adam melezinin, melez formunda olması sebebi ile iki buçuk metrelik bir boyu vardı.
Vücudunda ki bir çok yara görüp geçirdiği savaşların kanıtıydı, bir kaç yara insanın midesini bulandıracak kadar kötü görünse de. Kurt adamın bu yaralardan utanmaktan çok, gurur duyduğu yüzünde ki ifadeden anlaşılıyordu.
"Benim adım Kato Ayato, senin ismin ne velet?"
"Lex Anka."
Lex ve Kato bir birlerine isimlerini söylediklerinde, ikisinin de yüzünde anlık bir gülümseme oluşmuştu. Sebebi olmayan bu gülümseme iki savaşçının karşılaşmasından dolayı oluşan, basit bir tebessümden başka bir şey değildi.
"ANKA ALEVİ!"
İlk hamleyi yapan Lex, sol elini yumruk savururcasına ileri fırlattığında. Yumruğunda ki alevin bir anka kuşu şeklini alarak ilerlemesi ile birlikte, Kato hızla ayağını yere vurarak önünde çıkan toprak duvarı siper almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırsızlar Kralı: Banzai
FantasíaHiç bir şeye sahip olmayan bir gencin, güç, para ve bilgeliğe sahip olması adına ilerlediği bir macera duruyor. *** "Ben her şeye sahip olan, ancak kaybedecek hiç bir şeyi olmayan biriyim." Mavi saçlı kırmızı gözlü çocuğun konuşması ile birlikte a...