"Uyan artık velet! "
Küçük çocuk, yediği tekme ile birlikte yattığı çuval parçasının üzerinden fırlayarak soğuk taşların üzerinde yüzüstü dururken arkasında ona tekme atan adama öfke ile baktı.
"İş vakti, git çalış velet. "
Çocuk duyduğu kelimeler ile birlikte kaşlarını çatsa da yapabileceği birşey olmaması sebebi ile ayağa kalkarken öfke ile bulunduğu sokağın çıkışına doğru ilerlemeye başlamıştı.
"Gel vatandaş gel! Efsunlu eşyalara gel! Boyutsal yüzükten koruma kolyesine her çeşit efsun var, gel. "
"Bir çuval meyve sadece beş bakır. Gelin ve bayram edin! "
Bu tarz sesler etrafta yankılanırken çocuk, üzerinde ki çuvaldan oluşan giysisi ile birlikte sakince ilerlemeye devam ediyordu.
"Hadi ama tatlım, bana o yüzüğü alacaksın değil mi? "
Etrafta yankılanan cilveli ses ile birlikte bakışlarını o tarafa çeviren çocuk, gördüğü görüntü ile birlikte kaşlarını çatmıştı.
Parmaklarında ki gösterişli taşlar ve yanında ki sarışın kadın ile birlikte bir soylu olduğunu bağıran adam, koluna sokulan kadının gösterdiği yüzüğe dikkat ederken çocukta yavaşça adamın arkasına doğru ilerliyordu.
"Demek bu ufak yüzüğü istiyorsun, bal çöreğim. Ne kadar sana uygun olmasa da sen istersinde almam mı? "
Adam sağ elini üzerinde ki cübbesinin arkasına atarken eline gelen nesneyi gözü önüne getirdiğinde gördüğü görüntü ile birlikte öfke ile bağırdı.
"HIRSIZ VAR! PARAMI ÇALDILAR! MUHAFIZLAR! "
Adam öfke ile etrafa bağırırken çocuk, göğsüne soktuğu elini yakasından çıkarttıktan sonra sakince ilerlemeye devam etti.
"Hey velet bekle orada! "
Duyduğu ses ile birlikte anlık bir duraklama yaşayan çocuk, muhafızların giydikleri zırhlardan dolayı her adım attıklarında etrafa yankılanan sesleri ile birlikte hızla ileriye atılmıştı.
"Hey bekle! "
Çocuk duyduğu bağırışlara rağmen koşmaya devam ederken sonunda ara sokaklardan çıkarak şehir meydanında koşmaya başladı.
"Yakaladım. "
Bir anda ara sokaktan fırlayan bir muhafız, çocuğun önünde ortaya çıktığı zaman çocuk öfke ile dişlerini sıkarken arkaya doğru yaslanarak yerde kaymaya başlamıştı.
Önünde ki muhafızın bacaklarının arasından kayarak geçen çocuk hızla tekrar ayağa kalkarak sağ tarafında ki ara sokağa girmişti.
Birkaç metre koştuktan sonra duran çocuk, karşısına çıkan duvar ile birlikte öfke ile kaşlarını çatarken arkasında ki muhafızlara döndü.
"İşte yakaladık seni, velet. "
Çocuk duyduğu sözler eşliğinde etrafına kısa bir bakış attı. Önünde üç koruma, arkasında iki metreden uzun olduğunu tahmin ettiği bir duvar ve iki tarafında da büyük binalar vardı.
Çocuk gözlerini kısa bir süreliğine binanın duvarlarına çevirerek hızla incelemeye başladı. İki bina arasında ki bir çamaşır ipi ve binaların çatısına çıkabilmek için bir birine çapraz şekilde çakılmış iki kalas parçası…
Çocuk hızla aklına geçirdiği plan ile birlikte derin bir nefes alırken arkasında ki kutunun üzerine çıkarak beklemeye başladı.
"Vazgeç velet, buradan kaçamazsın. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırsızlar Kralı: Banzai
FantasíaHiç bir şeye sahip olmayan bir gencin, güç, para ve bilgeliğe sahip olması adına ilerlediği bir macera duruyor. *** "Ben her şeye sahip olan, ancak kaybedecek hiç bir şeyi olmayan biriyim." Mavi saçlı kırmızı gözlü çocuğun konuşması ile birlikte a...