Ateşin öfkesi ile etrafın karardığı ve toprağı kaplayan büyük kara lekenin tam ortasında oturan, altı elementin de etrafında şeritler oluşturarak koruduğu çocuğa bakan adam. Ağır adımlar ile çocuğa yaklaşmaya başladı, her attığı adımda çocuğu incelemeye devam eden siyahlı adam sessizce ilerlemeye devam etti.
Çocuğun siyah saçları dik bir şekilde duruyordu, gözlerinden biri yeşil bir ışıkla parlarken diğer gözü ölü toprak gibi koyu bir kahverengine sahipti. Ancak her iki gözünün de tek ortak yanı, gözlerinden durmadan akan yaşlar idi.
"Burada ne olduğunu anlata bilir misin ufaklık?"
Adam en sonunda çocuğun bir kaç metre ötesine gelip, güvenli bir mesafe de tek dizinin üstüne çökerek sormuştu. Çocuk duyduğu ses ile bakışlarını adama çevirdiğinde, adam yüzünde ki gülümseme ile çocuğa bakmaya devam etti.
***
"Güç ister misin?"
Tarum duyduğu ses ile birlikte, hızla sol kolunu arkasına doğru sertçe savururken kendisini sol tarafına doğru atarak yataktan fırlamıştı. Tarum'un yumruğu havada geçip gittiğinde, Tarum etrafını kaplayan karanlık ile birlikte bakışlarını sağ tarafına çevirmişti.
Sağ elinin işaret parmağının ucunda ortaya çıkan ufak parıltıyı, yatağının olması gereken tarafa uzatan Tarum. Dağılan karanlık eşliğinde ortaya çıkan, uyuyan Annabeth ile derin bir nefes verirken parmağında ki parıltıyı söndürmüştü.
"Kimsin sen? Benden ne istiyorsun?"
Tarum etrafını kaplayan karanlık alan ile birlikte hiç çekinmeden konuşmuştu, karanlık ve ışık elementlerine sahip olan bedeni onu her ne kadar içten içe parçalasa da. Yaşayan insanlar arasından ışık ve karanlık ile olan bilgisini, sadece bir elin parmaklarını geçmeyen kişiler geçebilirdi.
"Ooohh benim kara perdemi her hangi bir ışık kullanıcısın parçalaması, oldukça ilginç birisisin Tarum Ano."
Tarum karşısında ortaya çıkan iki kırmızı gözle birlikte kaşlarını çatmıştı.
"Karanlığın efendisi Araknes."
"Adımı duydun demek insan, siz böcekler benim adımı söylemeyi hak etmeseniz de bize zaman kazandırdın tebrikler."
"Tanrı Renard'ın yarattığı altı kutsal ejderhadan, karanlığın ve yıkımın ejderhası olan Araknes. Büyücü sınıfına mensup herkesin çocukluğu, siz ve kardeşlerinizin hikayeleri ile süslüdür efendim."
Tarum yavaşça başını eğdiğinde, Araknes burnundan nefes vererek etrafa bir miktar buhar saçmıştı. Karşısında ki Tarum'un bilgili olması, Araknes'in hem işini kolaylaştırmış hem de biraz daha dikkatli olması için bir işaret olarak algılamıştı.
"Vücudun ışık ve karanlık elementlerine ev sahipliği yapıyor, bir arada olmaması gereken tek zıt elementler onlardır. Yeterli miktarda ısı suyu buharlaştırır ve yeterli miktarda su, ateşi söndürürken.
Karanlık her daim var olur, ışığın olmadığı yerde karanlık hüküm sürerken. Işığın olduğu yerlerde de karanlık gölgelerde saklanır, ışık kullanıcıları asla huzuru bulamazlar hehehehe."
Araknes hafifçe kıkırdarken, Tarum sessizce beklemeye devam ediyordu. Tarum derin bir nefes alırken, Araknes'de kıkırtılarına ara vererek konuşmasına devam etti.
"O zaman benim hikayelerimi biliyorsundur Tarum Ano?"
Araknes'in sorusu ile birlikte başını hafifçe sallayan Tarum'a karşılık, Araknes yüzüne bir gülümseme yerleştirerek sivri dişlerini göz önüne çıkarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırsızlar Kralı: Banzai
FantasíaHiç bir şeye sahip olmayan bir gencin, güç, para ve bilgeliğe sahip olması adına ilerlediği bir macera duruyor. *** "Ben her şeye sahip olan, ancak kaybedecek hiç bir şeyi olmayan biriyim." Mavi saçlı kırmızı gözlü çocuğun konuşması ile birlikte a...