Zaman akıp giderken, Maledicti ve Krasova hala aynı yerde durarak yanlarında ki Qudve ile birlikte turnuvayı izlemeye devam ediyordu.
"Ne kaçırdım?"
Banzai'nin sesi ile birlikte Maledicti bakışlarını ona çevirse de fazla ilgilenmeyerek arenaya bakışlarını tekrar çevirdiğinde, Krasova açıklama yapmaya başladı.
"Şuana dek bizden sadece Qudve ve Maledicti arenaya çıktı, Qudve maçından galip ayrıldı ancak yaraları var, Maledicti ise maçından geri çekilmek durumunda kaldı. turnuvanın yarısı neredeyse bitti."
Krasova'nın açıklaması ile birlikte Banzai, şaşkınlıktan kaldırdığı kaşları ile birlikte bakışlarını Maledicti'ye çevirmişti.
"Sen kayıp mı ettin?"
Banzai'nin şaşkınlık dolu sesi ile birlikte Maledicti ilk bir kaç saniye cevap vermese de, Banzai'nin şaşkınlık dolu bakışları ile birlikte derin bir nefes vermişti.
"Rakibim sıradan birisi değildi, onun burada olması bu turnuva da büyük kişilerin de olduğu anlamına geliyor. Geri çekilmek zorunda kaldım, eğer çekilmese idim, neler olurdu bir fikrim yok."
Maledicti'nin açıklaması ile birlikte Banzai hafifçe kafasını salladığında, Krasova en sonunda bakışlarını arenadan çevirerek göz ucu ile Banzai'ye bakmıştı.
"Senden ne haber? Bir gelişme var mı?"
Krasova'nın sorusu ile birlikte hafifçe kıkırdayan Banzai, ellerini ensesinde birleştirerek yüzünde ki gülümsemesi ile birlikte başını hafifçe salladı.
"Anlaşılan onu biraz kızdırdım, ayrıca..."
Banzai yüzünde ki gülümsemeyi yavaşça bir kenara bırakarak ciddi bir ifade takınmıştı.
"Fuank da burada, söylediğine göre de Usta Altair'in zamanında savaşçılar kralı olan birisi de bu turnuvada bulunuyor."
Banzai'nin konuşması ile birlikte Maledicti ve Krasova bir birlerine kısa bir bakış atmışlardı.
"Banzai, Büyücüler Kralı yani babam. O da bu turnuvada."
Maledicti'nin açıklaması ile birlikte kaşlarını çatan Banzai, yavaşça ilerleyerek Krasova'yı geçtikten sonra, taş korkulukların önünde durarak ellerini göğsünde birleştirdikten sonra arenayı izlemeye başladı.
***
Arenanın soylular için ayrılan seyirciler bölümünün üst katında ki özel kişiler için ayrılan alanda, altısı ayakta toplamda on kişi mevcuttu.
Ayakta duran altı kişinin de her birinin etrafı, farklı birer element ile kaplıydı. Altı kişinin ortasında bir tahtta oturan kişi ise, yüzünde ki öfke dolu ifade ile birlikte arenada belli bir yere gözlerini sabitlemişti.
"Sinirlerine hakim olursan sevinirim büyücü, bu turnuva da sorun çıkartmak demek, bana hakaret etmek demektir."
Özel alanda bulunan dört tahttan en gösterişli olan tahtta oturan siyah saçlı siyah gözlü adam, sesinde ki duygusuzluk ile birlikte konuşmuştu. Adamın üzerinde altın rengi bir zırh vardı, tahtının arkasında duran çift dişli mızrağı, hafif mavi bir parıltı yayıyordu.
"Kei Akira, sözlerine dikkat etmeni istiyorum. Eğer Kralımıza hakaret içeren bir konuşma yaparsan, o zaman sakin durmaya son vermek zorunda kalırız."
Büyücünün sağ çaprazında ki etrafı ateşler ile kaplı olan kırklı yaşlarında gözüken adam konuşmuştu, saçları ve gözleri birer ateş gibi kırmızı bir ışık ile parlarken, üzerinde ki kırmızı cübbesi oldukça göz kamaştırıcıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırsızlar Kralı: Banzai
FantastikHiç bir şeye sahip olmayan bir gencin, güç, para ve bilgeliğe sahip olması adına ilerlediği bir macera duruyor. *** "Ben her şeye sahip olan, ancak kaybedecek hiç bir şeyi olmayan biriyim." Mavi saçlı kırmızı gözlü çocuğun konuşması ile birlikte a...