Süpürge makinesini ritme uygun şekilde halıda ileri geri yaparak sürdüğümde avazım çıktığı kadar bağırarak türkü söyledim. Genelde bu beynimin error verdiği zaman isyan etme belirtilerinden biriydi.
Şarkının nakaratını üçüncü kez tekrarladığım sırada kalçama terlik yemem bir oldu. Düşmem dolayısıyla oluşan acı bitmeden bir yenisi daha eklenince ağzımdan çıkan çığlığa engel olamadım. Damla yanıma gelip süpürgenin üzerindeki durdurma düğmesine bastığında kalçamı tutarak yere oturdum.
''Oh olsun sana!" diyerek elini göğsünde silkeledi. "Sabahtan beri içindeki cırtlak karı yüzünden başım şişti be,'' diye isyan ettiğinde gözlerimi kısıp kötü bakışlarımı ona diktim.
Kafasına bağladığı eşarp ve altındaki babaannemin eteğiyle ellerini beline koyup başımda dikildi. Çatılan kaşları ve bana attığı terlik sinirlenme mi sağlamalıydı değil mi? Ah, hayır. Tam tersi kahkaha attım. Ben gülmeye devam ettikçe Damla'nın çatılan kaşları merakla yukarı kalktı.
''İyi misin kızım? Terliği kafana değil popona attım.''
Bu sözleri yönetmenin ara veriyoruz dediği anda bir oyuncu gibi o anda kahkahamı kesip anında somurtmamı sağladı. Damla'nın babaannem kılıklı hali her ne kadar popomdaki acıyı gömüp gülmemi sağlasa da dün akşam yaşanan olaylar aklıma 'Hücum!' diye bir anda baskın yapıp geldiğinde sinirlerim beynimi kaynattı.
Gerçekten dün öyle bir sahne yaşamış mıydım? Hani tanımadığım bir çocuğun karşısında rezil olduğum o anları. Neyse ki o siyah incileri bir daha görmeyecektim. Gerçi buna sevinsem mi yoksa üzülsem mi bilemedim. Kaşlarım düne dair önüme gelen her görüntüde çatıldığında Damla'ya patladım.
''İyi değilim. Hep senin yüzünden. Zaten barışacaktınız ne diye beni sürüklüyorsun gecenin bir köründe o gereksiz, saçma, aptal yola?'' Elimi yere koyup güç alarak yerden kalkmaya çalışırken acıyla yüzümü buruşturdum. Damla hemen önüme geçip acıyarak suratıma baktı.
''Nehir valla özür dilerim. Bir daha böyle bir şey olmayacak. İstersen gidiyim ben düşeyim kalçamda bir morluk oluşsun. Ödeşmiş oluruz, he ne dersin?'' diyerek yalvardı.
Ruh halimde anormallik baş gösterirken hevesli olan suratına tükürerek kahkaha attım. Bu kız cidden manyaktı. İstesem aynı yere gidip düşeceğini biliyordum. Yine de onu tutmaya çalışacak eller olacağını düşünmek bende gereksiz ve bir o kadar da anlamsız kıskançlık duygularını ortaya çıkardı. Ayağımı süpürgenin tuşuna basıp önümden çekilmesi için kalçamla vurup ittim.
''Çok konuşma. Git toz al.'' Onun bu fedakâr sözlerine ben ters tepki yapınca tekrardan süpürgenin tuşuna basıp kapattı.
''Yok canım başka isteğin? Mutfağı temizlerken Ağrı dağının eteklerindeydin, kendi odanda Tiridine bandın birazdan salona geçeceğiz bu sefer Murat gilin damından atlayamadım dersin. Bak o zaman ben Damla gilin damından seni atarım.'' Derin bir nefes verdiğinde mavi gözlerini büyüterek isyan etti.
Süpürgenin ucundan tuttuğu gibi kaldırarak bana arkasını döndü. İsyanına anırarak kahkaha atmayı son anda engellediğim de kapıdan çıktı. Ayağımı sürüyerek peşine takılırken salona geçti. Süpürge makinesini koltuğun yanına koyduğunda gözlerini kısarak bana doğru baktı.
''Bak o köpek bakışlarından atma Nehir.'' Gözlerimi onun gibi kıstığımda şaşırarak suratına baktım.
''Köpek bakışları mı? Böyle bir şey ben hiç yapmam ki. O senin görevin değil miydi?'' İmalı şekilde güldüğümde eteğe taktığı toz bezini hızlı şekilde çıkarıp eline aldı. Suratıma çarpmadan havalı şekilde yakaladığım da gözlerini devirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah İnci
Teen FictionBU KİTABI DAHA ÖNCE BAŞKA BİR PROFİLDE YAYINLAMIŞ VE GEÇEN SENE 5 MİLYONDAN FAZLA OKUNMA OLMASINA RAĞMEN KALDIRMIŞTIM. ŞİMDİ KENDİ ÖZEL PROFİLİMDE SİZLERE SUNUYORUM. İLK YAYIN TARİHİ 2013'TÜR. Herhangi bir kopyalama, çalınma gibi durumlarda gerekli...