26●•

11.2K 456 23
                                    

Arkamı dönüp ilerlerken peşimden kahkahasını duymak iyice utanmamı sağladı. Adımlarımı hızlandırıp hemen kafenin içine girdim. Tuvaletin olduğu hole döndüğüm gibi duvara yaslanıp yere doğru çöktüm. Elimi kalbimin üzerine koyduğumda kulaklarımdan çıkmak için can atan gürültü bedenimi sarstı. Ben her zaman utangaç kızaran bir kızdım. Ama onun bana uyguladığı farklı bir şeydi. Bana ne yapıyordu bunu açıklayamayacak kadar duruma acemiydim.

''İyi misin?''

Başımı yukarıya doğru kaldırdığımda önlüğüyle garson olduğunu belli eden kız merakla suratıma baktı. Elimi yere koyup destek alarak kalkarken gülümsedim.

''Teşekkür ederim, iyiyim.'' Eteğimi temizleme adına elimi arkama götürüp vurduğumda karşılık olarak gülümseyip tuvalete girdi. Bir millete rezil olmadığım kalmıştı oda oldu. Kim bu deli burada oturuyor diye kesin merakından sordu. Neyse ki bir daha buraya gelmeyeceğim. En azından çalışan olarak. Nefes verip başımı salladığımda hödük sanki içimi okumuş gibi gülerek kafenin içine girdi. Onun o muşmula suratını görmek ayaklarıma gaz verip oradan kaçmamı sağladı. Hızla kabinlerin olduğu odanın kapısını açtığımda aynı anda çıkan biriyle çarpışmam bir oldu.

''Pardon ben...''

''Heh, Nehir bende seni arıyordum.'' Berna telaşlı bir halde sözümü kesip kolumdan çekerek odaya soktu. Nefes nefese kalmış bir şekilde bana bakınca merakla ağzımı açtım.

''Ne oldu kızım anlatsana.'' Elini kaldırıp beklememi işaret ettiğinde sakin olmaya çalıştı. Derin bir nefes aldıktan sonra kolumu bıraktı.

''Gittin zannetmiştim ama gitmemişsin. Sana anlatmam gereken bir şey var. Belki beni ilgilendirmez ama...'' Duraksayınca bu sefer ben kolundan tuttum.

''Ama ne?'' Kalbim Cankat yüzünden zaten depar atmıştı ama Berna'nın bu hali daha çok telaşa kapılmamı sağladı. Bu yüzden kolunu düşündüğümden fazla sıkmıştım ama anlayışla başını sallayıp konuştu.

''Önce bir şey öğrenmem lazım. Sen Özgürle çıkıyor musun? Ya da çıkıyor muydun?''

Özgür? Berna'nın bu hali onun yüzünden miydi? Derin bir nefes alsam da bu sinirlenmeme yol açtı. Kolunu bırakıp elimi bacağıma vurdum.

''Bu yüzden mi beni aradın? İnanamıyorum sana Berna ya şurada kalpten gidecektim az kalsın.'' Kaşlarımı çatarak bakınca hemen konuşmaya çalıştı.

''Hayır. Yani evet. Seni bir şey demek için aradım ama demem gereken bu soru değildi. Sadece. Şey... meraktan sordum.'' Gözlerini kaçırmasını neye yormam gerektiğini bilmiyorum ama başka bir konunun olması merak duygumu yine ortaya çıkardı. Elimi önümde bağlarken kaşlarım iyice çatıldı.

''Ne demen lazımdı?'' Sesim sert bir şekilde ona doğru yol alınca gözlerini bana doğru çevirdi. Ellerini saçına attıktan sonra diğer eliyle bileğimden tuttu.

''Tamam, anlatacağım ama önce şuraya oturalım.'' Köşedeki koltuğa doğru çektiğinde itiraz etmeyip takip ettim. Oturduğumuz gibi ona doğru kaşlarımı kaldırarak baktığımda nefesini dışarıya verdi. ''Ya nasıl anlatacağım bilmiyorum. ''

''Ne diyeceksen uzatmadan hemen de.'' Merak beni kemirirken bu kadar sert konuşmam gayet normaldi. Ortada bir şey vardı ve bunu uzatılarak anlatılması şu an ki durumum için hiç iyi olmaz. O da bunu anlamış ki kafasını onaylar gibi salladıktan sonra bana doğru tam döndü ve söyleyeceklerini bir anda ağzından çıkardı.

''Özgürle seninki bugün kavga edecek.'' Gözlerim büyürken o da çaresizce önüne döndü. "Yani sanırım," dediğinde beynimde oluşan soruları kenara itip sinirle yüzüne baktım.

Siyah İnciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin