Vücudumdan akan terlerle üstümdeki ağırlığı ittim. Yorgan mı bu? Yok artık. Akşam düşüncelerimle boğuşurken uyuya kaldığımda üstümde sadece ince bir pike vardı. Şimdi ise kazulet gibi yorgan örtülüydü.
Saçlarımı kaldırıp komodindeki tokayı kafama geçirip topladım. Üstümdeki kısa kollu tişört ter yüzünden resmen ikinci bir ten gibi oturdu. Ayağa kalkıp üstümden sıyırdım. Yeni bir tişört almak için dolaba giderken Damla'nın nerede olacağını düşündüm. Dün tartışsak da akşam yanıma gelip yanağımdan öpmüştü. Buna rağmen şu an yanımda olmadığına göre benimle uyumadı.
Kafamdan tişört geçirip odadan çıktım. Mutfaktan gelen kıkırtılarla banyodan önce merdivenlere doğru yol aldım. Aşağıya doğru attığım her adımda sesler daha belirgin olurken erkek sesi de kulağıma doldu. Yavaş şekilde mutfağın kapısına geldiğimde teyzemin Ahmet'le sohbet içinde olduğunu gördüm.
Damla dün Ahmet'i kesin teyzeme anlatmıştı. Teyzemin de bakışları Ahmet'ten çok memnun gözüküyordu. Gerçi memnun olmasa neden kahkaha atarak konuşsun ki? Ayaklarımı sürerek içeriye doğru girdim. Beni gördüklerinde Ahmet kaşlarını çatıp süzdü.
''Bu hal ne bacım?'' dedi hayret ederek. Yanlarına doğru giderken oturdukları masanın önünde durup ellerimi bağladım.
''Ne varmış halimde?'' dedim kendimden emin şekilde.
Tamam, daha banyoya bile girmemiştim ama gayet normaldim. Uykudan yeni uyanan birine göre normal tabii.
''Denize böyle gelmeyi mi planlıyorsun? En azından şu köpek peluşlarını çıkarsaydın.''
Elleriyle ayağımdaki sevimli pandufumu gösterdi. Bu sıcak havaya rağmen bir de ayağıma bir şey giyecek kadar anormalliğimi göstermekten çekinmiyordum. Ayağımı kaldırıp köpeği bacağına sürttüm. Kafasını tutup sıktığında ellerine vurup gülümsedim. Bir dakika yine önemli bir soruyu atlamıştım. Teyzemin yanındaki sandalyeyi çekip oturdum. Kafamı tutup öperken ''Günaydın," dedi. Bende yanağını öptükten sonra Ahmet'e döndüm.
''Ne denizi ya?'' diye sorduğumda Damla elinde çantayla mutfağa girdi.
''Şimdi seni dalgaya alırdım ama hala akşamdan sinirliyim." Duraksayıp ellerini beline koydu. "Neyse, biz denize gidiyoruz, gelecek misin?''
Gözlerimi devirdiğimde Ahmet ayağa kalkıp Damla'nın yanına gitti.
''Soruyor musun bu soruyu cidden? Gelecek tabii.'' Hem kesin hem de umutla bakarken nefes verdim. Bunlar denize ya tek gideceklerdi ya da Ahmet'in tayfasının yani Cankatların yanına gideceklerdi. Her iki ihtimalde bana ters olduğundan başımı salladım.
''Siz gidin ben teyzemle takılırım.'' Teyzeme baktığımda ısrar edecek gibi oldu ama kaşımı kaldırınca sustu.
''Nedense şaşırmadım.'' Damla kaşlarını kaldırarak bana baktı. Dün onunla tartışmamı bu kadar uzatacağını düşünmezdim ama hala tripliydi. Tabii onun dediğini değil de kendi istediğimi yapıyordum. Yanlışsa yanlış kararım bu ve uymayı planlıyordum. O yüzden onunla tartışmaya gireceğimi hiç sanmıyorum. Yine de sinirli bakmaya devam ettim.
Ahmet önce Damla'ya sonra bana baktı.
''Sizin aranızda bir şey mi oldu? Eğer tartıştıysanız denizde sizi boğmam için güzel bir sebep vermiş olursunuz. ''
Damla elindekileri Ahmet'e uzatarak sinirli bakışlarını gözlerimden çekti.
''Bırak Ahmet ya Nehir inada bindirdiyse onu bu evden vinçle bile çıkaramazsın," dedi gözlerini büyüterek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah İnci
Teen FictionBU KİTABI DAHA ÖNCE BAŞKA BİR PROFİLDE YAYINLAMIŞ VE GEÇEN SENE 5 MİLYONDAN FAZLA OKUNMA OLMASINA RAĞMEN KALDIRMIŞTIM. ŞİMDİ KENDİ ÖZEL PROFİLİMDE SİZLERE SUNUYORUM. İLK YAYIN TARİHİ 2013'TÜR. Herhangi bir kopyalama, çalınma gibi durumlarda gerekli...