30●•

10.8K 391 12
                                    

"Yeter Damla gülmeyi kes.'' Gayet ciddi bir şekilde bağırsamda elinde tuttuğu kurutma makinesine bakıp geldiğinden beri yaptığı gibi kahkaha atmaya devam etti. Ona olan biten her şeyi anlatsamda aklına takılan tek konu vardı; o da Cankat'a vurmamdı. Daha doğrusu kurutma makinesiyle vurmamdı.

''Allah'ım sen sabır ver," diye isyan ederken ellerimi saçımdan çekip sinirle suratına baktım. Kahkahası kulağıma işkence etmek için daha fazla arttığında odadan çıkmak için yataktan kalktım. Tam hareket edecekken elimden tutup geri oturmamı sağladı.

''Tamam, tamam sakin olacağım. Hemen bozulma," dediğinde kurutma makinesini arkasına koyup ellerini karnına bastırdı. Derin nefesler alırken ona inanıp inanmama arasında gidip geldim. Bir anda dayanamayıp gülmeye devam ettiğinde arkaya uzanarak yastığımı elime aldığım gibi suratına geçirdim.

''Yeter, Damla! Ben ne haldeyim sen hala gülmeye devam et," diye isyan edince tekrardan sakin olmaya çalışıp gözlerini kapatırken elini durmam için kaldırdı. Kendinden emin olduğunda göz kapaklarını açıp suratıma bakıp nefes verdi.

''Ay yemin ederim gülmekten çatladım," dediğinde yastığı tekrardan kafasına geçirip ayağa kalktım.

''Ciddi misin? Sayende bende Cankat'ın o hali yetmiyormuş gibi senin yüzünden sinirden çatladım.'' Yeniden gülmemesi için ciddiyetimi koruyarak aynanın önüne yürüdüm. Çekmecenin üstündeki tokamı alıp saçımı topuz yaptım. Tekrardan yatağın önüne yürüyüp üstüne oturdum. Bağdaş kurduğumda Damla da ellerini geriye atıp bana baktı.

''Ya sen gerçekten Cankat'ın kafasına kurutma makinesini geçirdin mi? Doğruyu söyle.'' Gülmemek için kendini tutarken omuzuna bastırıp yatağa yığılmasını sağladım.

''Evet Damla, vurdum. Her şeyi anlattım işte şimdi sana da geçirmeden kapat şu konuyu.'' Dirseğini yatağa, elini de başının altına koyup suratıma baktı.

''Hangi konuyu konuşmak istersin tatlım? Kapının üstünde anahtarı bırakacak kadar Leyla olduğundan bahsedelim mi?'' Elini dizime koyarken nefes verip bilekliğimle ilgilenmeye başladım.

Cankat'ın içeriye nasıl girdiği sorunun cevabını Damla eve gelince anlamıştım. O fark etmezse hala dışarıda unuttuğum anahtarının varlığını bile bilmeyecektim.

''Sence çok mu ileri gittim? Amacım onu kışkırtmak değildi durmasını sağlamaktı. Ama salak ben, onu daha çok sinirlendirdim.'' Dalga geçmesini umursamayıp aklımı yiyip duran soruyu yönelttim. Elimi yatağa geçirirken Damla dudağını büzdü.

''İşte onu çok doğru dedin yavrum sen bariz salaksın.'' Gözlerimi kısıp bakarken umursamayıp konuşmaya devam etti. ''Ona anlaşmadan bahsettiğin yetmiyor gibi üzerine oynamışsın. Kızgın bir boğaya kırmızı bayrak sallamak pek akıllıca değil doğrusu.'' Dediklerinin haklılığı bir an düşünmemi sağlarken gözümde canlanan öfkeli gözler iç çekmemi sağladı.

''Allah kahretsin ya. Ben o an öyle olacağını düşünemedim. Dediklerine çok sinirlenmiştim her şey kendiliğinden döküldü.'' İnleyerek kendimi yastığın üzerine atıp başımı gömdüm.

''İyi yönden bakarsak Özgür güzel bir dayağı hak ediyordu.'' Popoma şaplatıp yanımda yer aldığında kafamı kaldırıp gözlerimi açarak karşılık verdim.

''Sana Özgür bıçak getirecek diyorum üstüne üstlük Cankat karşılık vereceğini söyledi. Sen ne diyorsun Damla?'' Derin bir of çekerken nefesini inadına yüzüme savurdu.

"Nehir bir şey olmaz korkma artık. Dediğin gibi o sana bıçak çekmiş. Bırak da cezasını versinler.'' Yataktan kalkıp dolabın yanındaki sepetten dergiyi alıp yatağa geri oturdu.

Siyah İnciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin