86●•

5.3K 250 4
                                    

Siyah inciler...

Bu lakabı doya doya diyemediğim kaç ay oldu? Her an özlemiyle kavrulduğum, bakıp acımı dindirmesini istediğim onsuz kaç ay?

Gözlerindeki derinlikte kaybolmayalı sayamadığım o kadar uzun zaman oldu ki şimdi saklanmadan duyduğu özlemi benimle buluşturuyordu. Her gün bunun için beklediğim gözleri şimdi bana yeniden o duyguyu tattırıyordu. Kaçıp gittikten sonra geldiğinde beklediğim o bakışı... Ne kadar derinliğinde kaybolduğumu bilmediğim bir vakit nefesi tenime değdiği andan sıyrılmak istemesem de kızarmış gözlerinden başımı çevirdim.

"Artık gitmem lazım." Daha fazla yüzüne bakmamaya çabalayarak ayağa kalkacakken kollarımdan tutarak hareket etmemi engelledi.

"Bırakmak istemiyorum." Parmakları daha da sıkılaşırken yeniden gözlerine beni hapsetti. O kadar içten söylemişti ki bunu isterken rica eder gibiydi. Artık onun istediğinin olmayacağını anlamış gibi...

"Sen beni çoktan bıraktın Cankat." Yüzümde acı bir gülümseme oluştuğunda onun gözleri kısılırken parmakları biraz daha gevşedi.

"Haklısın. Sarılman beni azda olsa affettiğin anlamına gelmiyor yani." Umut ettiği şey yerle bir olmuş gibi mırıldandığında elinin müsaade ettiği kadarıyla kolumu kaldırıp yüzüme yapışan saçı kulağımın arkasına sıkıştırdım.

"Sarıldım çünkü ben buradayım demek içindi. Bıraktığın yerde..." Yüzümde ironi şekilde yeniden bir gülümseme oluştuğunda diğer gözüme gelen saçıda geri itecektim ki bu sefer elimi tutarak engel oldu.

Yağmur bizi ıslatarak ortadan kaybolsa da boğazım öyle kuruydu ki ufacık bir damla için kavruluyordu. Onu gördüğüm ilk gün yaşadığım heyecanı iliklerime kadar hissederken elimi bacağımın üstüne bırakıp yüzüme uzandı. Gözüme değen saçı tutup kulağıma doğru iterken siyah inciler yüzümde dolaştı.

"Fazla kırılgan, fazla acı çekmiş ve fazlasıyla benden nefret etmiş bir kız. Evet, bu gülüşün seni bırakıp döndükten sonra ilk görüşümdü." Bizi, biz yapmak için büyük adım atılmış ilk günlerimiz için kurduğu kelimeleri değiştirerek söylerken yüzünden buruk bir gülümseme oluştuğu gibi kayboldu. "Bıraktığım yerdesin ama bıraktığım gibi değilsin sakar kız."

Bana bulduğu lakabı duymak geçmişi sızlatırken gözlerinden kaçmak yerine daha çok odaklandım. Ağlamamak için direnirken dudağımı ısırmak zorunda kalarak...

"O kadar kolay değil Cankat. Ben senden sonra yaşadıklarımı unutamam. Sen geldiğinde de yok edemem. Onlarla birlikteyim artık. Daha fazlasını şu an için bekleme benden." En azından bir yanımın sinirlenmesi gerekirken bile karşımda aynı acıları çektiğini savunan gözleri görmek bunu sağlamadı. Başının hafifçe eğip beni onayladığında ellerini kollarımdan çekti.

"İnan bana, ben bunu bile beklemiyordum." Kabullenişiyle gözlerini kaçırmasını fırsat bilip bu sefer ben yüzüne odaklandım. Saçlarından akan su damlacıkları dakikalar önce göz yaşlarıyla kaplı yanağındaki izlerin üstünden geçip gitti. "Bu sefer sen hiç elimi tutmadan beni bırakırsın diye düşünmüştüm."

Bu sözleri canını o kadar yakmış olmalı ki gözlerini kısarak döndüğünde kaçamak bakışlarım heyecan yaşadı.

"Aslında bende öyle olmasını umuyordum." Ter akıtmaya başlayan vücudum da bir anlık itirafımla birlikte gözleri açıldığında omuz silkerek ayağa kalktım. "Hak ettiğin şeyin seni öylece bırakmak olduğunu inanmak için kendimi çok ikna etmeye çalıştım; ama bu değil." Geriye doğru adım atarken vücudumun alev almasına rağmen tam tersi üşümekten titreyen dişlerim birbirine çarparak devam ettim. "Hak ettiğin şey bu değil."

Siyah İnciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin