31●•

10.9K 451 38
                                    

Yaklaşık bir saattir Damla'nın önüme sunduğu bütün kıyafetlere burun kıvırarak zaman geçirdim. Geneli ya elbise ya da etekti. Parti deyince illaki öyle giyinmek gerekmediğini ona anlatmaya çalışsam da dinlememek için fazlasıyla ısrarcıydı. Elindeki kısacık etek ve tişört kombinin üzerine geçirmekle uğraşırken dolabımdan dantelli beyaz şortumu ve ona uygun gömleğimi çıkardım. Gözü elimdekilere kayınca önce kaşını kaldırdı ama sonra memnun olduğunu belli eden gülümsemeyle giydiği eteğin fermuarını çekti. Onun ne düşündüğü pek umurumda olmasada yine de beğenip dırdır yapmadığına sevinerek üstümdekileri çıkarıp giyinmeye koyuldum. En azından bugün gecikmemeliydim çünkü Ahmet kaç kere uyardı. Hatta önümüze iki saat gibi kocaman bir saat dilimi sundu. Bir saatim Damla Hanım yüzünden harap olsa da elimde dolu dolu bir saat daha vardı. En azından benim giyinip hazır olmam için yeter ve artardı. Tabii Damla Hanım için bunu söylemek zordu.

Şortumu altıma geçirdiğim gibi tuvalete doğru yol aldım. Dışarı çıkmadan önce şu tuvalet mevzusunu derin yaşayanlardan olduğum için geç kalmamak adına en mantıklı adımları atıp banyoya daldım. İşim bittiğinde odama girmemle şok geçirmem bir oldu. On beş dakikadır yoktum ve Damla tuhaf bir şekilde hazırdı. Ağzım bir karış onu süzerken derin bir nefes verip yüzüne bakmamı sağladı.

''Ağzını kapa şapşal. Sinek kaçacak.'' Çantasına bir şeyler sıkıştırırken dediğini yapıp ağzımı kapayıp yanına doğru gittim.

''Sen nasıl bu kadar erken hazırlanabildin?'' Soruma karşı omuz silkip aynaya doğru yol aldı.

''Ahmet'i kızdırmaya hiç niyetim yok. Zaten giydiklerimi görünce yüzü beş karış olacak. Birde geç giderek daha da sinirlenmesini sağlayamam.'' Önüne düşen saçı geriye atarken aynadan gözü bana doğru kaydı. Kaşını kaldırırken bana doğru döndü.

''Aynı şey senin içinde geçerli. Hadi hazırlan da laf yemeyelim.''

O halimden memnun bir şekilde beni süzerken başımla onaylayıp dolabımdan çantamı çıkarmaya gittim. Bugün onu fazla yormamıştım çünkü istediği gibi gayet kısa bir şort giymiştim. Tamam etek veya elbise değildi ama şort olması ondan daha kapalı olduğum anlamına gelmiyordu. Hatta tam tersi onun eteğinden gayet kısaydı giydiğim. Neyse ki benim başımda onun gibi bir sevgili yoktu. Daha doğrusu başımda sevgili bile yoktu. Cankatla aramızdakinin ne olduğunu çözememiş biri olarak böyle düşünmem gayet normaldi. Evet benim için birini dövebiliyor ama ne yazık ki umursamadığını göstererek bara da gidebiliyordu. Demek ki sadece günlük sporunu gerçekleştirmek adına Özgür'ü dövdü sonrada rahatlamak için başka kızlara gitti. Böyle düşünmek sinirle kucaklaşmamı sağlasada kendimi hiçbir türlü engelleyemiyorum. Belki sinirlenmek için yer arayan bünyeme bahaneydi bunlar. Hala kötü düşünerek iyiye kavuşmak için yapılan çabalar...

Onu, onunla olan her şeyi düşünmekten kendimi alamıyordum. Bu beni bazen mutlu etse de şu an kesinlikle mutlu değildim. Hatta onu göreceğimi düşünmek bile mutlu olmamı sağlamıyordu. Tuhaf bir heyecan ve titreşimle sabahtan beri boğuşuyordum. Bu fazla yorucuydu. Hatta...

''Ben gelmesem mi?'' Nefes verip yatağa otururken Damla'nın çığlığını duymam bir oldu. Gözlerini açarak önüme geldiğinde acaba ne kadar günah işledim de bu suratı görmek zorunda kaldım merak ediyorum.

''Saçmalıyorsun değil mi? Yok yok benimle dalga geçiyorsun. Amacın ne kızım?'' Çığırmaya devam ederken elimi alnıma götürdüm. Gözümü kapatıp susmasını beklerken yanıma oturdu. ''Neden fikrin değişti? Hem de hazırlanmışken yapacağın en son şey bu olur. Tamam giyinmeseydin...''

''Yoruldum Damla. Bugün neler yaşadığımı neler hissettiğimi tahmin bile edemezsin. Daha başka şeyler yaşamaya daha doğrusu görmeye hazır mıyım bilmiyorum. Belki de evde oturup sessizce bugünü bitirsem benim için daha hayırlı olur.'' Dayanamayıp sözünü keserek açıklama yaparken sessizce dinledi. Gözlerim sözlerimi doğrular gibi kapanmamak için direnirken kendimi yatağa attım. Damla bir anda kalkıp elimden çekiştirerek ayağa kaldırdı.

Siyah İnciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin