13●•

12.8K 574 49
                                    

 Onurla Sena dışarıya çıktığımı gördüklerinde yanıma doğru geldiler. İkisi de yüzümü incelerken merakla suratıma baktılar.

''Sena elinde yara gördüğünü söyledi.'' Onur yanıma gelip elimi yukarı kaldırdı.

''Bir şey yok, dershanedeyken sıraya çizmişim.'' Beynim şu an yalan üretmeyecek kadar dolu olduğundan Senadan gözlerimi kaçırdım. Böyle bir şey yaşamadığımı biliyordu ama yine de inkar etmedi. Onur yarayı incelerken elimi kurtardım. Gözlerini kısarak suratıma baktı.

''Canın çok acıyor mu?'' dedi.

Elimi çekmemi yanlış anladı ama işime yaradı. Sıranın bu yanık izini yapamayacağını anladığında olaylar değişirdi. Bana karşı fazla hassastı.

Ben ilk okul beşinci sınıftayken o orta sondaydı. Bir gün çocuk elimi yanlışlıkla kalemle çizdi diye kavga etmişti. O günden sonra kimse bana sataşamıyordu. Erkek arkadaşımın olmama nedenlerinden biride bu olabilirdi. Liseye gittiğinde kurtuldum sanmıştım ama herkes onu tanıdığından yine yanaşmıyorlardı. Bu zamanında hem hoşuma giderdi hem de gitmezdi. Neyse belki bu olaylar çok eskide kalmıştı ama yine de bir olay istemiyordum. Cankat'a diklenemeyeceğine onlarla geçirdiğim o iki gün de anlamıştım zaten ama olsun bu beyinle hiç çekemeyeceğim bir durum yaşamaktansa saçma yalanım daha işe yarardı.

''Önemli bir şey değil. Bakıyorum da Sena'yla tanışmışsınız.'' Olayı kaynatmama verdiği her zamanki tepkiyle gözlerini kısıp Sena'ya baktı.

''Evet, şu arkada bıraktığımız seksi kız hakkında konuştuk. Neydi adı? Heh, Burçin.'' Ellerini cebine koyarken Sena da benim gibi sinirle bakıyordu Onur'un suratına.

''Bana bak Onur sakın şu kıza bulaşma, yemin ederim öldürürüm seni.'' Kolundan tutup tepkimi belli ettim. Onur içine çekerse Cankat'a daha yakın olurdu ve bunu düşünmek daha çok sinirlenmeme sebep oldu. Daha demin söylenerek çıktığım adam için miydi bu kıskançlığım hala? Onur kahkaha attığında daldığım yerden anca sıyrıldım.

''Sakin ol Nehir. Bana göre değildi zaten ben sarışın severim.'' Omuz silktiğinde yan gözle Sena'ya bakıp göz kırptı. Sena da sarıydı ve anında üzerine alınarak kızardı. Neden bilmiyorum ama buna daha çok sinirlendim. Onur'un bu tavırları değiştiğini gösterdiğindendi belki de.

''Sizin tercihleriniz olduğunu bilmiyordum. Takılmak için güzel olsun yeterli değil miydi?" İmalı soruma karşı gülümsemekle yetindi.

''Benim Cankat gibi sınırlamam yok. Her kıza şans veririm.'' Yine o çapkın bakışlarını üzerime dikince sinirden yumruk yaptığım elimi göğsüne vurdum.

"Ya bütün kadınlar ne kadar şanslı," diye onu dalgaya aldım.

Göğsüne vurduğum elimi kahkahalarıyla kavrayınca ağzımdan bir inilti çıktı. Yaralı elimi tuttuğunu fark edince anında çekmişti ama onun yerini başka bir el aldı. Cankat ne ara eczaneden çıkmıştı ve ne ara yanımıza gelmişti bilmiyorum ama şu an elime bakmakla meşguldü. Elimi ondan kurtarınca acıya rağmen Sena'ya döndüm.

''Hadi gidelim," dediğimde başıyla onayladı.

Arkamı onlara dönüp yürümeye başladım. Etrafta insanlar çoğalınca yürümek zorlaşıyordu. Aralarından hızla geçmeye çalıştım. Onur'un arkamdan seslendiğini duymuştum ama takmadan hızlandım. Onu görmek için can atan benken şimdi ondan kaçıyordum. Onur'un dediği cümlede beynimde cirit atarken sinirlerim iyice kendini belli etti. ''Cankat gibi sınırlamam yok...'' Cankat'a da kızlarına da hepsinin sülalesine bol bol selam yolluyorum. Benim bu çocukla hiç şansım yoktu ve bu canımı kat ve kat acıtıyordu. Ara sokağa dalınca Sena bana yetişmekle meşguldü.

Siyah İnciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin