35●•

8.9K 315 12
                                    

Arayan: Siyah inci

Siyah inci...Siyah inci...Siyah inci... Şu anda kaşlarını çatarak yüzümü inceleyen Cankat'ın gözlerine taktığım lakap. Bu ismin bende uyandırdığı tek şey buydu. Daha doğrusu ilk şey. Daha sonra çok da uzak bir zaman dilimi olmasada sabah yaşananları unuttuğum aklıma geldi. Bundan sonra telefonum yüzünden Siyah inci denilince aklıma başka bir kişi daha gelecek; Özgür...

Yaşadığım şokla birlikte yutkunmam Cankat'ın konuşmak için ağzını açmasını sağlarken hemen öne doğru atıldım.

''Şey, annem arıyor. Birazdan yanınızda olurum.'' Gülümsemeye çalışıp arkamı döndüğümde korkunun vücuduma uyguladığı işkence yüzümde şekil aldı. Kasılmama ve bana bir şey demelerine fırsat vermeden hızla birkaç adım atıp onlarla aramı açtım. Arkamdan bakıp bakmadıklarına bile bakamıyorum çünkü beni yolda karşılayacağına emin olduğum Siyah inciler her şeyi ele vermemi sağlardı. Şimdi uğraşmam gereken ise çakma Siyah inci adına sahip itin tekiydi.

Neden aradığını benimle bugünden sonra daha ne konuşacağını merak ediyorum. Cankat'ın ona yaptıklarından sonra benden intikam alacağını biliyordum ama bu kadar erken düşünmemiştim. En azından kendini toparlayıp yarını bekleyemez miydi?

Telefonu ne olacaksa hemen olsun düşüncesiyle açıp kulağıma götürdüm.

''Ne var?'' diye sert çıkışıma yüksek müzik sesi karşılık verdi. Anında telefonu kulağımdan uzaklaştırsamda birkaç saniye sonra kulağıma yeniden yaklaştırdım.

''Hey Nehir?'' Özgür'ün kalın sesi duyulurken müzik sesi baskın olmayacak kadar azaldı. Derin bir nefes verip sorumu tekrarladım.

''Ne var?'' Sesimdeki sert tona karşı genelde kahkaha atsada karşılık olarak o da nefes verdi.

''Özledim seni derdim de seni bana hatırlatan izler hala suratımda.'' İsyan ederek değil de mırıldanarak söylemişti ve müzik sesi iyice yok olurken bir yerden çıktığını düşündüm. Tuhaf olan bir şey vardı ki Özgür laf atmak yerine sadece mırıldanmıştı. Evet tuhaf olan buydu.

''Ee fondöten istemek için mi aradın?'' Cankat'ın eserini görmesemde gözümde canlandırabiliyordum ki sözlerim ne kadar abartı gelse de ciddiydim.

O da dalgaya almadığımın farkına varmıştı ama yine tuhaf bir şey yapıp kahkaha atmak yerine duyamayacağım bir şeyler mırıldandı ve sonra hızla konuştu.

''Bakıyorum da keyfin yerinde. Keşke teyzen içinde öyle olsaydı.''

Aradığında içime oturan korku yavaşça bacak bacağa atıp sırtını yasladı. Telefonu açtığımdan beri düşünme sürem ne kadar kısa olsada Özgür'ün iyi bir şey için aramayacağını biliyordum. Ama bunu bana yaşatacakları hakkında olacağını düşünmüştüm ya da Cankatla yeniden kavga edip beni parçalara ayırmasını bekliyordum. Teyzem hakkında bir şey duymayı kesinlikle beklemiyordum.

İleriye doğru istemsiz bir adım atarken kaşlarım çatıldı.

''Ne demeye çalışıyorsun? Teyzem yanında mı?'' Heyecandan kalbimin gürültüsüyle birlikte sesimin seviyesi de yükselince bağırarak konuşabildim.

''Benimle her konuştuğunda sesi titreyen Nehir ortaya çıktı. Şaşırtıcı.'' Özgür kendine yakışanı yaparak sesinde iğrenç gülüşünü hissedebileceğim tonla konuştu. Bu beni daha çok sinirlendirirken karşımda olsa o kıza attığım tokadı ona daha fazlasını atardım.

''Sana şaşırtıcı bir şey söyleyeyim mi Özgür?'' Soruma karşı cevabını beklemeden yanıtladım. ''O dayaktan sonra hala benimle böyle konuşabilmen. Madem imkansızları yaşıyoruz şimdi teyzem hakkında ne biliyorsan söyle.'' Emir tonunda konuştuğumda derin nefes verdi.

Siyah İnciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin