95●•

5.5K 238 4
                                    

-7 ay sonra-

Bazen gözünü kapamak ve hiç açmamak istersin. Bu hayal ettiğin dünyada kaybolmak istediğinden ya da o anı gözlerinin ardında saklayıp hafızandan silmek istemediğindendir. Ben hayal etmeyi bir kenara kaldırdım. Hayalimi yaşadığım anlardayım. Cankat'la bu anlarım kesinlikle hayal edemeyeceğim kadar güzellikte. Aile olmak... Bunu hissetmek hele tahmin edemeyeceğim sınırlarda.

"Kalk şuradan koca karı. Git kızlara yardım et." Berke'nin sesi kulağımda çınladığında hamakta sallanırken yumduğum gözümü aralamamı sağladı. Beynime kazıdığım fotoğrafı yeniden gördüğümde Cankat'la yan yana mangal da et pişiren kardeşime bu sefer kaşlarımı çatarak baktım.

"Dokunma ablana. Bu ara çok yoruldu." Cankat uyarsa bile alttan gülerek işine devam ettiğinde Berke omuz silkti.

"Finallere girdiyse ne oldu? Doğru aslında tam tersi olmuştu. Haklısın uyumaya devam et." Kurduğu cümleyle Cankat'ı sinirlendirdiğinin farkında değildi. Az kalsın sıcak maşa yüzünde şekil bulacakken geriye çekilip özür dilemeye başladı. Önceden olsa bu yaşının getirdiği espriyi sırf sevgilim diye Cankat'ın yanında söylemeye kalkmaz ağır abi gibi takılırdı. Özellikle ayrıldığımız zamandan sonraki öfkesini Cankat bir şekilde almıştı. Nasıl oldu bilmiyorum. Bir gün buluştular ve iş çözümlendi. Şimdi abi kardeş gibi kahkahalarla benim anı hafızama poz veriyorlardı.

"Burası da ne rahatmış. Kalk ve beni yalnız bırak artık. Kardeşin haklı." Bir anda çöken hamakta yanıma Doruk uzandığında yakınlığımız kızarmamı sağladı. Umarım Cankat şu an bizi görmeyecek kadar Berke'yle ilgileniyordur diye dua etmeye başlayacağım anda biri kollarımdan tutarak beni havaya kaldırmayı başardığında düz bir şekilde ayaktaydım.

"Nehir'e bir metreden aşağı yakınlaşma Doruk. Seni öldürecek erkek listesi fazlasıyla kabarık." Onur'un sert sesiyle gösterdiği yerde Doruk'a sinirle bakan iki erkek daha mevcuttu. Onların bu haline dayanamayıp kahkaha attığımda Doruk umursamadan yatmaya devam etti. Anlaşılan kimseyi ciddiye almayacaktı. Haklıydı da. Doruk'un bana yakınlığının altında art niyet arayacak burada kimse yoktu. Özellikle yakın arkadaşı.

"Benim için sorun yok." Cansu gelip Doruk'un yanına kıvrıldığında gülümseyerek onları izledim. Onur bu duruma sessiz kalsada arkada bize bakan iki erkeğimde sesler duyulmaya başladı.

"Ben şu Doruk denen çocuğu hiç sevmedim." Berke'nin sesini duyduğumda hayretle döndüm. Benim için bu cümleyi kurmadığına eminim. Geldiğinden beri mutlu olma nedenlerinden biri de Cansu'ydu. Anlaşılan Doruk'la samimiyeti onu fazlasıyla sinirlendirmişti.

"Ben de hiç sevmemiştim." Cankat, Berk'in sinirli bakışlarına anlam veremezken umursamaz tavırla söylendiğinde etlerle ilgilenmeye devam etti.

"Ben hele hiç." Berk yanımıza geldiği gibi hamağın üstüne çıktığında aralarına girmeye çalışarak hamakta hengame çıkardı. Ben kopacak diye korkarken onların keyfi yerindeydi.

"Ben size aşığım zaten." Doruk söylenerek Berk'e saldırdığında karnımı tutma aşamasındaydım. Cansu'nun koruması da fazlaydı. Kaan olaya dahil olup Cansu'yu kaldırarak aralarından çıkarırken Cansu kahkahalara boğuldu. Özellikle en son haliyle birbirine sarılı sallanan Doruk ve Berk tablosunu görünce neredeyse yere yapışacaktım. Doruk çoktan pes etmiş Berk'in piercingiyle oynamaya başlamıştı.

"Deli bunlar. Uğraşılmaz." Kaan başını sallayarak uzaklaştığında Cankat'ın yanına ilerledi.

"Kızlar keyfiniz yerinde mi? Beni soruyorsanız domateslerle çok iyiyim." Damla isyan etmeye başladığında Cansu'yla gülmeye ara verip yanına ilerledik.

Siyah İnciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin