BU KİTABI DAHA ÖNCE BAŞKA BİR PROFİLDE YAYINLANMIŞ VE GEÇEN SENE 5 MİLYONDAN FAZLA OKUNMA OLMASINA RAĞMEN KALDIRMIŞTIM. ŞİMDİ KENDİ ÖZEL PROFİLİMDE YENİDEN UFAK DÜZENLEMELERLE SİZLERE SUNUYORUM.
İLK YAYIN TARİHİ 2013'TÜR.
Heyyyoooo!!!!
Böyle bir giriş yapmayalı çok uzun zaman oldu. Normalde açıklamalarımı bölüm sonunda yaparım. Bu sefer ise önce bunu okumanızı istedim çünkü artık bölümlerde bir açıklama ve benim yorumumu çok görmeyeceksiniz. Öncelikle herkese merhaba. Siyah İnci kitabımı ilk yazdığım tarih bölüm başında belirttiğim tarih olması çok ürkütücü değil mi? 2013 yılında buralarda olmak...
17 yaşımda yazdığım bu roman 4 yılda yazıldığı için ilk bölümler küçük yaşlarıma denk geliyor ve ben hiçbir şeye dokunmadan direkt buraya bırakıyorum. İmla kuralları da hak getire... O zamanlar tek isteğim karakterleri hissetmeniz, gözünüzde canlandırmanız ve keyif alarak okumanızdı. Pata küte yazılmış kitap diyebiliriz.
Buraya geri dönmemin sebebi ise yine sizlersiniz. Bir sıkıntı çıkmazsa 96 bölümü yayınlayıp bırakacağım. Yine ilerleyen zamanlarda kaldırmamayı ümit ediyorum. Konu benim anormal psikolojim olduğundan net konuşmak istemiyorum. Dediğim gibi ümit ediyorum. Umarım eskiden burada olanlar ve yeni okuyucularımın yorumlarını okuyabilirim. Kendinize iyi bakın.
ESİN KAN
**********************************************************************************
18.09.2013 23.40
''Nehir, lütfen." Dudaklarını büzüp yere çöken Damla'ya gözlerimi devirdim. "Çocuk beni bekliyor. Gitmemiz lazım.''
Yaklaşık beş dakikadır beni ikna etme çabaları istediği gibi sonuç alamadı. Bu yüzden son kozlarını devreye sokmaya başladı. Hani bakarken içinizin titrediği ve ne derse onaylamanızı sağlayan o surat. Köpek bakışlar? Doğru tahmin.
Doğduğumdan beri arkadaşım olan biri böyle taktiklere kanmadığımı bile bile neden bunu ısrarla yapar ki? Sıcacık yatağıma kavuşmayı beklerken ve bu kadar yorgunken ona kanmayacağıma eminim. Elimdeki yastığı yüzüne hızlı ve sert şekilde savurup o masum halini dağıttım.
''Bu sefer olmaz Damla. Yat uyu artık.''
Dağılmış sarı saçlarını düzeltirken ağzında küfür geveledi. Tabii ki yüzüme karşı diyemezdi çünkü şu an bana muhtaçtı. O yüzden sakin şekilde gülümseyerek suratına baktım. O da sahte olduğuna inandığım şekilde gülümseyerek yatağa, yanıma geldi.
''Bak bu sefer son Nehir. Ahmet'i biliyorsun yanına gitmezsem sabaha kadar orada bekler. Hem yağmur da başladı. Benim yüzünden ıslanıp hasta mı olsun?'' diye sesini incelterek söylendi.
Bir acındırma taktiği daha. Sakin olmak isterken sinirlenmem için güzel bahaneler...
''Kızım bana saf derlerdi de sen beni de aştın. Daha beş dakika önce sülalesinin kulağını çınlatıyordun. Buraya kadar geldi diye hemen barışacak mısın?'' diye sesimi yükselterek konuştum. Dediklerim de haklı olduğumu bildiğinden başını eğdi. Elleriyle oynamaya başladı.
''Hayır, onu affetmeyeceğim. Sadece konuşmak istiyor ben de onu dinleyeceğim,'' diyerek omuz silkti. Yüzündeki çaresizlik kendine bile inanmadığının göstergesiydi. Ellerini tutup yüzüne baktım.
''Bak benim canım arkadaşım. Sen şimdi yanına gittiğinde ona küfür saydırıp döneceğini mi zannediyorsun?'' Gözlerini kısarak mahcup şekilde suratıma baktığında elimi çektim. ''Buna inanacak kadar durum vahim yani," diyerek kelimeyi ağzımda gevelediğimde başını yavaşça aşağı yukarı salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah İnci
Genç KurguBU KİTABI DAHA ÖNCE BAŞKA BİR PROFİLDE YAYINLAMIŞ VE GEÇEN SENE 5 MİLYONDAN FAZLA OKUNMA OLMASINA RAĞMEN KALDIRMIŞTIM. ŞİMDİ KENDİ ÖZEL PROFİLİMDE SİZLERE SUNUYORUM. İLK YAYIN TARİHİ 2013'TÜR. Herhangi bir kopyalama, çalınma gibi durumlarda gerekli...