İnsanoğlu denen varlık her şeye, her duruma alışıyordu. Canını yakan durumlara alışması ne kadar uzun sürüyorsa, ruhunu kanatlandıran güzel durumlara alışması da aynı ölçüde kısa sürüyordu. Üç yıldır içinden geçtiği ateş çemberi sanki onu hiç yakmamış gibi, mutlu geçirdiği günler içini kemiren korkuların varlığını derinlere gömerken Kutay ile yeniden bir araya geldiği iki hafta içerisinde kendinde gördüğü değişime inanmakta zorluk çekiyordu.
Ciddi tavrı yerini Kutay'dan çaldığı sonsuz bir neşeye bırakmış, çekingenliğinin yerini uslanmaz bir edepsizlik almıştı. Üzüm üzüme baka baka kararır diyen atalarımız yine haklı çıkmıştı, Kutay ile birlikte geçirdiği günlerde giderek ona benzemeye başlamıştı.
Bu etki-tepki hadisesinin içinde kendisi Kutay'dan etkilendiği gibi Kutay da ondan etkileniyordu. Sanki aralarına üç yıllık ayrılık girmemiş gibi, nerede kalmışlarsa oradan devam ederlerken Kutay da içindeki hesapsız, pervasız çocuğun iplerini Yasin'in dikkatli ellerine vermiş, onu terbiye etmesine seve seve izin veriyordu.
Yasin, bu iki hafta içinde Özge ile sık sık konuşmuş ve Kutay için yapmayı düşündüğü sürpriz üzerinde kardeşinin de yardımını almıştı. Doğumuna iki ay kalan kız kardeşi bu haftalar içinde yanına gelmesi için onu darlamayı da ihmal etmiyordu. Ve hâlâ inatla yeğeninin cinsiyetini ona söylemiyordu. Özge'nin şartı belliydi; cinsiyetini öğrenmek istiyorsa yanına gidecekti.
Ve Yasin Kutay'ın yanı sıra kardeşine de bir sürpriz yapmak üzereydi.
Takvimler haziran ayının sondan bir önceki gününü, yani sevdiği adamın doğum gününü gösterirken tatil rotalarına gidecek uçağa binmek için dış hatlar terminalinde bekliyorlardı. Kutay sabahtan beri doğum gününü kutlamak için arayanlarla konuşmakla meşgul olduğundan uzun süre yanında duramıyordu, zira arayanların ardı arkası kesilmiyordu. Yasin onun doğum gününü kutlamamış ve hediyesini henüz vermemişti, ona vereceği en büyük hediye kendisiydi çünkü. Elbette başka bir hediye de hazırlamıştı ancak bal gözlü sevgilisinin henüz bunu bilmesine gerek yoktu.
Yasin insanların onu tebrik etmek için aradığını biliyordu ancak ikisi arasında bu mevzu hiç konuşulmadığı için Kutay onun unuttuğunu sanıyor, Yasin de bozuntuya vermiyordu. Kutay telefonu nihayet kapatıp yanına gelebildiğinde check-in sırasına girmiş, onu bekliyordu. Bozuntuya vermeyerek, kıskanmış gibi yaparak sordu.
"Kiminle konuşuyorsun on saattir?"
"Hiç ya öyle arkadaşlar arıyorlar, özlemişler de." Kutay sözde çaktırmıyordu ancak Yasin'in doğum gününü unutmasına hayli bozulmuştu.
"Söyle onlara biraz az özlesinler, kesmeyeyim dillerini." Yasin içinden kahkahalar atsa da çatık kaşlarıyla, duyulmamak için alçak bir sesle söyleyerek önüne döndü ve sırada ilerlediler.
"Tamam, söylerim." Kutay dalgın bir tavırla bir adım arkasından gelirken onun kaslı sırtını izliyordu. Orman gözlü sevdiği gerçekten üç yılda doğum gününü unutmuş olabilir miydi? Kutay'ın içinden oturup çocuk gibi ağlamak gelmişti bir an. Burçlara inanan biri değildi ama Zodyak'ın en sulu göz burcuna mensup olmak canını sıkıyordu böyle anlarda.
Nihayet işlemleri bitip uçağa bindiklerinde cam kenarına kendisi, yanındaki koltuğa Yasin otururken hemen yanlarındaki koltuklara kendi yaşlarında, oldukça alımlı iki kadın yolcu oturmuştu. Yolculardan biri, kendi dünyasında kaybolan Kutay'ı uçağa bindiğinden beri alenen dikizlerken Yasin az önce numarasını yaptığı kıskançlığın damarlarını yakan bir aleve dönüşüp tepeden tırnağa vücudunda dolaştığını hissediyordu.
Kırmızı görmüş boğalar gibi boynuzları bir yerlere dalmak için kaşınırken Yasin sakin kalmak için derin bir nefes alıp gözlerini kapattı ve hostesin söylediklerini yapıp kemerini bağladı. Gözlerini hâlâ Kutay'ı izlemekte olan esmer güzelinden ayırıp Kutay'a çevirdiğinde uyuşuk hareketlerle kemerini bağlamakta olduğunu gördü. Kendisine atılan biri cilveli, diğeri öfkeli iki bakışın farkında bile değildi. Ancak bu içini rahatlatmıyordu, derinlere ittiği kuşkular yine kafalarını çıkarmış dört gözle onu izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Top | bxb |
General Fiction"Bitime bir saniyeden az var beyler. Bu maçı alın, dileyin benden ne dilerseniz." Molanın sona erdiğini belirten ses duyulduğunda tüm gözler onun, onun gözleriyse kendisinin üstündeydi. Sahaya dönmeden önce kulağına en iyi arkadaşının sesi doldu. "S...