9- Eşek ve Ot Meselesi

8.7K 564 46
                                    

Murat, Seda ve Burcu ile barda oturmuş içkilerini yudumlarken Yasin'in bakışları bir ara pistte çılgınlar gibi dans eden bedenlere kaydı. Hava soğukmuş, sıcakmış fark etmiyordu insanlara; dışarıda kar yağıyordu ama mekânın içi çöl gibi sıcaktı. Herkes kendini müziğin ritmine kaptırmış, kafalarında her ne varsa oraya buraya savurdukları bedenleri ile kurtulmaya çalışıyorlardı onlardan.

Keşke ben de kafamı sallamakla beynimdeki tilkilerden kurtulabilsem, diye düşünmekten kendini alamadı bir an. Özge ile olan sohbetinden sonra içi az da olsa rahatlamıştı. En azından korktuğu başına gelmemişti ve kardeşi gayet iyiydi. Yaklaşık bir saat önce gönderdiği nikâh ve ultrason fotoğraflarına bakarken içinin ısındığını hissetti. Gerçi yeğeni henüz bezelye kadar bir şeydi ama hiç olmazsa kardeşi mutluydu.

Fırat'a söyle sana gözü gibi baksın yoksa oraya gelir gözlerini oyarım, dediğinde Özge sadece gülen ifade yollamakla yetinmişti. Hesabına geri yatıracağı para da ayrıca sıkıyordu canını. Yapma etme dese de nafile olduğunu biliyordu, kendisi ne kadar yumuşak başlı ise kardeşinde de o kadar katır inadı vardı. Kuruşuna kadar geri yatırana dek gözüne uyku girmeyeceğini biliyordu. Bazen hangisinin ağabey, hangisinin kardeş olduğunu karıştırıyordu. Ama onlar da böyleydi işte, koruyup kolladığı kardeşi yeri geldiğinde ona ablalık ediyordu.

Sıkıntıyla iç çekerek arkadaşlarına döndüğünde bir süredir kendilerini izlemekte olduklarını fark etti. Burcu'nun yüzündeki beklentili ifadenin nedenini anlamazken bir kaşını kaldırarak kıza baktı.

"Ne oldu?"

"Sana bir soru sordum ama sanırım senin gemiler Karadeniz'de batmış."

Neşesiz bir kahkaha attı Yasin.

"Yok ya, dalmışım öyle. Siz ne diyordunuz?"

"Şu yeni transferinizden bahsediyorduk. Murat'ın ağzını bıçak açmıyor gerçi bu konuda, bir de sende deneyelim şansımızı dedik ama görüyoruz ki senin de pek keyfin yok."

"Aynen ya, madem kukumav kuşu gibi oturacaktınız bizi niye çağırdınız?" diyerek arkadaşına destek oldu Seda.

Murat huzursuzca kıpırdanıp yüzüne baktığında konuyu değiştirmeleri gerektiğini fark etti. Konuşmak istediği son konu bile değildi bu ve aksi gibi herkes ondan bahsetmek istiyordu. Eşeğin sevmediği ot gerçekten de başında bitiyordu galiba.

"Kalkın dans edelim haydi, oturmaya mı geldik?"

Burcu ve Seda sırıtarak birbirlerine baktılar ve oğlanları bileklerinden tuttukları gibi piste sürüklediler. Alkolün etkisiyle gevşeyen vücudu direnmeyerek Burcu'nun peşinden sürüklenirken kızı baştan aşağı süzdü Yasin.

Beline kadar inen kumral saçlarını bu gece topuz yapmıştı Burcu, boyu daha uzun görünüyordu bu sayede. Topuklu çizmesinin etkisini de yadsımamak gerekiyordu. Uzun, ince bedenini dizinin biraz üstünde biten kolsuz siyah elbisesine gizlemişti. Piste ulaştıklarında yüz yüze geldiler ve bu kez kızın yüzünü inceledi Yasin.

Mekândaki birçok kızdan farklı olarak yüzünde bir duvarı boyayacak kadar makyaj yoktu. Biraz pudra, ela gözlerini belirginleştiren siyah kalem ve rimel, ince dudaklarını çevreleyen koyu kırmızı bir ruj ve çok hafif bir allıkla yetinmişti. Biçimli burnunun kanadındaki hızma, ışık vurduğunda elmas gibi parlıyordu. Karşı cinsten hoşlanıyor olsaydı, kesinlikle yanında görmek isteyeceği bir kızdı Burcu.

O da Seda gibi voleybolcuydu ama tanışıklıkları lise yıllarına dayanıyordu. Yasin yurt dışına gitmeden önce sık sık görüşürlerdi, döndükten sonra pek zamanları olmamıştı ama bağları koparmamışlardı da. Bu gece olduğu gibi ara sıra dördü buluşur, beraber zaman geçirirlerdi. Gerçi bu sıralar Burcu'nun görüştüğü biri olduğundan daha az bir araya geliyorlardı. Hayatınıza biri girdiğinde vakit ayırdığınız insanların öncelik sırası değişiyordu. Gürültülü müziğe rağmen Burcu'ya eğilerek bağırdı.

"Tolga'yı neden getirmedin? Kızmasın sonra sana?"

Burcu bir kahkaha patlatıp arkadaşına cevap verdi. "O kimmiş de bana kızacak? Sevgilim diye sahibim değil ya, kiminle istersem onunla buluşurum! Arkadaşlarıma karışamaz, sizi tanıyor olmasa zaten ben teklif etmeden gelirdi. Boş ver Tolga'yı eğlenmeye bakalım biz!"

Yasin bunun üzerine omuz silkerek kendini müziğe bıraktı. Tepinmekten yorulduğunda Burcu ile birlikte biraz önce oturdukları koltuğa yöneldi ve Murat'ı düşünceli bir biçimde tek başına otururken buldu. Kaşları çatılarak yerine yerleştiğinde ona yaklaşarak sordu.

"Seda nerede?"

"Kardeşi merdivenden düşüp bacağını kırmış, hastaneye gitti."

"Biz de gitseydik ya? Bize neden haber vermedi?" diye sordu Burcu.

"Valla haber gelir gelmez, ben bıktım bu çocuğun başına iş açıp durmasından, deyip bana bile adam gibi veda etmeden fırladı gitti. Mesaj atmış zaten gelmenize gerek yok ben hallederim diye."

İki genç başlarını sallayarak anladıklarını belirttiler. Burcu ile Murat birer bira daha almak için bar kısmına gittiğinde Yasin başına giren ağrıyla kafasını koltuğun sırtına yaslayıp gözlerini kapadı. Kulağında hissettiği sıcak nefesi takip eden ses beynine ulaştığında gözleri ardına kadar açıldı ve inanmayan gözlerle sesin sahibine baktı.

"Eğleniyor musun sevgilim?"

Yasin haklıydı, eşek sevse de sevmese de o ot her zaman başında bitiyordu.

------------------
Çok şükür karşı karşıya gelebildiler hsjdsjdnksf karşılaşmalarını bu kadar uzatmayacaktım ama sonra neden uzatmayayım ki dedim ve anlatmaya gerek yok görüyorsunuz :d Okuduğunuz için teşekkürler. :*

Son Top | bxb |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin