63- Senden Çocuğum Olsun İstiyorum

3.6K 220 28
                                    

Mavi gök üzerinde pırıl pırıl parlayan güneş, usulca esen rüzgârla kokusu burnuna dolan deniz ve elinde hissettiği elin verdiği sıcaklık... Yasin'in hayatı, tam da olmasını istediği gibiydi o an; sakin ve huzur dolu.

Başını elindeki elin sahibine çevirdi ve göz bebekleri gülen Kutay'ın bal rengi irislerine ket vuramadığı bir sevgiyle baktı. Dudaklarını kocaman bir tebessüm bürürken yanağında hissettiği ıslaklıkla birlikte şaşırarak gökyüzüne çevirdi gözlerini.

Havada bir tek bulut bile yoktu ancak engin mavi, üzerlerine bardaktan boşanırcasına yağmur yağdırıyordu. Açık havaya rağmen gürleyen göğün sesine Kutay'ın onu çağıran sesi de eşlik ediyordu şimdi. "Yasin, kalk!"

Başını ona çevirip kırptığı gözlerini açtığında Kutay'ın yatağında, ona sokulmuş uyuyordu. Gördüğü rüyayı hayra yormak isteyerek kendine gelmeye çalışırken yeniden sevgilisinin boğuk sesini duydu. "Yasin uyan, telefonun çalıyor."

Gözlerini ovalayarak sol tarafında kalan komodindeki telefonuna uzanırken rüyasında duyduğu gök gürlemesinin aynısını duymuştu. Çıplak gövdesine değen havayla tüyleri havaya kalkarken telefonunu aldı ve saate baktı, sabahın dört buçuğu olmak üzereydi ve kız kardeşi görüntülü arıyordu.

"Hayırdır inşallah." Gergince kalkıp, uykusuna dönen Kutay'ı yatakta bırakarak hızla salona indi ve ışığı açar açmaz çağrıyı yanıtladı.

Bir hastane odasında, başına geçirdiği kırmızı kurdelesiyle kız kardeşinin ve yanındaki eşinin görüntüsü ekrana dolarken gülümsedi Yasin. Misafirleri teşrif etmişti anlaşılan.

"Yoksa tahmin ettiğim şey mi?" Neşeli sesiyle Özge'ye sorusunu yöneltirken tekli koltuğa oturdu.

"Evet, müjdemi isterim, nur topu gibi bir kız yeğenin oldu abiciğim!" Özge de aynı neşeyle yanıtladığında içi sıcacık olmuştu Yasin'in.

"Çok sevindim bir tanem, Allah uzun ömür versin, analı babalı büyütsün. Uyuyor mu şimdi? Sen nasılsın, ağrın sızın var mı?"

"Az önce emzirdim, uyumuyor henüz. Ben gayet iyiyim, biraz yorgun hissediyorum kendimi ama geçer. Görmek ister misin yeğenini?" Özge, eşine bebeği getirmesini söylerken bir yandan da gülümsüyordu abisine. Fırat, kucağında kızıyla yeniden ekranda belirdiğinde Yasin ilk görüşte aşk denen şeyin gerçek olduğunu bir kere daha anlamıştı. Özge kamerayı kızına çevirirken Yasin'in yüzündeki tebessümün boyutları giderek büyüyordu.

"Çok çirkin bir şeymiş bu be!" Sözlerinin tam tersi anlamını kastederek sırıttığında Özge de muzip bir tavırla abisini yanıtladı.

"Ne yapalım, dayısına çekmiş! Bana çekseydi güzel olurdu!"

"Hadi be sen de! Maşallah, nazar değmesin kızıma. İsim koydunuz mu?" Yasin merakla sorduğunda Özge ile Fırat birbirlerine bakıp gülümsediler.

"Adını Yasemin verdik..." Özge gözleri dolarak abisini yanıtladığında Yasin de kardeşi gibi buruk bir tebessüm ile ona bakmıştı.

"Çok güzel bir isim vermişsiniz." Annesi hayatta olsaydı kızının verdiği isimle mutlu olacağını biliyordu Yasin. Aklına gelen soruyla bir an durakladıktan sonra boğazını temizleyerek yeniden söze girdi. "Ama biraz erken doğmamış mı? Birkaç hafta daha var zannediyordum. Ne kadar oldu doğalı?"

Özge, telefonu Fırat'a uzatıp kızını kucağına alırken yanıtladı. "Aşağı yukarı üç saat oluyor. İki hafta erken doğdu ama herhangi bir sorunumuz yok, keyfimiz gayet yerinde. Değil mi kızım?" Kızının minicik burnunu hafif dokunuşlarla okşayarak severken Yasin de şu an orada olmak isteğiyle başa çıkmaya çalışıyordu.

Son Top | bxb |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin