38- Evimde Şenliksin, Bahçemde Bahar

6.3K 391 124
                                    

Gecelerin gündüze dönmesiyle ilgili onlarca klişe söz vardı zihninde. En karanlık geceler bile sabaha varır, güneş en kuytu köşelere bile ışığını ulaştırırdı. Kışlar bahara, baharlar yaza, yazlar güze ve güzler de yeniden kışa dönerken Kutay hissetmemişti mevsimlerin dönüp yıllara evrildiğini. Oysa şimdi sevdiği adamın yatağında, onu kollarına alarak uzanmış yatarken, kirpiklerinin güzel gözlerini bir örtü gibi örtmesini gece boyunca seyre dalarken gecenin şafağı buluşunu iliklerine kadar hissediyor ve bundan ilk defa keyif alıyordu.

Sancılı geceler bitmişti artık, seher vakti öten kuşların sesleri kulaklarına dolarken burnunu Yasin'in saçlarına çevirdi ve kokusunu yeni doğan bir bebeğin aldığı ilk nefes gibi içine çekti. Yeni doğan bir bebeğinki gibi aldığı nefes ciğerini yakmış, gözlerinin dolmasına neden olmuştu ama acıdan akmıyordu gözyaşları bu defa. Çaresizlikler içinde kıvranırken çareye kavuşan bir insanın ruh hâli içindeydi. Mutluydu, huzurluydu, gerçek olduğuna inanamıyor ama aynı zamanda tüm gerçeklerden daha gerçek olduğunu düşünüyordu. Asla kavuşamayacağınızı sandığınız birine kavuşmak herhâlde böyle hissettiriyordu.

Çenesini sarı saçlı başının üstüne yaslayıp aralık perdeden içeri sızan günün ilk ışıklarına bakarken bir koluyla sevdiğinin omzunun üstünden onu sarıyor, bir eliyle göğsünün üzerinde duran elini okşuyordu. Ne çok çekmişti bu günün hasretini, ne çok! Kollarında uyuyan adamı bir daha böyle saramayacağını düşünerek kaç geceyi sabah, kaç günü gece ettiğini bilmiyordu Kutay.

Ancak artık geride kalmıştı hepsi. Şimdi önünde güzel bir gelecek uzanıyordu. Kollarında sevdiği, burnunda kokusu, ellerinde elleri, yüreğinde yüreğinin olduğu güzel bir gelecek vardı önünde. Zor olacağının bilincindeydi; edecekleri kavgalara, yaşayacakları küslüklere şimdiden hazırlamıştı kendini. Fakat artık gitmek, terk etmek yoktu, Yasin onu defalarca kapısından kovsa da bacasından girecek, ne yapıp edip yanında kalacaktı. Yasin'in sonu olmayan merhametiyle ona verdiği ikinci şansı ziyan etmeyecekti, onsuz kalmak ölmekle birdi çünkü.

Onun elini tutan elini çekip yüzünü okşarken göğsünde uyuyan beden kıpırdandı ve göz kapaklarını kırpıştırarak açtı. Orman rengi gözleri, bakışlarını bulana kadar öylece bir süre karşıya bakmış, bir yandan da olduğu yerden doğrulup sırtını yatak başlığına yaslamıştı. Kutay, onun kendi içinde bir tür hesaplaşma yaşıyor olabileceğini düşündüğü esnada bakışları buluşmuş ve dudakları aralanıp uykuyla boğuklaşan sesini duyurmuştu.

"Günaydın."

"Günaydın sevgilim." Kutay için nefes almak kadar kolaydı ona sevgilim demek. Elinden gelse Yasin bıkana kadar ona sadece sevgilim derdi. Yattığı yerden doğrulmayarak yan döndü ve Yasin'in kucağındaki ellerinden birine uzanıp eline alarak parmaklarını iç içe geçirdi. Bunu yaparken onun yüzündeki gibi bir tebessüm belirmişti Yasin'in yüzünde. O gülümseme için canını bile verirdi Kutay, Yasin'in her gülümseyişinde bir kez daha fark ediyordu onun için kendi canından kolayca geçebileceğini.

"İyi uyuyabildin mi?" Kutay sevecen bir sesle sorduğunda Yasin gülümseyerek yanıtladı onu.

"Uyudum, ya sen?"

"Bütün gece horlamalarını dinlemek dururken uyumak da neymiş?" Kutay'ın yüzünde muzip bir sırıtış belirirken Yasin en sonunda kıkırdamasını bastıramayıp elini sahte bir küskünlükle Kutay'ın elinden ayırdığında Kutay panikle yeniden tutmuştu elini. Bu defa yerinden doğrulurken gözlerini Yasin'in yeşillerine dikip ciddi bir sesle konuştu. "Bırakma. Sana kavuştuğuma inanabilene kadar bırakma elimi."

"Ben de inanmakta güçlük çekiyorum hâlâ. O yüzden bu isteğini reddetmeyeceğim." Bununla birlikte yeniden ellerini birleştirmiş ve güzel gözlerini sevdiği adamın bal rengi gözlerine dikmişti. Sanki bir şeyler söylemek istiyormuş da tereddütteymiş gibi bir hâli vardı, Kutay'ın bir kaşı havaya kalkarken aklından geçeni sordu.

Son Top | bxb |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin