50- Amerikan Rüyası

4K 249 25
                                    

Medyada yine hayalimdeki Yasin ile Kutay olmayan ancak yumuş yumuş öbüşen beyler var ben böyle yumuş yumuş öbüşen çiftlere düşerim arkadaşlar ister gxg ister bxb ister bxg olsun, neyse gittim, keyifli okumalar.

-----------

Yasin saate bir kez daha bakarak gözlerini ovuşturdu ve telefonunu başucundaki komodinin üstüne bıraktı. Akşamüstü olmuştu ancak yorgun bedenleri, acısını çıkarırcasına geceden beri gün boyu deliksiz bir uykuya mahkûm etmişti onları. Yatakta dönüp dirseğinin üstünde doğrularak ona sırtı dönük bir biçimde uyuyan Kutay'ın yüzünü izledi bir süre. Öyle masum görünüyordu ki Yasin'in onu bağrına basası gelmişti bir an.

Çıplak kolunu tüy gibi hafif bir dokunuşla okşadı ve yüzünü yüzüne yaklaştırıp uyanması için yanağına da aynı hafiflikte öpücükler bırakmaya başladı. Dudaklarının altındaki yüzün sahibi kıpırdamaya başladığında gülümseyerek onu öpmeye devam ediyordu.

Kutay başını çevirerek dudaklarını dudaklarıyla buluşturup bal rengi gözlerini araladı. Vücudunu da çevirip sırtüstü uzandı ve bir elini kaldırıp Yasin'in çıplak beline koyarak okşadı. Yasin dudaklarına ufak bir öpücük daha kondurup ona dönük bir biçimde uzandı.

"Dişlerimi fırçalamamıştım ama..." Kutay imalı bir sesle kıkırdayarak konuştu.

Yasin omuz silkmekle yetinmişti. "Sana da merhaba, uykucu."

Kutay esneyerek Yasin'in saçlarını çekip kafasını kaldırdı ve onu omzuna yatırıp çektiği saçlarına uzun bir öpücük kondurduktan sonra sordu. "Saat kaç?"

"Beş. Hadi kalk, duşa gir de bir şeyler yemeye gidelim. Çok acıktım."

"Beni ye." Kutay afacan bir tavırla konuştuğunda Yasin iç çekerek doğruldu ve örtünün altında kendi hâlinde duran erkekliğine doğru hareketlendiğinde Kutay onu hemen durdurdu. "Aşkım onu kastetmedim ki ya, edepsiz seni." Kıkırdayarak konuştuğunda Yasin de gülüyordu.

"Ben de yapmayacaktım zaten, maksat sana sataşmak olsun. Ayıl hadi, ben önden gidiyorum." Bununla birlikte yataktan kalktı ve seri adımlarla banyoya hareketlendi. Kutay'ın çıplak bedenine attığı aç bakışlar altında banyoya giderken onun ne düşündüğünü biliyordu, aklındaki düşünce onunkinden farklı da değildi; her saat, her dakika sevişseler bile birbirlerine doyamazlardı.

Çabuk bir duşun ardından belinde havluyla odaya girdiğinde Kutay'ın telefonuyla ilgilendiğini gördü. Kaşları çatılmış, beti benzi atmıştı. Yasin endişeye kapılarak ona adımladı ve önünde durup çenesini tutarak kendisine baktırdı.

"Ne oldu?" Cevabını beklerken yüreği hızla çarpıyordu.

Kutay gözlerini kaçırıp başını eğdiğinde yeniden kendisine baktırdı ve bu defa kaygıyla yükselmesine engel olamadığı sesiyle bir daha sordu. "Kutay söylesene, ne oldu?"

Kutay cevap verdiğinde sesi o kadar kısıktı ki Yasin zar zor duymuştu ama duydukları, yüreğinin diğer organlarını da beraberine alarak ağzına gelmesine yetmişti.

"Kerim abi beni Amerika'ya yollamayı düşünüyor."

"Ne?" Eli, çenesinden yanına düşerken asılan suratıyla Kutay'ın yüzüne baktı.

"Gitmem Yasin, sensiz hiçbir yere gitmem. Sen gelmeyeceksen şuradan şuraya adımımı bile atmam. Asma hemen yüzünü sevgilim." Kutay onu elinden tutarak yanına oturttu ve ellerini okşadı.

"Şunu düzgünce bir anlatır mısın?" Yasin, normal bir tonda tutmak için uğraştığı sesiyle sordu, oysa içinden ağlamak geliyordu. Amerika'da oynamak birçok basketbolcunun olduğu gibi Kutay'ın da hayaliydi ve Kutay'ın gitmesini hem istiyor hem de istemiyordu. Kafasında şimdiden bir sürü ihtimal belirmişti ve Kutay'ın onu bırakıp gittiği hiçbir ihtimali sevmemişti. Ellerinin titremesine engel olmak için tüm iradesini kullanırken sevdiğinin bal rengi gözlerine baktı.

Son Top | bxb |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin