Botan ve Zühre 'nin masalsı hikayesine merhaba diyeceğiz . Umarım beğenirsinizİYİ OKUMALAR...
🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁
OYLAMA YAPMAYI LÜTFEN UNUTMAYIN...
Duyduklarını anlamakta güçlük çeken Mehmet " Haaaa... Nee? Ne diyorsun sen Hamza ne beslemesi ne sütü ne muskası?" diye sordu alık bir ifadeyle. " Aklın varsa gel benimle, Elif yenge için elimizden bir şey gelmez artık. En azından can dostumu kurtarayım yoksa senden bile süt çıkarmaya çalışır benim büyük psikopat." Diyen Hamza'ya güvenmekten başka çaresi olmayan Mehmet, portmantoda ki ceketini alarak sessizce ayrıldı evden. Geride kalan zavallı Elif için ise yapılabilecek hiçbir şey yoktu.
Gelenleri gören genç kadın; daha hoş geldiniz diyemeden Bedirhan'ın söyledikleriyle olduğu yerde donup kaldı. " Elif teyze üzülme artık sütü geri getireceğiz, babaannemle plan yaptık. Botan sen yengenin yanına geç, yerde oynat, sakın dokunma ama. Anne sen elindeki okunmuş suyu ver Elif teyzeme, yıkansın, babaannemin verdiği yağı da unutma! Af buyur ama memelerine iyice sürecekmişsin Elif teyze. Bu kâğıttaki duayı da yedi kere okuyacakmışsın, çıkınca şu muskayı da boynuna takacakmışsın. Nazarda değmiş olabilirmiş size.
Sonra buraya gel şerbet ve macun yiyeceksin. Anne sende mercimek çorbası yap, soğan salatasını unutma. Haa çorbaya kimyon atacakmışsın, bilye gözüme gaz yapmasın diye. Sonra sıcak suyla ıslatılmış havlu koymamız lazımmış Elif teyzemin şeylerine. Hadi yaaa, ne bakıyorsunuz yüzüme? Sütün gelmesi lazım. Zümra' m ağlarsa sorarım hepinize. Eğer süt gelmezse o Hacer karısının evini yakacağım."
Emine mahcup bir halde Elif'in tepkisini beklerken, genç kadının ağzından küçük çocuğu onaylayan sözcükler döküldü. " Haklısın paşam, o süt geri gelecek, hadi bakalım. Emine, ben banyoya gidiyorum, okunmuş suyu, yağı, dua yazan kâğıdı ve muskayı alayım, sana zahmet çorbayla salatayı da yapıver, kabın kacağını biliyorsun zaten. "
Elindekilerle banyonun yolunu tutan Elif'in arkasından sevinçle bakan Bedo,'' Hadi anne hadi, daha bilye gözümü bile sevemedim.'' Dedi ve sesini yükselterek çocuk odasına doğru ilerledi.
Geçen yarım saatin ardından Elif okunmuş suyla banyo yapmış, kâğıtta yazan duayı yedi kere okumuş, muskasını boynuna takmış, getirilen yağ ile göğüslerini ovmuştu. Kendi kendine iyi telkinlerde bulunarak salona geçen genç kadın, Botan'ın yerdeki oyuncaklarla oynadığını, Bedirhan'ın ise kucağında Zümra' sıy la çizgi film izlediğini gördü. Salona kısa bir bakış attıktan sonra, mutfağa geçtiğinde; Emine'nin düdüklü tenceredeki çorbadan bir kâseye bölmesini ve soğan salatasıyla beraber, masaya bırakmasını sessizce izledi. Daha dün babasından başka kimsesi olmayan öksüz Elif'in, bugün kalabalık bir ailesi vardı. Emine'nin varlığı ve manevî desteği çok kıymetliydi genç kadın için.
" Hadi bakalım Elif'im şifa olur inşallah, Hürrem annemin aklına uyduk, işe yarasa bari... Gerçi annemdeki zekâ dillere destan. He, unutmadan, üstüne şu aşureden de yiyecekmişsin bol kuru incir varmış içinde. "diyerek sözlerini bitiren Emine'nin hazırladıklarına minnet ile uzandı Elif, ardından: " Sağ ol Eminem, nasıl öderim ben hakkınızı? Yer gök dua demişler hem komik gelse de inanırım ben böyle şeylere. İyi düşüneyim iyi olsun, sütüm gelecek Allah' ın izniyle." Dedi umut dolu bakışlarla.
" Hadi oradan! Ne hakkı? Bir tabak çorbayla, bir baş soğanla, fıstık gibi kızı kaptık. Sen alacaklısın asıl bizden. Ye hadi yemeğini, daha macunla üzüm şerbeti içeceksin. Akşama mide fesadı geçirmezsen iyidir."
Gülümseyerek ve inanarak yemeye başladı Rabbin verdiği nimetleri Elif. Midesi biraz dinlenmişti ki, şerbet ve macun konmuştu önüne, içtiği suyun ise haddi hesabı yoktu. Göğüslerindeki sıcak havluyu ise birkaç kez değiştirmişti. Evindeki üç küçük yüreğin masumluğuyla arınmıştı, Hacer Hanım'ın zehrinden.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANA YENİLDİM (KİTAP)
ChickLitSevdiğini incitmeden yüreğinde taşıyabilen merhametli Mehmet, Mahcup Emine'ye gördüğü ilk anda vurulup bir ömür gözüne başka göz değmeyen, damarlarındaki asi kanla dolup taşan meczup Hamza, Genlerinde var olan aşk ateşini sırça bir köşk gibi yüreğin...