58.BÖLÜM

7.7K 918 1.6K
                                    


Bölüm 05021972zalim ablama geliyor. Kendisi şuan hastanede. Kalbiyle alakalı bir rahatsızlık geçiriyor. Kendisinden dualarınızı eksik etmeyin. Duadan daha güçlü bir silah yok biz inanan yürekler için.

Tez zamanda şifa bulup yuvana dönersin inşallah abla.

İYİ OKUMALAR.

🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁

Somurtarak giden kardeşlerinin gönlünü almayı sonraya bırakan Zühre, sessizce adımladı çobana varan yolları. Kırgın olsada umutla heyecanlanan kalbi yine varlığını belli etmek istercesine çırpınıyordu. Aralık olan kapıdan içeri baktığında sırtı dönük bir şekilde telefonla konuşan gencin sözlerine kulak kesildi. "Tamam Şadi bey yarın sabah 07:00 uçağıyla ordayım, detayları yarın yüzyüze konuşuruz. Görüşmek üzere."

"Nereye gidiyorsun yalancı çoban?" diye mırıldanan peri kızı acıyan kalbine avuçlarını bastırıp şifa umdu lakin geçmiyordu sızı. Dolan gözlerine lanet ederek arkasını döndü ve henüz bir kaç adım atmışken "Botan Yıldızım!" diye seslenen genç adam ile duraksadı. Olduğu yerde çivilenmiş gibiydi.

Kısa bir an sonra kolunda hissettiği sıcak ten ile ateşe değmişcesine irkildi ve küskün yeşillerini çobana çevirdi. Kalbindeki acıyı kelimelere döküp gözyaşlarına hükmetti, söz verdiği gibi bir daha Botan'ın yanında ağlamayacaktı. "Dilinden dökülen her türkü zulüm bana. Bu nasıl çobanlık? Sende, senden gelende gönlümü aşıyor. Sen ki Dicle' in sakin akan kolusun, beni neden sürüklüyorsun..."

Zaman hep Zühre için duracak değil ya bu kez de Botan hapsoldu yaşadığı ana. Gitmesini umursamaz sandığı peri kızının kalbi kör bir çobanın ellerinde can çekişiyordu. Dudaklarını araladı, bir umutla lakin kelimeleri yine sırt çevirmişti akılsız çobana. Son bir umut türküleri çağırdı imdadına ama Neşat Ertaş'ın hayali tahta bavuluna saklanmıştı hepsini. Peri kızının gönül sarayını onaracak tek bir türkü dahi bırakmamıştı aşık çobana.

Sustu Çoban, küstü Peri kızı. Kanatları kırık olsada gururundan aldığı güçle yıldızlara döndü Zühre. Sessizce geldiği evden yine sessizce ayrıldı. Attığı her adımda kızdı kendine neden sevmişti ki, kalbini neden yıldızlar yerine yalancı bir çobana mühürlemişti...

Çocukların Selvi tarafından bahçeye indirilmesiyle sessizleşen evle herkes salona toplandığında "Hadi baba an artık Allah'ın emrinide adam akıllı birşeyler yiyelim." diyen Hamza'nın huysuz tavırları ile Bedirhan Ağa söze girerek bakışlarını Zühre ye çevirdi. "Kızımız kahveleri getirsin de, dilimiz çözülsün."

Genç kızın durgun bir halde oturmaya devam ettiğini gören Zümra, içinden "Hayrolsun inşallah!" diye geçirerek kızkardeşinin kolundan tutarak ayaklandırdı ve hızla mutfağa yöneltti. "İyi misin ablam?" diye sorduğunda alacağı herhangi bir olumsuz cevaptan delice korkuyordu. Kız kardeşi sözden vazgeçerse ailesi ile arasına mesfeler girecekti. "İyiyim abla, sen biliyor muydun Botan abinin gideceğini?" diyen Zühre'nin sesi cümlesinin sonuna doğru türemişti.

"Hayır tabiki bilmiyordum, bilsem sana söylemez mıydım? Bak gözlerin çoban derken dilin abi diyor, biliyorum güvenin ve gururun paramparça ama Botan'ın seni sevdiğini görmemek için kör olmak gerekir."

"Sizin sevgi sandığınız evlerine sığınan küçük bir kıza duyduğu merhamet. Cihan denen adamın yanında söyledikleri yetmezmiş gibi birde tek kelime etmeden gideceğini öğrendim. Gitmesi en doğrusu aslında göz görmeyince gönül katlanır, belki de zamanla unuturum." dedikten sonra duruşunu dikleştiren genç kız kendini kandırmak için kurduğu cümleleri geride bırakıp tezgahın üzerindeki kahve kavanozuna uzandı.

SANA YENİLDİM (KİTAP)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin