SANA YENİLDİM (KİTAP)

36. BÖLÜM (2)

Bölüm ceylan_zayn1905 e geliyor.

İYİ OKUMALAR.

🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁

1.BÖLÜM: GEÇ KALIŞLARIN AĞIR YÜKÜ

Zihninde defalarca yankılanan kelime ile yüreği cehennem ateşinde kıvranmaya başlayan Mehmet güçlükle '' Karım ve oğlum nasıl?'' diye sordu. Az evvel duyduğu sözcüğü yok sayıyordu çünkü.

Karşısındaki adamın gözlerinde gittikçe harlanan ateşi gören Hakan, derince yutkunup, ''Öncelikle bebeğiniz hakkında bilgi vereyim, eşiniz bildiğiniz üzere gebeliğinin 36.ıncı haftasındaydı. Yaşadığı stres ve korkuya bağlı olarak bebeğin kalp ritimleri düzensizdi ve ambulansta yapılan sakinleştiriciye rağmen normalleşme izlenmedi. Bebeğin hayatını riske atmamak adına acil sezaryene karar verdim. Erken doğum nedeni ile bebeğiniz bir süre küvöz de kalacak. Elif Hanım'ın durumu ise kritik, yoğun bakımda...''

Genç doktorun cümlesi boğazına mengene misali dolanan ellerle son bulurken, maşuğunu yitiren bir aşığın isyanı yankılandı kaybedenlerin sarayında. " Ne yaptınız Elif'ime!'' Acısı öyle tarifsizdi ki kendisini durdurmaya çalışan Hamza'nın varlığını dahi unutmuştu.

" Bırakın yakamı, aksi halde güvenliği çağıracağım."diyen Hakan'ın sesi giderek kısılmıştı.

'' Umrum da mı sence! Aptal mı var sizin karşınızda? Ne yaptınız karıma?''

Boğazındaki baskının giderek artması ile nefes alamaz hale gelen adam, '' Embo, -emboli...'' dedi heceleyerek.

Nefret ve tiksinti dolu bakışlarla ellerini gevşeten Mehmet, işaret parmağını tehditvari bir şekilde sallayarak, ''Tek bir yalanını sezersem sonuçlarına katlanırsın. "dedi.

Kurtulduğu kıskacın ardınan derin nefesler alan Hakan birkaç adım gerileyip, sıraladı yalanlarını. "Operasyona başladıktan birkaç dakika sonra Elif hanımın tansiyonu yükselmeye başladı ve olması gerekenden fazla kanaması vardı. Kanamayı durdurmaya ve bebeği almaya öncelik verdik. Hastanın şoka girmemesi ve bebeğin hayatını tehlikeye atmamak için elimizden gelen tıbbi müdahaleyi yaptık. Nitekim bebeği sorunsuz bir şekilde almayı başardık, kanamayı da normal düzeye indirdik fakat tansiyonu kontrol altına alamadık. Yüksek tansiyon sonucu eşiniz Elif hanımda emboli gerçekleşti, yani beyne kan pıhtısı attı. Yoğun bakıma almak zorunda kaldık."

" Bu anlattığınız hikayeye zerre kadar inanmadım,karımı ve oğlumu hemen bu hastaneden götürmek istiyorum anladınız mı hemen. Sizin gibi pisliklerin olduğu bir hastanede hayatta kalmaları bile mucize."

" Bakın sizi anlıyorum üzgünsünüz, acılısınız ama tüm ameliyat ekibi şahit ben veya bir başkası o kadar insanın içinde eşinize zarar veremez, kasti yapılan bir hata hemen fark edilir. Eşinizi ve bebeğinizin başka bir hastaneye naklini istiyorsanız da sabahı beklemelisiniz. Nakillerinin riskli olup olmayacağına doktor arkadaşlarla karar verilmeli. Nakil istediğiniz hastane ile de iletişime geçmeliyiz." dedikten sonra Mehmet'in sessizliğini fırsat bilen adam hızlı adımlarla odasına doğru ilerledi.

Elleriyle ağrıyan şakaklarına baskı yapan adam tüm bunların bir kabus olmasını diliyordu. Yanı başındaki arkadaşına dönüp, " Hamza kardeşim sen Karan'ın başında bekle bende Elif'imin, bir saniye dahi gözümüzü ayırmayacağız. Reşat'ı ara hemen gelsin Zümra ve Zühre'yi sizin konağa götürsün. Uygun bir dille olanı biteni Ahmet babaya da anlatmak gerek. Adım kadar eminim ki Sultan denen yılan sebep oldu bunlara. Ah aptal kafam ah hepsi benim yüzümden oldu. Bu yükün altından nasıl kalkacağım? Ahmet babama, kızlarıma nasıl hesap vereceğim? Suçlamazlar mı, gitmeseydin böyle olmazdı demezler mi? Ya Elif'imin yüzüne nasıl bakacağım?'' dedi tükenmiş bir sesle.