75.BÖLÜM

6.2K 643 920
                                    


Bölüm suveyda_rey 'e geliyor.

İYİ OKUMALAR..

🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁

" Baba Allah'ını seversen bizim dilimizle özet geçer misin? Birinci yumruğu anladım da ikinci niye ?" diye soran Botan yüzündeki sızılarla başetmeye çalışıyordu. Oğlundan birkaç adım uzaklaşan Hamza yüzüne kondurduğu buruk gülümseme ile baktı genç adamın kahvelerine , ardından " Zühre'yi senin kaçırdığını sanıp vurdum, eğer öyle olsaydı Mehmet'in yüzüne bakamazdım. Sonra benim sarıdan bozma eserekli kara gelinin seni kaçırdığını anlayıp sevincimden yumruk attım. Şükür ki Mehmet'e mahçup etmedin beni. Hatta ve hatta mağdur baba rolünün hakkını verip bir ömür trip atmayı planlıyorum kaytan bıyığına jöle sürdüğüme. Sonuçta kızı oğlumu kaçırdı. Neyse ben gidiyorum, babamlar burada zaten. Mehmet ve Reşat amcanızı yakalamam lazım. İyi ki bana çekmişsin botanik. Benim gibi hassas ve ince düşünen biri olmasaydın çiçaaamla aram bozulacaktı. " dedi ve yeniden sarıldı Botan'a. Daha sonra arabasına doğru ilerlemeye başladı.

Hamza'nın ardından az önce ne oldu dercesine birbirine bakan Botan ve Bedo hayli şaşkındı. Bu güne kadar babalarından bir fiske bile yemeyen iki kardeş , Mehmet, Reşat ve Hamza arasındaki bağın ne denli kuvvetli olduğunu bir kez daha anlamışlardı.

Bedirhan dede yüzündeki yorgun ifade ile Botan'a doğru ilerlerken Mehmet'in gönlünü almanın yollarını düşünüyordu. Sessizce eve giren yaşlı adamın arkasından Halil amcalarınında gitmesiyle yalnız kalan iki kardeş bir süre bakıştılar. Bedo'nun yüzü kardeşinin dudağından ve kaşından sızan ince kan tabakası ile buruşurken Botan'ın gözlerinde haylaz pırıltılar dans ediyordu. Bakışmayı noktalayan abi kardeş doyasıya sarıldılar birbirlerine. Ayrıldıklarında ise " Abi Allah'ını seversen Zühre'yi Zeyna sanman normal mi ? " diye ciddi bir ifade ile sordu aşık ve de yaralı çoban.

Bedo'nun "Yani faturanın hepsini bana kesmemek lazım, seninkinin içinde varmış. Ben sadece ne olur olmaz diye kendisini korumayı öğrettim. Ama bilseydim önce sana öğretirdim kendini korumayı. Oğlum yarın kadar kız bildiğin paket yaptı seni. Ulan sende bu kılıbıklık varken elinden gelse denizatı gibi kendin doğursun çocuklarınızı. " diyerek alay etmesiyle ise yüzü asıldı . Eserekli peri kızı cümle alemin diline düşürmüştü uyuyan çobanı.

"Kıza ne pislikler öğrettiysen resmen gazozuma ilaç kattı. Doğru söyle Zühre ile beraber zamparalığa falan da gittiniz mi ?"diyen  genç adamın  sözleri ile gür bir kahkaha atan Bedo "Yok lan botanik, o nasıl laf öyle. Hiç beraber zamparalık yapmadık ama seninki tek başına yaptıysa bilemem. Onu bunu bırakta gerçekten hapı yutturdu mu bizim eserekli?" diyerek içeri girdi, geride kalan Botan da "E be peri kızı sayende yediğim laflara bak..." diye yakınıp abisini takip etti.  Salona girdiği an ise hararetli bir şekilde telefonla konuşan dedesini gördü ve sessizce boş bulduğu bir koltuğa yerleşti. " Yav Hürrem'im yeminle haberim yoktu. Hem Diyarbakır'da tek kız kaçıran ben miyim? " diyen Bedirhan dede sinirle oradan oraya volta atıyordu.

"Canına yandığımın gızı, Hamza'yı sevmem deki tek etken maddem, ben senden habersiz çişe gitmem. Zühre sadece iyiyiz bizi merak etme diye mesaj atmış. Kaçacaklarından haberim yoktu, nerede saklandıklarından da. "dedikten sonra sert bir soluk veren adam telefonu hoparlöre alarak Botan'a doğru ilerledi ve cihazı Botan'ın eline tutuşturdu. "Ulan yüzündeki mor güllere tezekle pansuman yapmamı istemiyorsan anlat herşeyi. Ben mi yardım ettim sana ?"

Hürrem'in öfkeli sesi ise Botan'ın imdadına yetişti. " Bağırma çocuğa, hem ne demek yüzündeki mor güller ? Eğer o çocukların ikiside buraya sağ salim gelmesin yeminle bir ay damda uyursun."

SANA YENİLDİM (KİTAP)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin