Bölümü bizzat kendime ithaf ediyorum. Sultan karakteri yüzünden yapılan saygısızlıklara rağmen yazmaktan vazgeçmediğim için hakettim bence.Sizcede haketim mi ?
🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁
"Asla olmaz!" diyerek bir iki adım gerileyen kadının yüzü, kocasının " Ne demek asla? Sanki ilk kez öpeceğim, bak aklıma geldi. Seni ilk kez Halil'lerin yatak odasındaki yüklükte öpmüştüm değil mi ?" demesi ile renk kartelasına döndü.
Salonda yükselen kahkaların ardı arkası gelmezken, sinirden köpüren Hürrem, "İlk öptüğünü günü unutmaman ne kadar da güzel Bedirhan ağa! Hala bunamadığın için çok şanslıyım. Şimdi senden o kuvvetli hafızana bu sabah ki öpücüğün son olduğunu kazımanı istiyorum. Azraille dans filminin üçüncü serisini çekiyoruz şurada, hala gelmiş öpücük diyor. Arsız, utanmaz ..." diyerek adeta kükredi ve salondan ayrıldı.
Kadının söylenmeleri giderek uzaklaşırken konağı inletircesine çarpan kapı sesiyle bu sefer kantarın topuzunu kaçırdıklarını farketmişlerdi.
"Bedo, canına yandığım gızı en az bir ay odaya almaz . Gelip Zümra ile ortasınız da yatmazsam bana da deliler delisi demesinler! Yürüyün gidiyoruz, ne ara yedim golü, nasıl dahil oldum olaya anlamadım gitti..." diyen Bedirhan Ağa elbette akşama odaya alınmak için bir yol bulurdu.Seydan ailesinin erkekleri konaktan ayrılıp yola çıkarken Reşat'ı arayarak Nedim Kara' nın haberiyle alakalı detayları öğrenmişlerdi.
Nedim'in eşinin eline kimliği belirsiz kişiler tarafından gönderilen Sultan ve Nedim arasındaki ilişkinin ispatı olan resimlerin ulaşmasıyla, açılan boşanma davasından , savcının hazırladığı iddanameye herşey yüreklerinde ki yangına su serpmişti. " Bu dünyada hakettiğini buldun darısı cehenneme Nedim efendi. İlk karısı koydu kapının önüne sonra saygınlığı ve özgürlüğü gitti ellerinden. Bakalım bu yaştan sonra hapishane köşelerinde ne yapacak..." diyerek mırıldanan Hamza'nın dudaklarında tehlikeli bir gülümseme vardı.Erkeklerin evden ayrılmasıyla hazırlıklara başlayan kadınlar düğüne gelemeyenler için düğünün ertesi günü yapılan ve duvak düğünü adı verilen adet için koşuşturup duruyorlardı.
Zümra üzerinde kırık beyaz elbisesiyle konağın içinde tüm güzelliğiyle salınırken, yavaş yavaş gelen misafirlerin bazıları hayranlık , bazıları ise hasetle süzüyorlardı yeni gelini. Beline kadar uzanan siyah saçları, Bedo' yu kendine meftun eden iri birer siyah bilyeye benzeyen gözleri ve ay gibi parlayan çehresiyle masal prenseslerine benziyordu.
Gelen misafirlerin ardından ikramlıklar yenilip içilmiş, keyifli bir sohbet dönmeye başlamıştı. Cihan 'ın annesi Zennure hanım ise öfkeli bakışlarını Zümra'nın üzerine dikmiş, genç kızın bir açığını arıyordu. Tam bu sırada aklına gelen şeyle beraber sinsi bir sırıtış kapladı kararmış yüzünü."Hürrem hanımağam örfümüz adetimiz yaşasın diye duvak düğünü yaptınız ama gelin ağamızın çarşafınıda odasınıda göremedik."
Yeşil harelerini etrafını saran ateşe rağmen sakin bir tavırla " Buyrun gidelim Zümra'mın odasına. İyi ki hatırlattın, keşke senin duvak düğününde de birileri hatırlatsaydı." dedi ve ayaklanarak odayı ve çarşafı görmek isteyen bir kaç edepsiz kadına yolu gösterdi. Ne de meraklıydılar karı kocaya özel olması gereken konularda dedikodu malzemesi aramaya.
Duvak düğünü adetlerine göregelinin yatak odasını ve çarşafını görmek isteyenlere bir büyük eşliğinde odaya alınıp çarşaf gösterilirdi. Zennure ve yanındaki bir kaç arsız kadın Hürrem'i takip ederek vardılar genç çiftin yatak odasına. Pufun üzerindeki süslü ince hurcun katını açan Hürrem ise odadakilerin ağzını kapatmanın rahatlığını yaşıyordu.Bu coğrafyada erkekler acımasızlıklarıyla nam salsada kadının kadına ettiğinide yabana atmamak lazımdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANA YENİLDİM (KİTAP)
Genç Kız EdebiyatıSevdiğini incitmeden yüreğinde taşıyabilen merhametli Mehmet, Mahcup Emine'ye gördüğü ilk anda vurulup bir ömür gözüne başka göz değmeyen, damarlarındaki asi kanla dolup taşan meczup Hamza, Genlerinde var olan aşk ateşini sırça bir köşk gibi yüreğin...