8. BÖLÜM

12K 1.4K 914
                                    


Bölüm az199941 'e geliyor.

İYİ OKUMALAR...

🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁

6.BÖLÜM DİLİN CEFASI, MEHMET'İN SEFASI.

Ela gözlerine öfke parıltıları yerleşen kadın "Sana inanamıyorum, babamı böyle bir şeye nasıl alet edersin? Emine'nin, Hamza abinin yüzüne nasıl bakacağım? Beni tek yakalayabilmek için herkesi ayağa kaldırdın. "dedi bağırarak.

" Dur bakalım Elif Hanım, pişman olacağın şeyler söyleme. Bu kadar hazırlığı beraber olmak için yapmadım. "

" Ya ne için yaptın, söylesene? Rezil oldum herkese, rezil! Herkes neyse de Hamza abi anlamıştır niyetini, şuna bak Mehmet Bey'imiz gönlünü görecek diye millete reklam olduk. Hem kızımızı böyle bir şey için tek bıraktığımıza inanamıyorum. Resmen şehvetin, arzuların babalığının önüne geçmiş senin."

" Elif, bir dur istersen. Her şeye laf ettin, tamam ama babalığıma dil uzatma. Ben istesem kendi evimizde seni rahatlıkla ikna edip beraber olabilirdim seninle. Senin gözünde...

Elif genç adamın sözlerini, tabiri caizse ağzına tıkarken, kapıya doğru yönelip ve kırıcı sözlerine devam etti." Neyse ne Mehmet, aç şu kapıyı çıkmak istiyorum. İnsanlara yeterince yük olduk zaten. Bu rezilliği daha fazla uzatmanın âlemi yok. "

Mehmet eşinin dilinden dökülenlerle kırılsa da sakin bir şekilde cebinden çıkardığı anahtarları ve küçük takı kutusunu, genç kadına uzatarak, " Dediğin gibi olsun. Al arabanın anahtarı, nasılsa kullanabiliyorsun. Bu da evin anahtarı... Bu kutu da senin, lütfedip alırsan sevinirim. Ha, dersen ki senin gibi uçkur düşkünü bir adamın hediyesini de istemem, anlarım. Sen git, ben tek başıma kutlarım evlilik yıldönümümüzü. Şimdi tek kelime etmeden çık! Çok sinirliyim, kalbini kırmak istemiyorum. Hamza'yı ararım gelip alır beni. "dedi ve öfkesini dile getiren sert adımlarla, evin iç kısmına ilerledi. Geride kalan karısı ise ellerindeki anahtarlar ve takı kutusuna bakarak donmuş bir halde bekliyordu.

Elif, birkaç saniye sonra Titreyen ellerine aldırmadan kutuyu açtığında, elindeki anahtarların düştüğünü dahi fark edemeyecek kadar gömülmüştü pişmanlığın bataklığına. Nasıl da dili varıp söylemişti o lafları. Haklıydı Mehmet ne dese ne yapsa ne kadar kırılsa haklıydı. Kutuyu açtığında ise pişmanlığı kat be kat arttı. Çünkü babalığına dil uzattığı kocası, aldığı hediyede dahi kızlarını unutmamıştı. Kare şeklindeki altın bir levha üzerinde kızlarının adı ve adının anlamı yazıyordu. İnce bir zincirle kolyeye dönüşmüştü bu küçük levha. Zincir ve kolyenin uç kısmının birleşim yerinde ise iki tane mavi boncuk vardı. Buğulu gözleriyle zor bela az evvel kocasının girdiği odaya ilerlerken, bu güzel akşamı mahvettiği için kendi kendine söylemeyi de ihmal etmiyordu.

Tüm neşeyi kaçan genç adam karısının ağladığını duyabiliyordu fakat o an, o kadar kırgındı ki... Sevdiği kadını teselli edecek gücü kendinde bulamıyordu. Hepsi neyse de babalığına dahi dil uzatmıştı eşi. Bu kadar mı yanlış tanıtmıştı kendisini eşine? İç dünyasındaki sorularla cebelleşen adamın kulağına, yaklaşan adım sesleri dolmaya başlamış, saniyeler sonra ise ağlayan kadının pürüzlü sesi yükselmişti. " Mehmet' im! "diyen kadının aldığı cevap koca bir sessizlikti.

Dört bir yanını kuşatan sessizlik ile gözlerindeki damlalar daha da hızlı bıraktı kendini pişmanlığın deryasına. Son bir umut, genç adamın önüne geçerek kolyeyi uzattığında "Takmayacak mısın? " diye sordu beklenti dolu bir sesle.

Eşinin gözyaşlarına daha fazla kayıtsız kalamayan Mehmet, tek kelime etmeden kolyeye uzandı. Koklamaya doyamadığı kumral saç tellerini nazikçe genç kadının tek omzunun üstünde toplayıp narin boynunu ortaya çıkardı. Emaneti sahibine telim ettiğinde ise sevdiğinin alnına uzunca bir öpücük kondurarak adım adım uzaklaştı yol arkadaşından. Koridorun bitimindeki odalardan birine girip gözden kaybolurken, geride bıraktığı inatçı kadının pes etmeye hiç niyeti yoktu. Hızlı adımlarla kocasını takip eden Elif, kapıdan içeri girdiği an dakikalardır çırpındığı pişmanlık denizinde boğuldu. Çünkü geniş odanın dört bir yanı gül yaprakları ile süslenmiş, ahşap yemek masasının üzerindeki yiyecekler ve iki şeklindeki küçük pasta özenle dizilmişti.

SANA YENİLDİM (KİTAP)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin