Bölüm esracicek_73 ve melisadeniz11 'e e
geliyor.İYİ OKUMALAR...
🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁
" Geldin anne geldin! Çok korktum anne, hayal meyal hatırlıyordum artık herşeyi. Seninle ilgili ne varsa uzaklaşıyordu sanki zihnimden. Ama şimdi buradasın. Sesini unuttum, gülüşünü unuttum, gözlerinin rengini unuttum, affet beni anne..."
Annesinin sinesinde yaşadığı ana sıkıca tutan Zühre'nin bir kaç saniye sonra duyulan sitemi ise kardeşinin sırıtmasına neden olmuştu. "Sana çok kırgınım anne dokuz yıldır şu odayı su yolu ettik uyanmadın. Baran efendiyi görünce şıp diye açtın gözlerini."
Elif duyduğu gerçekler karşısında kaybettiği dokuz yılını düşünürken başında keskin bir ağrı hissetti. Kadının yüzündeki acı çektiğini belli eden ifadeyi gören Salim Bey " Zühre kızım annenizin heyecanlanmasına, üzülmesine , korkmasına , paniğe kapılmasına neden olacak konulardan şimdilik bahsetmiyoruz. Zamanla ve uzman yardımıyla anlatacağız tüm olan biteni anlaştık mı ?" diyerek uyardı genç kızı.
Doktor Yeliz'in eşi ve hastanenin yoğunbakım bölüm sorumlusu olan Salim'in kibar ikazını duyan Zühre panikle kollarının çözüp, annesinden uzaklaşırken, " Tamam Salim amca ben özür dilerim , düşünemedim ." dedi ve etrafı kızıla boyanmış yeşil harelerinin parmaklarına indirdi.
" Özür dilenecek bir durum yok güzel kızım, annenize olan özleminizi düşünürsek verdiğiniz tepkiler az bile. Hadi şimdi Zümra kızımda kucaklaşsın annesiyle, sona kaldı bilye göz."
Bilye göz sözünü duyan Elif hızla gözlerini Zümra'sına çevirdi. Zümra kolay kolay ağlayamazdı helede başka biri varken . Tıkanırdı yumrular boğazınada sessiz ağlardı. Zihnine doluşan Zümra'nın çocukluk halleriyle koca bir tebessüm kapladı yüzünü. Ardından yavaşça ve tane tane konuşmaya başladı. " Bir tek Zümra'm kalsın yanımda ..."
Bakışlarını anne kız arasında gezdiren Yeliz "Başbaşa özlem giderin ama sadece birkaç dakika sonra genel olarak durumunu değerlendirmemiz gerekiyor. Zaten bir kaç saate normal odaya alırız seni. Orda bol vaktiniz olacak canım." diyerek odadakileri de beraberinde sürükleyerek çıkardı.
Zümra bilye gözlerini camın diğer tarafında kendilerini izleyen sevdiklerinden çekip, sessizce tuttu annesinin elini. Genç kızın elleri titriyor boğazını acıtan yumrular bir bir diziliyordu boğazına. Çok geçmeden ilk isyan ilk gözyaşı döküldü geceden daha karanlık bilyelerden. Dokuz yıldır annesine verdiği söz yüzünden ağlayamayan bir çocuk ağlıyordu. Nasıl da zordu hep gülmek , hep güçlü olmak , hep dik durmak, öksüz kalmışken kardeşlerine anne olmak...
Kardeşleri Karan ve Zühre'ye anne , annesi Elif'e bakıcı , babası Mehmet'e ziyaretçi , dedelerinin ellerine destek aldıkları bir bastondu genç kız. El bebek gül bebek büyütülen bir prensesken öksüz kaldın diye fısıldadı uğursuz bir ses, ardından babası Mehmet'in hapse girmesiyle yetimliği de tattı, kolu kanadı kırıktı ama pes etmeye hakkı yoktu.
Seydan ailesinin yanında kaldıkları dönemde de boğazında hep takılı kaldı lokmaları. Kardeşleri çok küçük olduğu için anlamasada kendilerini baş tacı olarak kabul eden o aileye karşı hem mahçuptu Zümra. Bu yüzdendi çocuk yaşta yemek yapmayı öğrenmesi. Bu yüzdendi kardeşlerini tek başına yıkaması . Yine bu yüzdendi kendi ateşler içinde yanarken bile kardeşlerime ben bakarım demesi.Anne kızın vuslatı özlemle dolu yaşlarla aklanırken, gözyaşları bir bir süzülüyordu geçmişe , bir hiç uğruna kaybolan yıllar dahi ağlıyordu öksüz kalmış küçük anneye. "Zümra'm affet , elimde değildi hiçbirşey ama affet. Sözümü tutamadım o gece kardeşinizide alıp gelemedim size. Sen sözünü tuttun mu prensesim?" diye soran Elif evladına ağlamayı bile çok görmüş ve bilinmez diyarlara gözlerini açtığında yanında küçük bir çocuğun gözyaşlarını da götürmüştü. Hissettiği pişmanlık ile kalbi kor alevler içinde can veriyordu. Ağlamaması için söz verdirdiği yavrusu sözünü tutmuştu ama Elif tutamamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANA YENİLDİM (KİTAP)
Genç Kız EdebiyatıSevdiğini incitmeden yüreğinde taşıyabilen merhametli Mehmet, Mahcup Emine'ye gördüğü ilk anda vurulup bir ömür gözüne başka göz değmeyen, damarlarındaki asi kanla dolup taşan meczup Hamza, Genlerinde var olan aşk ateşini sırça bir köşk gibi yüreğin...