Bölüm hayallerask12 'ye geliyor.
İYİ OKUMALAR...
🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁
Kızının geldiğini gören Mehmet, " Hadi dağılın kartallarım , ananız olacak ceylana yakalanırsak birbirimizi tanımıyoruz. Herkes tek başına, unutma asker su uyur Elif uyumaz." dedi kısık bir sesle ve "Emredersiniz komutanım." diyerek gözden kaybolan ikili cenhaneliklerini kontrol etmeye gitmek üzere gözden kayboldular. Yavru kartallar hayatlarının en tehlike operasyonuna çıktıklarının farkındaydılar.
Zühre odalarına giden kardeşlerinin arkasından babasının yanına oturup sıkıca sarıldı ve " Baba çocukları resmen emir erin gibi kullanıyorsun eğer başkomutan durumu farkederse kellen gider." dedi korkunç bir şeyden bahseder gibi.
Mehmet kızının saçlarına derin bir öpücük kondurduktan göğsünü mesken tutan ağırlığa "Sağ ol Zühre 'm sözlerin bana güç verdi, gözlerinde renkli kesin nazar değecek operasyona! " diyerek takıldı.
" Aşkolsun baba, hem renkli gözlü olmam senin suçun. Baktıkça Yeşilçamı hatırlarım deyip anneme hamileliği boyunca yeşil gözlü insanların resimlerini göstermişsin!"
" Kızım sende de ne çene var maşallah, bu performansı Hamza amcana da gösterirsin umarım."
Kem gözlüden sonra gelen geveze yakıştırması ile alınan genç kız "Anneeeee!" diye bağırdı tiz bir sesle.
Tüm operasyonun suya düşeceğinden korkan Mehmet kızının ağzını kapatıp, " Kız sus , tamam sözlerimi geri aldım. Kem gözlü değilsin, hele düşük çeneli hiç değilsin." dedi panikle.
" Teşekkürler babacığım, unutma su uyur Elif uyumaz..." Baba kızın tatlı didişmeleri devam ederken , çalan kapıyla herkes ayaklanmış , Seydan ailesi layığıyla karşılanmıştı.
Zühre annesinin yanında gelenlere hoş geldin derken Botan'ın kendisine hiç bakmadan elindeki çiçeği uzatması üzerine, güzel yeşilleri bir kez daha kırılmıştı.Salona buyur edilen kalabalık, neşeli bir sohbete başladığında, ikinci kez çalan kapıyı açan genç kız, Hancı ailesinin eksiksiz olarak burada olduğunu görmüş ve sırayla içeri buyur etmişti.
Önde Halil ve Selvi , peşinden diğerleri salona doğru ilerlerken üzerindeki tüllü elbiseyle etrafında dönen Yağmur ve onu taklit eden Fidan tüm dikkatleri üzerine toplamıştı. Fidan ve Yağmur 'u gören Bade'nin çığlığı ise kulak çınlatan cinstendi. Üç küçük kız üzerlerindeki krem rengi kolları dantel ve tül detaylarından oluşan ve birbirinin aynısı olan elbiselerine bakıp, etrafa gülücükler saçıyorlardı.
Bade , Toprak , Baran ve Karan'ın sınıf arkadaşı olan Fidan böyle bir günde arkadaşlarından ayrılmak istememiş ve Su teyzesini resmen çenesiyle bayıltmak suretiyle ikna etmişti. Bunun üzerine Hulusi Amirin eşini arayan Su Fidan'ın söze gelmesi için izin almıştı.
Çocukların bir araya gelmesiyle yükselen seslerden birbirini duyamaz hale gelen yetişkinler çareyi balkona ve mutfağa kaçmakta bulmuş ve salonu çocuklara bırakmışlardı. Erkekler balkonda , kadınlar mutfakta sohbet ederken, Hamza Bade 'nin yanında oynayan Baran'ı resmen gözleriyle etkisiz hale getirmeye çalışıyordu.
Yapılan çay servisinin yanındaki ikramlıkları şüpheyle süzen Hamza, Reşat 'a kaş göz yapıp yememesi için uyarıyordu . " Hayırdır çiçaaam bu gün kaşın gözüm pek bir hareketli ?" diyen Mehmet ile dikkatler üzerine yönelen adam "Tik var bende tik, senin oğlanları görünce kaşımda, gözümde, ashaplarımda istemsizce oynuyor. Dua et deplasmandayım bugün." dedi ve sinirle Reşat'a çıkıştı. "Allah'ın genişi sende yiyip durma şu kurabiyelerden!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANA YENİLDİM (KİTAP)
ChickLitSevdiğini incitmeden yüreğinde taşıyabilen merhametli Mehmet, Mahcup Emine'ye gördüğü ilk anda vurulup bir ömür gözüne başka göz değmeyen, damarlarındaki asi kanla dolup taşan meczup Hamza, Genlerinde var olan aşk ateşini sırça bir köşk gibi yüreğin...