SANA YENİLDİM (KİTAP)

80.BÖLÜM

Bölüm can şenliğim MssEmka ya geliyor. Ne yazık ki covit testi pozitif çıktı, karantinada ve ağır geçiriyor belirtileri. Oğlunu göremediği için moral olarakta çökmüş durumda. Bol bol dua edin lütfen. Seni çok seviyorum ablasının canı.

İYİ OKUMALAR...

🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁

Zühre, yüzündeki gülümseme ile gözlerini kapatan babasını uyandırmak için var gücüyle sarsarken, oklavanın asıl hedefi olan yavru kartallar birbirlerine sarılmış korku ve pişmanlık dolu bakışlarla olup biteni izliyorlardı. Bu gibi yaralanmalara alışık olan Reşat olay yerine doğru ilerleyip durmaksızın ağlayan genç kızı, uyardı." Akıttın çiçaamın pekmezini eserekli. Çekil kenara böyle sarmaya devam edersen yarım kalan işi tamamlacaksın."

İşittiği sözler ve bileklerine dolanan güçlü eller ile kendine gelen kız babasını bırakıp oturduğu yerde sürünerek azda olsa geriledi. Dakikalar sonra gelen ambulansın hemen arkasından apartmanın bahçesine giriş yapan Seydan ailesinin erkekleri ise hayli endişeliydi. Özellikle Hamza'nın yüzü sapsarı kesilmişti.

Sağlık görevlilerinin dikkatle sedyeye aldığı Mehmet'in çekik kahveleri henüz ambulansa binmeden aralanmış ve etrafını saran kalabalığa soran gözlerle bakıyordu. Her an bayılacak gibi duran, gözleri kan çanağına dönmüş Zühre ise yanı başındaki Botan'ın desteği ile ayakta duruyordu.

Mehmet'in İkilinin üzerinde fazlaca oyalanan bakışları yavaş yavaş muzip bir ifadeye bürünürken kulağına fısıldayan iç sesi, " Sahne senin çiçaam, yap numaran. Ama sakın bokunu çıkarma. Malum senin kız biraz ayarsız bu sefer işi sağlama almak için Botaniki hamile bırakır. Hiç gerek yok durduk yere bilim dünyasını derinden sarsmaya." diyerek elindeki patlamış mısır kasesi ile en ön koltukta yerini aldı.

Arkadaşının kendine geldiğini farkeden Hamza telaşla ileri atılıp " Çiçaam iyi misin?" diye sorduğunda aldığı cevapla hayatının en büyük şaşkınlıklarından birini yaşadı. Dudaklarını bitkin bir halde aralayan adam, "Çiçaam da ne demek? Sende kimsin? Dokunsam ağlayacaksın. Süt annem misin yoksa?" dediğinde olaya yeni bir boyut kazandırmıştı.

"Beni nasıl unutursun beni beni Meczuo'unu? Hani erik ağacında kafana çiçek düşmüştü. Hani o günden sonra hiç ayrılmadık. Ulan başkası ile dünür olma diye kızlarını bile kundaktayken gelinim yaptım. Şimdi bunca yılın üstüne beni unutursanebene tek ayak üstünde saniye beşyüzellisekizbinikiyüzyetmişüç kere söverim."

" Vallahi beyefendi dediklerinizden hiçbir şey anlamadım. Sizin durumunuz daha acil sanırım. İsterseniz ambulansa siz geçin. "

"Ben şimdi geçecem ama ambulansa değil, tarihe. Kendine gel yeminle benzin döker yakarım körpe bedenimi. Dördüncü Levent'imi yapmak nasip olmasın ki yakarım."

İki adamın sıradışı atışması devam ede dursun yavaşça babasına doğru ilerleyen Zühre, ağlamaktan çatallaşmış bir sesle sordu. "Baba gerçekten hatırlamıyor musun?"

Oyunun ikinci sahnesine geçmek için fırsat kollayan Mehmet ise " Hay maşallah seni hatırlamasam da güzelliğinden belli benim genimden olduğun. Böyle bir güzellik ancak benden türeyebilir." dedi ve acı içinde inleyip ellerini şakaklarına götürdü.

Söze giren sağlık memurunun uyarısı ile ambulansa alınan adam geride kalanların yüz ifadelerini hatırladıkça gülmek için üstün bir çaba sarf ediyordu. Kısa süren yolun ardından yavaşlayan ambulansla hastaneye geldiklerini anladığında yüzüne acı dolu bir ifade yerleştirip sessizliğe büründü.