Bölüm Zerya5672 ' e geliyor...İYİ OKUMALAR...
🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁
Sözlerini bitirir bitirmez telefonu kapatan dedesinden duyduklarıyla kendini güçlükle dairesine atan Botan, üzerindeki ceketten hızla kurtuldu. Boynundaki kravat ateşten bir halka misali esmer tenini dağlıyordu. Ne olmuştu da bir anda herşey altüst olmuştu? Öfkesi tüm benliğini sararken odadaki az sayıda eşyaya ilişti gözleri ve içindeki tufanı bağıra çağıra döktü ortaya. Duvara çarpan her bir eşya da yandı canı, git gide kesildi dermanı. Aldığı sık nefeslerden dolayı göğsü körük gibi inip kalkarken yavaşça çöktü yere.
Dün gece saçlarının kokusuyla uyuduğu peri kızı artık yok muydu? Gidemezdi, hiç var olmamış gibi öylece çekip gidemezdi karanlık gecelerinin tek yıldızı.
Hızla ayağa kalkıp, az evvel yatağın üzerine fırlattığı telefonunu alarak, titreyen ellerine rağmen abisini aramayı başardığın da "Dedem aradı mı?"diyerek çağrıyı cevaplayan Bedo ile "Yardım et abi, delirmek üzereyim!" dedi ağlamaktan boğuk çıkan sesiyle.
Kardeşinin çaresizliği ve küçük bir çocuk gibi yalvarması ile aldığı nefes boğazında düğümlenen genç adam, "Sabah Doktor Yusuf Bey'in araması ile uyandım. Zühre seni yolcu etmek için havaalanına gelmiş ve orada karşılaşmışlar. Biraz sohbet ettikten sonra ağlayarak kaçarcasına uzaklaşmış.
Doktoruyla görüştüğümüz için ona acıdığımızı ve senin psikolojik rahatsızlıkları yüzünden ilgi gösterdiğini düşünüyor olmalı. Yusuf Bey'le görüştükten sonra hemen aradım, ama cevap vermedi. İşin içinden çıkamayınca Mehmet babama haber verdim, Reşat amcam, babam derken dedemin kulağına gitti olanlar."dedi, Zühre'nin eve döndüğünde ki hâli ise soluğunu kesen ağır bir yüktü.
Öğrendikleri ile peri kızının güvenini tamamen yitirdiğini anlayan Botan, zamanı geri almak ve tıpkı abisi gibi bağıra çağıra "Sen benim peri kızımsın, yıldızlara emanet ettiğim dileklerimsin." demek istiyordu. Korkak çobanın susmaları yaralı peri kızının kanatlarını acımadan kırmıştı.
Abisi Bedo ile bir kaç dakika daha konuşup kapattıktan sonra odada gezinen genç adam, yeryüzünden heybesine bolca gözyaşı ve küskünlük ekleyen peri kızını aradı umutsuzca.
Beklediği gibi de oldu, cevap vermedi Zühre'si. Bir sürü keşke sığdırdı çoban yüreğindeki boşluğa. Sahi bitmiş miydi masal? Nerede peki gökten düşen elmalar? Çobanın yıldızı olmadan aydınlanır mıydı gece? Peri kızı duymayacaksa dilden dökülür müydü türküler ?
Keşkeleri, soruları , pişmanlıkları mutsuzluğa uzanan bir merdivenin basamakları gibi sıralanmıştı önünde. Her basamakta biraz daha yoruluyor, nefesi kesiliyor, umudu kayboluyordu. Parmakları telefonun ekranında gezinirken her bir kelimeyi defalarca kez yazdı, sildi, düzeltti...
"Gözyaşım sen oldun kahirim sensin, evvelim sen oldun ahirim sensin..."
Neşet Ertaş'ın da dediği gibi çobanın evveli de ahiri de peri kızıydı.
Genç kız telefonundan gelen bildirim sesi ile uyanırken annesinin sıcağına biraz daha sokuldu. Elif kollarında uyuttuğu yavrusunu saatlerce izlemiş, yavrusu uyandığında buradayım, seninleyim diyebilmek için sabırla beklemişti. Herkes bilir zor zanaattır beklemek, beklediğin canından bile kıymetliyse daha da zordur elbet.
Kollarında hareketlenen kızın uyandığını anlayan Elif, komodinin üzerindeki telefonu alarak ekrandaki Botan'dan gelen mesajın bildirimini gördü. Zühre' yi utandırmamak adına, telefonu uzatıp, "Ben mutfaktayım, elini yüzünü yıkada birşeyler yiyelim." dedikten sonra usulca kalktı yataktan. Annesinin gitmesi ile bir süre telefona bakmamak için kendisiyle mücadele eden genç kız ise kalbine yenilip açtı yalancı çobandan gelen mesajı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANA YENİLDİM (KİTAP)
ChickLitSevdiğini incitmeden yüreğinde taşıyabilen merhametli Mehmet, Mahcup Emine'ye gördüğü ilk anda vurulup bir ömür gözüne başka göz değmeyen, damarlarındaki asi kanla dolup taşan meczup Hamza, Genlerinde var olan aşk ateşini sırça bir köşk gibi yüreğin...