SANA YENİLDİM (KİTAP)

60.BÖLÜM

Bölüm xseyatn_ 'ye geliyor .

İYİ OKUMALAR.

🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁

Yaşadığı heyecan ve korku yüzünden gözlerini kapatan genç kız Bedo'nun bu evdeyken ileri gitmeyeceğini düşünerek korkularını bastırmaya çalışıyordu. Ne ara geldiklerini dahi fark etmediği yatağa değen sırtı ile gözlerini araladığında üzerinde yükselen bedenin aşkla ve şevkatle kendisini izlediğini gördü. "Sence de küçük bir cezayı haketmedin mi bilye gözüm?" diye soran adama aralarındaki yakınlık yüzünden cevap dahi verememişti.

İçinde bulunduğu zihin karmaşasından boynundaki sızıyla sıyrıldığında, bilye gözlerini şaşkınlıkla büyüdü. Bedo ilk kez canını acıtmıştı.

Karısının şaşkınlığından faydalanan genç adam hızla ayaklanıp cebindeki anahtarı çıkardığında neşeli sesi yankılandı odada. "Bedirhan Seydan kendisine yapılan yanlışı asla unutmaz, ilk öpücüğümü bulaşık süngerine kurban etmiştin, bu sıcakta boğazıyla gezde adalet yerini bulsun. Ya da Zühre den o tuhaf boyalardan iste..."

Eli hızla boynuna giden Zümra bulanan midesi yüzünden yüzünü buruştururken, Bedo' nun tüm neşesi kayboldu ve hızla aralarındaki mesafeyi kapatarak "İyi misin bilye gözüm?" Diye sordu endişeyle. Aldığı cevap ise pişmanlık denizinden boğulmasına yetmişti. "Boynum da iz olacak, annemin teninde ki izler gibi."

"Evet iz olacak ama benimle yaşadığın ana dair bir iz. Sapkın bir pisliğin değil sevdiğin adamın, böyle düşünmeye çalışsan? Bu gün Zühre nin doktoru ile görüşmeye gideceğim bizim durumumuz dan bahsetme mi ister misin?" diyen adam bakışlarını kaçıran genç kız ile iri bedenini yatağa iliştirip, kollarıyla sardı bilye gözünü. Derin bir nefes alıp dudaklarını araladığında ise anlatacağı çocukluk anısının yardımlarına koşmasını umuyordu.

"Bizim sokağın köşesindeki bakkalı bilirsin, Ömer abinin bakkalı hani. Vaktiyle dama çıkıp intihar etmeye kalkmıştı. Herkes çocukları olmuyor diye yaptığını sansa da işin aslı öyle değilmiş. Karısı ile severek evlenmişler ama düğün gecesi tıpkı senin gibi korkmuş Kevser abla. Ömer abide kıymamış sevdiğine, kırıp dökmek yerine çarşafa kendi kanını akıtıp anası gile vermiş.

Aradan altı yıl geçmesine rağmen beraber olamamışlar, tabi durumu da kimseye söyleyememişler. Herkes Kevser ablaya kısır muamelesi yapmış, hatta kuma al diye Ömer abiye baskı yapmış ailesi. Önceleri bu iş ayıp sayıldığından hastaneye falanda gidememişler. Kevser abla bir gün annesini arayıp herşeyi anlatmış. Kadında Malatya 'dan kızını almaya gelmiş. Bunu duyan Ömer abi çıkmış dama, Kevser 'i götürürseniz atarım kendimi aşağıya diye bağırmaya başlamış. Bizde görmüştük hatırladın mı, hatta sen bana sarılmıştın korkudan."

Başını hafifçe sallayıp, sessizliğini sürdüren genç kız ile kaldığı yerden devam etti sabırla. "Neyse ahali hemen durumu dedeme haber vermiş. Dedem de gelip indirdi Ömer abiyi damdan, konağa getirdiler oturup anlattı derdini bir bir . Bende gizli saklı dinledim herşeyi meraktan, dedem Halil amcaya Kevser ablanın annesini getirmesini söyledi, babaannem kadına usulünce anlatmış gerçekleri. Aynı gün annenin doktoru Yeliz ablayı arayıp durumu anlattılar, ertesi gün ise Kevser abla ve Ömer abi Yeliz ablanın ayarladığı bir psikologla seanslara başladılar. Bir iki ay geçmeden duyduk ki Kevser abla hamile, herkes dedemin ikisini çocuk için tedavi ettirdiğini düşünse de işin aslı bu.

Kıssa dan hisse herkesin imtihanı farklı, bizimki de sabretmek. Upuzun bir yola çıktık Allah'ın izniyle, son nefesime kadar da ellerini bırakmaya niyetim yok. Sende sıkı sıkı tut ellerimi yeter, ne yaşarsak yaşayalım ölmeyi düşün ama gitmeyi düşünme. Eğer benden gidersen yapacağım tek şey Ömer abi gibi ölüme yürümek olur. "