SANA YENİLDİM (KİTAP)

32. BÖLÜM

Bölüm YelizGl1 , NerimanPek3 ' e geliyor.

İYİ OKUMALAR...

🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁

En önde ilerleyen Hamza'ya, bu adam olmaz bakışları atarak hastaneye girdiklerinde karşılaştığı manzara ile Yeliz'in Hanım'ın sekreteri Aleyna kıkırdamaya başladı. Ardından sır verirmişcesine fısıldayarak," Hamza abi tansiyon haplarını kullandı, rahat olabilirsin.''dedi.

Bir kaç dakika sonra içerideki hastanın çıkması ile gümbür cemaat odaya girdiklerinde ise doktor Yeliz'in perdeyle ayrılmış kısımda olduğunu anladılar. Emine, Elif ve Su sırayla muayene odasına girip gerekli kontrollerden geçerken, muayeneleri bitiren Yeliz, omuzlarını dikleştirip derin bir nefes doldurdu ciğerlerine. " Allah'ım bu günüde delirmeden atlatmamı nasip eyle."dedikten sonra ellerini yüzüne süren kadın, perdenin arkasından çıkarak masasına doğru ilerledi. Tabi bu süreçte Hamza ile göz göze gelmeye azami dikkat göstermişti.

Masasındaki bilgisayara gerekli ölçümleri girdikten sonra genç adam dönerek " Öncelikle Hamza, lütfen ama lütfen bu seferki kontrol üç saatten az sürsün. Sizin yüzünüzden hastalar tarafından yönetime şikayet ediliyorum. Bak güzel evladım burası bir devlet hastanesi maddi durumuzda bildiğim kadarıyla iyi. Özel bir hastaneye gitseniz, oradaki hekim arkadaşlarımın çok daha sakin bir temposu var."dedi.

Dudakları muzur bir ifade ile kıvrılan Hamza " Yeliz abla bunu ne sen söylemiş ol, ne de ben duymuş olayım. İlk iki çocuğumda acemiydim ne olup bittiğini anlamadan doğdular. Bu sefer doya doya yaşayacağım baba adaylığımı, hem hissediyorum kızım olacak. Minik Hürremnur'umu senden başkasına emanet edemem." dedi ve hemen arkasından "Şikayet mevzuna gelincede haklısın, çok özür dilerim, düşüncesizlik ettim. Söz bugünkü kontrol ne kadar uzarsa uzasın sorun çıkmayacak. Bizden sonraki sekiz hastanda gelemeyecek , işleri varmış."diye ekledi.

" Ne yaptın hastalara ?"

" Tabi ki bir şey yapmadım abla, manyak mıyım ben? Meczubum. Bizden sonraki tüm randevuları çevremdeki kadınların kimlik bilgileriyle ben aldım, anlayacağın rahatız. Başka sorun yoksa gönder gelsin abla havadisleri. Yalnız cinsiyetleri sakın ağzından kaçırma. En sona bırak, eğer cinsiyetini göstermeyen polen varsa diğerlerini de söyleme." diyerek beklemeye başladı. Arkadaşının bebeklerin cinsiyetini aynı anda öğreneceğiz ısrarı üzerine sinirle söze giren Mehmet, " Bana bak yeter artık! Bir aydır sizi bekliyoruz, bugün ne olursa olsun öğreneceğim bebeğimin cinsiyetini. İnsaf et Allah'ın meczubu az daha beklersek doğumda öğreneceğiz kız mı erkek mi. "dedi ve yalvaran bakışlarla Yeliz Hanıma döndü.

Hamza gür bir kahkaha atıp" Biliyorum heyecanlısın bana yeniden bir gelin vermenin haklı gururunu yaşamak istiyorsun. Çoğu gitti azı kaldı az daha sabret." dediği sırada söze giren Yeliz, bebeklerin durumu hakkına bilgi vermeye başladı. Karşısındaki kadının söylediklerini elindeki çizelgeye not alan Hamza, " Yeliz abla , bu iki çiçaaaamın polenleri benim polenimden büyük. Yani Memomun poleni onaltıncı haftadayken benim polenimden büyükmüş . Reşomun polenide benimkinden bir hafta geride olmasına rağmen benim polenden büyük . "dedi endişeli bir ses tonuyla.

Ellerini başının arasına alan Yeliz bir kaç saniye boyunca sakinleşmeye çalışırken, daha fazla dayanamayıp " Aaaaahhhh yeter ulan yeter! Sen , Reşo'n ve Memo'nla birebir aynı mısın ki bebekleri kıyaslayıp duruyorsun ? Hem onların polenleri erkek senin ki kız , yani onlara oranla daha minik olması normal. " dedi ve "Sakın odamda sevinmeye kalkma al çiçamlarını da dışarı çık." diye ekledi. Hâlâ boş gözlerle kendisini izleyen Hamza'nın fırtına öncesi sessizlik yaşadığını fark ettiğinde ise " DEFOOOOOLLL"diyerek bağırdı.