Bölüm MssEmka ya geliyor. Desteklerin ve yanımda olduğun için çok teşekkürler. Ayrıca kendisinin de çok güzel kurguları var .
🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁
İki çocuk yürekli koca adam kovalamacalarına devam ede dursun, yolcu ettikleri İlyas'ın ardından derin bir iç çekti mahcup Emine. Gündüz gözü görünmez olsa da kandiller uzun sürecek bir sohbetin kandillerini bir bir serdi gök yüzüne." Hamza' dan yorulduğum yetmiyordu bir de Bedirhan çıktı başıma. Mehmet abiye de ayıp oluyor artık. İnan kaç kere uyardım ama yok. Ben sinirlendikçe adam gülüyor, sonra ne olduğunu anlamadan özür dilerken buluyorum kendimi. Ne olur sen de kusurumuza bakma. Hamza densizlik etti yine... İmam nikâhı ne ya? Hayır, nereden geliyor aklına? Mehmet abi sinirlenince ne geçiyor eline. Hamza ile baş edilemeyeceğini öğrendim artık. Onüç yaşında bıraktı aile yadigarı yüzüğünü avuçlarıma. Annemi bilirsin, ondaki inatta kimsede yoktur hani! Allem etti kallem etti elimizde çiçek çikolata dayandık konağın kapısına. Sonrada Allah'ın emrini anıp bir güzel istedik Hamza'yı bana.''
" Zeynep teyze! Bizim Zeynep teyze, hani annen olan, Hamza abiyi her gördüğü yerde boğmaya çalışan hani. Elinde çiçek çikolata Hamza abiyi istemeye gidecek! Gözümle görsem inanmam... diyen genç kadının kaşları hayretle havalandı. Lakin bir meczup kolay yetişmiyordu, imkansızı oldurmak ise beş dakikalık son ders teneffüsünde kantinden tost almak kadar basitti Hamza için...
11.BÖLÜM: MECZUP HAMZA VE MAHCUP EMİNE
14 YIL ÖNCE
Henüz yirmi yaşında karnındaki bebeğiyle dul kalan güzeller güzeli Zeynep, şehit edilen kocasının ardından üzülmeye dahi fırsat bulamamıştı. Anne ve babası genç kadını doğacak çocuğundan ayırarak başka biriyle evlendirmek istiyordu. Köylük yerde gencecik bir dulu rahat bırakmazlarmış... Doğmamış yavrusundan ayrı kalma korkusu yüreğini tarumar ederken, severek evlendiği rahmetli eşi Korucu Ramazan' dan başkasının tenine dokunacağını düşündükçe midesi bulanıyordu. Karnında ki masum cana sıkıca tutunan talihsiz kadın bebeği olmasa bir an bile düşünmeden kıyardı canına. Ailesinin körelmiş vicdanından kaçarak kaynanasının kapısını çaldığında '' Evde bekar oğlum var, laf söz olur. Bir oğlumun başını yedin diğerlerini de kurban edemem sana. Lakin karnındaki Ramazan'ımın emanetidir, o yüzden bizim eski evde kalmana izin vereceğim. Eğer birine kuyruk salladığını duyarsam, görürsem torunumu alır sokağa atarım seni!'' diyen yaşlı kadınla dünyalar onun olmuştu. Yavrusundan ayrı kalmayacak, kocasının hayaline sadık kalabilecekti...
Kaynanası Kıymet Hanımın ağzına laf vermemek ve evladından ayrı kalmamak için yıkık dökük eski toprak evden dışarı çıkmayan genç kadın doğumunu dahi evde yapmıştı. Ürkek bir kuş gibiydi yüreği kucağına bırakılan minik bebeği rahmetli eşine öyle çok benziyordu ki, ölümle terbiye olan ruhu devasını bulmuştu. Rabbin en büyük lütuflarından biri kızı yaşadığı onca sıkıntıya rağmen sağlıkla doğmuş ve rahmetli eşinin istediği Emine ismini vermişti minik bebeğe. Devlet tarafından şehit aylığıyla kimseye el açmadan kaldığı harabeyi iki kişilik bir cennet bahçesine çeviren Zeynep, zamanın hızına yetişemediğini hissediyordu. Daha dün avuçlarına emanet edilen küçük can bugün onüç yaşına gelmişti. Öylesine güzeldi ki biricik meleği, görenler dönüp bir daha bakıyordu.
Yaşıtlarından daha uzun ve yapılıydı. Siyah bir girdap gibi insanı içine çeken kara gözleri nazlı dalgalar halinde beline kadar uzanan saçları, güneşi kendine düşman edecek kadar sıcak gülümsemesi ile tüm bakışları üzerinde topluyordu. Yaşından büyük gösterdiği için kapılarına gelen görücülerin ardı arkası kesilmiyordu. Lakin dinini şeklen değil kalben bağlı olan Zeynep çocuk yaştaki yavrusunu bu çarpık zihniyetli insanlara kurban etmemeye kararlıydı. Kaynanası Kıymet Hanımın tün baskılarına rağmen okula gönderiyor, sabahlara kadar göz nurunu atarak yaptığı el işlerini satarak yaşlı kadına sus payı veriyordu. Ne pahasına olursa olsun okuyup kimseye muhtaç olmayacaktı Emine'si.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANA YENİLDİM (KİTAP)
Chick-LitSevdiğini incitmeden yüreğinde taşıyabilen merhametli Mehmet, Mahcup Emine'ye gördüğü ilk anda vurulup bir ömür gözüne başka göz değmeyen, damarlarındaki asi kanla dolup taşan meczup Hamza, Genlerinde var olan aşk ateşini sırça bir köşk gibi yüreğin...