SANA YENİLDİM (KİTAP)

61.BÖLÜM

Bölüm bu güne kadar ithaf yapmadığım tüm çiçaaam ailesinin üyelerine gelsin.

İYİ OKUMALAR...

🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁
"Uzun ve sabırla katedilmesi gereken bir yol var önümüzde Bedirhan Bey, sekreterimle görüşüp uygun olduğunuz bir tarihe randevu belirleyin lütfen." diyen Yusuf Bey'in ardından kısa bir süre daha devam eden konuşma son bulduğunda odadan çıkan genç adam, eşinin kimlik bilgilerini vererek randevu oluşturdu ve vakit kaybetmeden kendisini bekleyen kayınvalidesinin yanına ilerledi...

Abisinden gelen telefonla pişmanlık deryasına dalan Botan, sevdiği genç kızın gönlünde ki tüm korkuları silecek ve yerine güven tohumları ekecekti ama nasıl. Yapacağı her hata Zühre'nin Hata/Ceza oyununda dengeleri alt üst edebilirdi. Elindeki telefonun ekranını kaplayan ultrason görüntüsünü izledi bir süre, peri kızının ilk gördüğü ana gitti zihni. Küçük bir çocukken kalbini çok koşmuş gibi acıtan mucizesinin kalbi acıyordu ve giderek uzaklaşıyordu türküleri küstüren yalancı çoban dan...

Bağ evindeki tatlı telaşın son bulmasıyla görev yerlerine dağılmak üzere yola koyulan çiçaam üçlüsü, şamata ile geçen yolculuktan sonra görüş açılarına giren apartmanla derin bir nefes alıp çıktılar araçlarından. Mehmet arabanın torpidosundan aldığı eter ve pamuğu ceketinin iç cebine yerleştirirken, Hamza 'nın gözleri çevreyi tarıyordu. Oğlu olacak deve tabanına yakaladıkları an planlarının yatacağını biliyordu.

"Şansımıza Bedo efendi iki gün burada kalacakmış, eğer Elif yengeyi kaçıracağımızı anlarsa apartmanı başımıza yıkar. Adamın kaynanası kıymetli." diyen Hamza ile arkadaşına dönen Mehmet küçük bir çocuk gibi ayaklarını yere vurarak isyan etti. "Ulan Hamza bir Besmele be, sadece küçük bir Besmele. Hem bizi hem kendini yaktın, ne olurdu daha normal veletler üretseydin? Bak adam yirmiüç yaşında hala giren hep bana hep bana. Bu yaşta karısını halıya sarıp kaçıran kaç insan vardır ki ? Allah muhafaza taşırken belimi incitsem gitti benim beşi bir yerde!"

"Beşi bir yerde mi? Ne çeşit bir fantazi dünyan var çiçaam senin, gerdeğe girince Elif yengeden altın mı istiyorsun? Af buyur ama nerene takacaksın beşi bir yerdeyi?" diye soran Reşat'ın yüzündeki ciddi ifade Hamza'yı kahkahalara boğarken Mehmet sinirle soludu ve "Halil amcanın dediği kadar malsın Reşo! Ayrıca fantazi senden sorulur, Yağmur 'un doğumunda Su yengenin can acısıyla yaptığı itiraflar benim bile kulağıma geldi. Tabi ki Hamza'm söyledi, dip not olarak belirteyim." dedikten sonra göğsünü kabartarak konuşmasını sürdürdü. "Beşi bir yerde derken beşinci çocuktan bahsediyordum, kırklı yaşlarımın verdiği olgunlukla bir eser daha bırakayım diyorum şu dünyaya."

Duydukları ile tüm neşesi kaçan Hamza, "İki sene sonra prostat olup donuna akıtacaksın hala eser peşindesin. Kabûl et yaşlandık , bu saatten sonra torun yakışır bize. " diyerek arkadaşlarını şaşırttı.

Gülme sırası kendine gelen Mehmet, "Kurban olurum sana Meczup'um! Emine yengeyi ikna edemedin mi dördüncüye? Yoksa hayatta böyle mantıklı konuşmazdın." dedi alay dolu sözlerle.

"Beni bu kadar iyi tanımanızdan nefret ediyorum! Nuh diyor Peygamber demiyor saçının her bir teline bir adak adadığım, hayır ne var yani yaşımız da? En kötüsü sen beşinciyi yaparsan, kiminle dünür olacaksın? Beni beni, beni Bihter'ini... Yerime kimleri koyacaksın! "

"Allah'ın meczubu, ne Bihter'i! Yerin kulağı var derler, hem senden Bihter değil olsa olsa ayı Cindy olur. Denize gittiğimizde üzerindeki kılları tişört sanan yaşlılar var. Ha inatla Bihter olacağım dersen şöyle temizinden beş kilo ağda gider sana."