SANA YENİLDİM (KİTAP)

78.BÖLÜM

Bölüm Bircan2121 'e geliyor. Kendisine doğum gününde bölüm hediye edecektim sözüm vardım ama rahatsızlandığım için tutamadım. Umarım bu bölümle telafi edebilirim.

🎂İyi ki doğdun çiçaaam. Rabbim güzel insanlar çıkarsın karşına. Hayırlı, sağlıklı, huzurlu, bereketli bir ömür nasip etsin.🎂

İYİ OKUMALAR...

🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁

Bedo ve Zümra'nın olaylı gidişinin ardından konak yeniden sessizliğe bürünürken, günün yorgunluğu ile herkes odasına çekilmişti. Selvi teyzesinin kendisi için hazırladığı küçük misafir odasındaki tekli yatakta uzanıp tavanla bakışan Botan'ın gözüne heyecan ve meraktan uyku girmezken, sevdiği kızla aynı çatı altında olamasa da aradaki mesafeyi aynı avluda bulunmaya kadar indirmişti. "Yok çoban efendi o gelinliği görmeden sana rahat yok."diyerek mırıldanıp, yan tarafındaki komodinin üzerinden telefonunu aldı ve "Benim peri kızım düğünde ne giyecekmiş?" yazdı. Gönderdiği mesaja gelecek cevabı delice merak ederken " Saniyeler bile benle kafa buluyor arkadaş. Ak git ne bekliyorsun?" diye söylendi sabırsız bir ses tonuyla.

Geçen dakikaların ardından ümidini yitirip uyumaya karar verdiği sırada ışığı yanan telefon ile " Geldi be!" diyerek bağırdığının farkında bile değildi. Mesajı okuyacağı sıra aniden açılan kapı ve elindeki terlik ile kendisine bakan Selvi teyzesinin, " Ne geldi yavrum? Cihan denen cenabet mi geldi yoksa?" demesi üzerine, " Yok Selvi teyze ne Cihan'ı, şey geldi... Şey işte, aslında şey falan gelmedi. Hadi sen yat dinlen." diyerek saçmalarken telaşla elindeki telefonu yorganın altına saklamıştı. Daha ne kadar rezil olabileceğini düşünürdüğü an, " Elindeki tüfekle kapıda beliren Halil amcası ile hızla ayaklandı. " Hayrola Halil amca!"

" Hayırı mı var bu işin? Nerede o Yezid'in tohumu? "diyen Halil öfkeden kararmış gözleri ile odayı taradı.

"Odada benden başka kimse yok. Ben biran şey gelince, o heyecanla geldi diye bağırmışım."

" Ney gelince oğlum şey ney?"diyen adam sinirle indirdi elindeki tüfeği. İçeri girdiği sıra gencin elindeki telefonu hatırlayan Selvi ise Zühre ile ilgili bir durum olduğunu anlayıp, "Aman Halil'im bu saatte gelse gelse çişi gelir. Hadi biz çıkalım da çocuk rahat rahat gitsin tuvaletine." dedi. Karısına dönen adam, yemesem de yemiş gibi yaparım bakışlarından üçüncüsünü atarak, " Bu oğlan her çişi geldiğinde böyle bağıracaksa işimiz var. Mümkünse burada kaldığı sürece büyük abdest bozmasın! Mazallah tüm Diyarbakır'ı toplar başımıza. Neyse ne, ben yatıyorum..." dedi ve omuzuna astığı tüfek ile birlikte gözden kayboldu.

Geride kalan Selvi, Botan'ın kırmızı şölenine dönen yüzüne uzun uzun bakıp, " Hiç öyle bakma botanik, kocam haklı. İnsan bir çiş için bu kadar bağırır mı? Hadi ben kaçtım. Yarın sabah Zühre'ye kod adın çiş olduğunu söylemek için sabırsızlanıyorum." diyerek neşeyle kahkaha attı. Genç adamın heybetli bedeni sobanın üzerine atılmış kartopu gibi buharlar çıkararak erirken bakışları parkelerle derin bir bağ kurmuştu.

Bir kaç saniye sonra kapanan kapı ile başını yerden kaldıran Botan, az önceki travmatik çiş olayını unutup hızla yorganın altına savurduğu telefonunu aldı ve nefesini tuttuğunu farkında olmadan okumaya başladı. " Gelinlik giyeceğim çoban, ya sen?" yazan mesajı sanki değişecekmiş gibi tekrar tekrar okuduktan sonra kemikli parmakları hızla hareket etti ekranda. " Senin için sorun olmazsa gelinliği ben giyeyim peri kızı? Malûm elinde su şişesi ile beni bayıltıp yerlerde sürüyen sensin. Kim bilir baygınken neler yaptın bana? " yazıp gönderdikten sonra yeniden yatağa uzanırken bu kez gecikmeden gelen cevap ile dudakları heyecanla kıvrıldı." Yerlerde sürükledim bir miktar, az biraz da kafanı çarptım sağa sola. Son olarakta banyoya kitledim. Tam gelip iki kese atacaktım ki uyandın. Hatta uyanmakla kalmayıp kapıyı da kırdın, Emine teyzenin genleri kendi gibi mahcup anlaşılan meczupluğun Hamza Seydan 'ı geçecek gibi duruyor."