SANA YENİLDİM (KİTAP)

35. BÖLÜM

Bölüm mervemnvs , az199941 , zzeynep_qx 'e geliyor.

İYİ OKUMALAR...

🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁

Dakikalar sonra yapılan ultason ölçümünü ve nts takibinin sonuçlarını gözden geçiren Hakan, ağlamaklı gözlerle kendisine bakan kadın ile duraksadı. Hissettiği şeyi bir kelime ile ifade edecek olsaydı eğer bu sözcük araf olurdu. Vicdanını çığlıklarını duymamak için kalbini sağırlaştırıp sıkkın bir nefes verdi. Dudaklarını araladığında ise bir annenin ölüm fermanını imzalamıştı. " Elif hanım bebeğinizin gelişimi büyük ölçüde tamamlanmış ve gebelik sonlandırıldığı takdirde hayati bir tehlikesi söz konusu değil. Kalp atışları ise hala düzensiz. Beklediğimiz her an bebeği riske atıyoruz. Fikrim acilen sezaryene alınmanız yönünde. Eşinizin bir an önce gerekli evrakları imzalaması lazım."

İşittiği cümlelerin ardından bebeğini kaybedecek olma ihtimali ile bir kez daha yüzleşen genç kadın," Eşim şehir dışında, beklemek ise riskli diyorsunuz. Kayınvalidem hastanede o imzalasa evrakları olmaz mı?'' diye sordu buruk bir sesle.

" Elbette olur. Her saniye çok önemli bizim için.'' Diyen Hakan hemen yanında oturan Necla hemşireye dönerek sürdürdü konuşmasını. '' Hastayı acil sezaryene alıyoruz, dökümanları hazırlayın ve hasta yakınına imzalatın.''

Doktor Hakan'ı başı ile onaylayan Necla Hemşire hızlı adımlarla doğumhane koridorunun başındaki bankoya giderek imzalanması gereken evrakları aldı ve vakit kaybetmeden giriş kapısına doğru ilerledi. Cam kanatları yavaşça açılan kapıdan dışarı çıktığında ise "Elif MİRAN'ın yakını.'' Dedi hayli yüksek bir sesle.

Kollarındaki iki emaneti aceleyle karısı ve büyük oğlu Bedirhan'a veren Hamza koşarcasına yaklaştı ve " Ben yakınıyım, durumu nasıl bir bilgi verin Allah aşkına ..."dedi tükenmiş bir halde.

" Hastayı zorunlu olarak sezaryene almalıyız fakat resmi prosedürün tamamlanması için imzalanması gereken evraklar var. Kayınvalidesini bulmalıyım.''

'' Tamam hemen ulaşacağım kendisine." Diyen genç adam panikle telefona sarıldı ve saniyeler sonra cevap verilen ile Hacer Hanıma durumu özetleyip doğumhanenin kapısına gelmesini söyledi. O anlarda Sultan'ın gerçek yüzü ile tanıştığı giyinme odasında düşünüp duran yaşlı kadın Hamza'dan gelen arama ile hareketlendi.

Hızla tamamlanan evrak işlemlerinin ardından gözden kaybolan Necla hemşire doğumhaneye döndüğünde genç kadının ameliyata hazır hale getirildiğini gördü. Güven verici bir gülümseme eşliğinde yaklaşıp '' Evrakların tamamlandı Elif Hanım, azıcık daha sabret uyandığında bebeğini gördüğün an her şey geride kalacak.'' Dedi ve dikkatle açtığı damar yolunu bant yardımı ile sabitleyerek odadan çıktı. Kapanan kapı bir iki saniye sonra yeniden aralandığında Doktor Hakan elindeki enjektör ile içeri girdi.

Sahte bir gülümseme ile dudakları kıvrılan genç adam, " Elif hanım birazdan sezaryene alacağız sizi, ameliyat öncesi hastalara genellikle premedikasyon yani cesaret iğnesi yapıyoruz. '' dedi ve elindeki enjektörü göstererek ilerlemesini sürdürdü. Şırınganın içindeki sıvıyı damar yolundan yavaşça enjekte ettikten sonra ise konuşmak istese de yapamadı. Yalanlarına bir yenisini daha ekleyemedi ve titremeye başlayan ellerini önlüğünün cebine sokarak gizledi. Sonrasında da sessizce gözden kayboldu, geride kalan Elif ise yaşadığı endişe yüzünden karşısındaki doktorun tuhaf hallerini sorgulamamıştı.

26.BÖLÜM: GÖRDÜĞÜNE, DUYDUĞUNA DEĞİL, YÜREĞİNE İNANAN ADAM...

Akşam saatlerinde İstanbul'a ulaşan Mehmet, sorun yaşadıkları tedarikçi firmanın sahibine ulaşarak eşinin özel durumundan bahsetmiş ve mesai saati olmamasına rağmen görüşmek istediğini söylemişti. Genç adamın bu isteğini geri çevirmeyen Mithat Bey, geç saatlere kadar süren toplantının ardından oğlunun sebep olduğu zararı tazmin edeceğini söyleyerek şantiyeden ayrılmıştı. Giden yaşlı adamın ardından omuzundan büyük bir yük kalkan Mehmet ise gece 01:30 uçağına yer ayırttıktan sonra Hamza'yı arayarak bilgi vermişti. Yaklaşık yarım saat sonra havaalanına giriş yaptığında ise aklındaki tek şey bir an önce sıcak yuvasına kavuşmaktı.