Sevdiğini incitmeden yüreğinde taşıyabilen merhametli Mehmet,
Mahcup Emine'ye gördüğü ilk anda vurulup bir ömür gözüne başka göz değmeyen, damarlarındaki asi kanla dolup taşan meczup Hamza,
Genlerinde var olan aşk ateşini sırça bir köşk gibi yüreğin...
Asra'mın doğum günü iyiki doğmuşsun ve iyiki tanımışım seni. Her şey gönlünce olsun. Hanene en kısa sürede hayırlı bir evlat nasip etsin Rabbim.
🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂
İYİ OKUMALAR...
🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁
Zühre'ninde gelmesiyle hazırlanarak evden çıktıklarında çocukları Reşat 'ın evine bırakarak çarşının yolunu tuttular. Uzun süren alışverişten sonra ayaklara inen karasu deyiminin canlı örnekleri olan kadınlar, tükenmiş bir şekilde Su ve Reşat'in evine doğru yola çıkmışlardı. Alışverişin üzerine Zühre ve Botan'ın durgun halleri de eklenince zaman geçmez olmuştu. Yorgun argın araçtan inen alışveriş gazileri zor bela atmışlardı kendilerini eve. Evin içini saran güzel yemek kokuları açıktıklarını fark ettirmişti lakin, sofraya oturmak için beylerin gelmesini bekleyeceklerdi.
Yaklaşık yarım saat sonra çalan kapıya koşan Bade ve Yağmur babalarını neşeyle karşılamış ve tüm gün ne yaptıklarını anlatmaya başlamışlardı. Hamza ve Reşat kucaklarında kızlarıyla salona doğru ilerlerken Karan ve Baran da Mehmet'in belini kırmaya ant içmişcesine yorgun adamın tepesine çıkmaya çalışıyorlardı.
Kucağındaki kızıyla oturduğu koltukta Mehmet'in içler acısı halini izleyen Hamza'nın ise keyfine diyecek yoktu. "Bir bizimkilere bak bir seninkilere. Bunlar Allah'ın lütfu seninkiler ise belası. Hayır bekar adamsın ilerde lazım sana o bel."
Arkadaşının alay dolu sözleri ile kaşları çatılan adam "Önüne baksana sen Allah'ın meczubu. Ben halimden gayet memnunum. Hem gördüğün bu iki kartal yavrusunu ilerde siz iki dalağı gevşeğe kitleyip, kucağınızdaki lütuflara ben babalık edeceğim." diye çıkıştı sinsi bir gülümsemeyle.
" Mehmet'im bıyığının her bir teline badem yağı sürdüğüm, yanlışın var iki güne Botan'ı sana kitleyip Zühre'yi alacak olan benim. Bu bekarlık sana hiç yaramadı söyleyeyim idrak yollarında tıkanma var baksana. "
" Hamza'm toplu intihar eden mantık hücrelerinin her birine ayrı ayrı Fatiha okuduğum, biraz önce kartallarımdan aldığım istihbarata göre ilk operasyon başarıyla gerçekleşmiş. "
" Ne operasyonu ?"
" Sizin prenseslerin boynundaki kolyelere bir bakın derim." diyen Mehmet keyifle arkasına yaslanırken, Hamza, " Ne kolyesi, Hürremnur'um gel bakayım kolyene." dedi hızla. Küçük kız ise boynunda ki kolyeyi göstererek, " Baran bana kolye almış baba , Karan'da Yağmur'a. Bak benimki erik çiçeği şeklinde." dedi büyük bir mutlulukla.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
