Bölüm 37 •Serzeniş•

12.8K 585 230
                                    

Herkese Merhaba!
Bu bölüm uzun bir süredir ısrarla hergün bölümü soran,bekleyen @ayazz1234567 kişine ithaf edilmiştir.

•••
Yeniden güneşi görmek,büyük bir papatya arazisinde gamsız bir şekilde uzanmak istiyordum.Tek sıkıntım,rüzgarın tenimden uzak olması olmalıydı.Birinin gerçekten beni sevip sevmediğini anlamak ya da bunun zorluklarına göğüs germek olmamalıydı.Hayal meyal hatırladıklarım Zihnimin bir duvarına hiç düşmeyecek bir tablo gibi asılmıştı.Belda'nın gözlerindeki nefret,tabloya yansıyor onun resmetmesine izin veriyor gibiydi.Gözlerimi güçlükle aralayarak,zihnimle gerçek arasına büyük bir perde çektim.Bu perdeden öylesine rahatsızdım ki,gözlerimi açar açmaz büyük bir ağrı demeti dallanıp başıma tamamen yayılmıştı.Tanıdık koku,tanıdık eşyalar Belda ve korkusunun yerini almıştı.Dışarıdan camıma çarpan küçük yağmur damlalarını duymak,beni rahatlatmıştı.Belda ve Karahan ailesinden uzakta iken,bana verilen görevi yerine getirememenin mahçubiyetinden de uzaktım.Küçük Bartu zihnimin bir köşesini işgal ediyordu.Ağlamaları zihnime yayılırken,içimde ona bakamamın büyük bir çaresizliği vardı.Ona bakmayı beceremediğim gibi,Belda'ya da kurban gitmiştim.Yatakta oturur pozisyona gelirken,beni buraya getirenin kim olduğuna dair teoriler geliştiriyordum.Kim olduğunu tahmin etmek güç değildi,yüzüne bakmak ise tamamen düşüncesiyle bile utanmama neden oluyordu.Kapımın iki kez tıklatılması ile zihnimde büyük bir kargaşa başladı.Kapımdaki kişinin Poyraz olma ihtimali tüm bu kargaşayı daha da besleyip,büyütüyordu.Ona ne demeliydim?.Bana olan güvenini boşa çıkardığımı nasıl açıklamalıydım anlayamıyordum.Sessizliğim üzerine kapı yavaşça açıldı ve giren kişiden önce bir bardak görüldü.Daha sonra gördüğüm sarı bukleler rahatlamama sebep olmuştu.Poyraz sararmış olamazdı.Saat akşamın geç saatleri gibiydi.Pencere'nin bana sunduğu bu küçük manzara,Poyraz'ın burada olmayabileceğini zihnime fısıldamıştı.Ece sonunda içeri girerek,gözlerini kocaman açtı.Uyanmamı beklemiyor gibiydi.Başımdaki sızı da buna hazırlıksız yakalanmışçasına şiddetle ağrıyordu.

"Kendini Poyraz'ın psikopat kardeşine öldürtmediğin için şanslısın!"

Belda'dan böyle bahsetmesi,beni içten içe rahatsız etse de sesimi çıkarmadım.Fincanı bana doğru uzatarak yatağımın ucuna oturdu.

"İç,sadece sıcak bir çay"

Çayı görür görmez boğazımda hissettiğim kuruluk bana reddetme gibi bir fırsat sunmamıştı.Usulca sıcak kulubu kavrayarak,çaydan bir yudum aldım.Boğazımdan mideme ulaşana dek,bana büyük bir sıcaklık bahşeden çayı usulca kenara bıraktım.Ece ve söyleyecekleri hiç bitmeyecekmiş gibiydi.Dilinin ucu şişmiş gibiydi,içinde biriktirdiklerinden dolayı.

"Tan diye biri getirdi seni,Poyraz'ın olanlardan haberi yokmuş öyle dedi "

İçimi ferahlatan küçük ayrıntı ile derin bir nefes aldım.Yeniden korunmaya muhtaç küçük bir kız gibi görünmek istemiyordum.

"Telefonun orada" komidinin üzerinde çalan telefonumu gösterip,sustu.Arayanı merak ederek,usulca uzandım komidine.Arayan bilmediğim bir numaraydı.Hiç düşünmeden telefonu açtım ve sessizcesinin karşı tarafın konuşmasını bekledim.

"Merhaba Selen,ben Tan.Belda'nın doktoru"

Neşeli ses tonu herşey yolundaymış gibi gösteriyordu.Aynı tonda onunla merhabalaşıp,asıl aramasının sebebini söylemesini bekledim.Sabırsızca olanları neden Poyraz'a anlatmadığını duymak istiyordum.

"Selen,başına gelenler için üzgünüm.Lakin olanları senden Poyraz'a söylememeni rica etmek zorundayım.Eğer söylersen Belda için daha da zor olacaktır.Onu yeniden kendinden uzaklaştıracaktır"

Mafya Lisede Poysel •Tamamlandı•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin