Bölüm 39 •Güzel ve Çirkin•

10.2K 518 250
                                    

Herkese musmutlu bir yıl diliyorum.Mutlu yıllar!

Medya: Sarp Ekin Devrim

•••
2 hafta sonra

Gülümseyerek,buğulanmış cama küçük bir p harfi çizdim.Hava soğuktu,kalbimdeki yangının aksine.Kimse, ama kimse gerçekten gitmemiş olabileceğimi düşünmemişti.Herkes kolayca bırakabileceğimi düşünüp,arkamdan bile bakmamış olmalıydı.Sevgili babam,ona olan nefretimi törpülemek adına böyle bilgileri benimle sıkça paylaşıyordu.Bir önceki gelişinde bıraktığı fotoğraflar aklıma gelince gülümsedim.Beni o köhne,karanlık odadan çıkartıp,daha iyi bir odaya koymuştu.Ona göre 'iyi' bana göre,cehennemden beterdi.Yeniden yatağa dönüp,üzerindeki fotoğraflara baktım.Yakınımdaki herkesin,beni unuttuğunu göstermek için tek tek fotoğraflarını çektirmişti.Sadece bir kişi hariç,bu odaya herkesin habersizce çekilmiş fotoğraflarını getirmişti.Benimle alay eder gibi yatağa fırlattığı fotoğraflar,kalbindeki yangına adeta rüzgar görevi görmüştü.Çisem'in kızlarla kafede buluştuğu bir zamana ait fotoğrafın üzerinde gezdirdim parmaklarımı.Benim onunla vedalaşmadan gitme fikrimi öyle çabucak kabullenmişti ki,üstüne bir kahve dahi içmişti.Annemin alışveriş yaparken ki,fotoğrafında gezindi parmaklarım bu kez.Kızının öylece habersizce gitmesinin üzerinden sadece 2 hafta geçmişti.Nasıl böyle keyifle alışveriş yapabiliyordu?.Ah tabiii,babamın keyifle konuşmamı sağladığı aramalar sayesinde.Tehditleri sayesinde birkaç kez annemle onun güvenli olduğu bir biçimde konuşmamı sağlamıştı.Sebebi ise basitti.Ortalığı alevlendirmesinden korkmuştu.Anneme ise Poyraz'dan kaçtığım söylemek,yetmiş ve artmıştı bile.Farklı zamanlarda çekilmiş,diğer fotoğraflarla beraber hepsini yere doğru savurdum.Buradan kurtulmak için canımı bile verebilirdim fakat buradan kaçmaya çalıştığım an tüm sevdiklerimi peşindeki adamlar sayesinde dakikalar içerisinde öldüreceğini açıkça söylemişti.Burada hapsolmuştum.Bu küçük,rengarenk oda benim hapisimdi.Kafesimde,bıkkınlıkla gözlerimi gezdirdim.Artık hapsolduğum fikrine alışmıştım.Canımı ilk günkü gibi yakan tek şey,Poyraz'a söylediklerimdi.Derin bir nefes aldım.Gögüs kafesimde her bir kelimenin ağırlığını hissedebiliyordum.Poyraz'a buradan kurtulduktan sonra,olanları anlatmam neredeyse imkansızdı.Gözlerimden süzülen yaşları,elimin tersiyle silip gözlerimi tavana çevirdim.O kadar çok ağlıyordum ki,başımdaki ağrı neredeyse kronikleşecekti.

"Al bak,bakta gör ne için kendini yiyip bitirdiğini!"

Sinsice odaya girmiş,babamın sesini duyar duymaz oturduğum yataktan hızla kalkmıştım.Yatağın üzerine keyifle fırlattığı gazetenin ardından,keyifle gülümsedi.Beni alıkoymak onu neşelendirmiş,yüzüne renk katmıştı adeta.Mutsuzluğum ile beslenen bir akbaba gibiydi.Parmaklarım korkuyla gazeteyi kavradı.Gözlerim hâlâ babamdayken,karşılaşmaktan korktuğum şeyin aslında tamda parmaklarımın arasında olduğu günün geldiğini anlamıştım.Uğurunda kendimi harcadığım,gazeteye çıkabilecek tek kişi Poyraz Karahandı.İyi haberleriyle,babamın yüzünde güller açtırması ise hiç mümkün dahi değildi.Yeni bir üzüntü dalgası tüm bedenimi ele geçirirken,gözlerimi gazete sayfasına çevirdim.

"Sen burada gece gündüz ağlarken,o orda gecesini gündüz ediyor"

Kahkahasını atar atmaz,odadan ıslık çalarak çıkmıştı.Hâlâ yüzleşmekten korktuğum şeyden kaçınmak adına,hiç umrumda olmayan ayrıntıları için odayı inceliyordum.Görmek istemiyordum,gözlerindeki yaş yeniden yanağımdaki yerini almıştı.Birkaç saniye geçmeden,babam Kapıyı aralayıp içeri baktı.

"Ha unutmadan şunu söyleyeyim! Damadım,bu akşam yemeğe gelecek!.Sakın ola,bir aksilik çıkarayım deme...yoksa"

"Yoksa annemi,Çisem'i,Poyraz'ı hatta Bartu'yu bile öldürürsün değil mi?.Yakarak,yavaşça değil mi?!"

Mafya Lisede Poysel •Tamamlandı•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin