Bölüm 32 •Aptal ve Bencil•

14.8K 706 289
                                    

•••

Selen Gündüz

Kül olmak yanmaktan mı geçerdi yoksa tüm bedenin zaten kül bir kaderle mi dünyaya gönderilmişti?.
Saçma sapan bir döngünün,tekrar eden bir plağı gibi sürekli aynı mimikler eşliğinde,her sorumu cevapsız bırakması beni deli etmeye yetiyordu.Cevapsız sorulara ne kadar daha katlanabilirdim hiç bir fikrim yoktu.

"Sıkıldım senden,bugün gitmeme izin vereceksin ve bende gideceğim"

Bir umut belli cevap alırım diye yeni bir soruyla aynı konuyu ısıtıp tekrar önüne koymuştum.Poyraz gözlerini tabağından kısa süreliğine kaldırıp,donuk yeşil irislerini anlamlandıramadığım bir hisle bana çevirdi.Sıkılıp cevap vereceğini ummuştum fakat o konuşmanın kıyısından bile geçmedi yine.

Değişen olağanüstü tavrı karşısında bazen çarpıldığını filan düşünmeden edemiyordum.Dün gece hakkında bana çok fazla bir açıklama bahşetmemişti.Sadece ondan beklenmedik cümleler kurup kafamı karıştırmış durmuştu.
Sanki başka bir evrendeki tam zıttı olan yansıması bir ay tutulması eşliğinde onunla kısmen yer değiştirmişti.Cevapsız kalan sorum üzerine çatalı tabağa bırakıp derin bir nefes aldım.Oturmuş daha dün gece ondan beklenmedik şekilde sakin cümleler kurup,insanları öldürmemiş gibi beraber kahvaltı ediyorduk.

"Bana bir cevap borçlusun,istediğin zaman çekip kollarına benim seninle olduğumu söyleyip duramazsın!"

Gözlerini tabağından ayırmadı.Tabağı neredeyse boş gibiydi.Tam bir ayı silüetinde olsada hiçbirşey yememiş sadece tabağındaki peyniriyle oyalanıyordu.Bir anda masadan kalktı ve etrafına baktı.Ne yaptığını anlamaya çalışmıyordum.İstesemde bunu yapamayacağımın farkındaydım.

Sessiz kalmasından güç alıp masadan kalktım.Gerçekten olanlar deli zırvasından farksızdı.Üstelik birkaç gün daha burada kalırsam,Belda ile psikolojimiz bozuk bir şekilde kardeş kardeş bir öne bir arkaya oturarak sallanacaktık.

Dün gece olanları unutma kararı almıştım.Onun saçma sapan,anlayamadığım toplu cinayeti beni ondan itmişti.Gözlerine baktığımda aşık olduğum bir adamın yanı sıra bir katilin acımasız ve donuk gözlerini görüyordum.Dün geceye ait söylediği sözlerden biri beynimin ücra köşelerinden çıkıp takılı kalmış bir plak gibi tekrarlanıp durdu zihnimde.

'Buradan çıkış yok,artık kavanozdasın.Benim kavanozumda.'

'Buradan çıkış yok,artık kavanozdasın.Benim kavanozumda.'

Kelebek benzetmesinin üzerine dediklerimin bir önemi olmadığını vurgularcasına beni hapsettiğini söylüyordu.Artık çok fazla yorgundum.Kanat çırpmama değil,kanatlarımı kesmeme destekti olaylar.Arkasını aniden döndüğünde ürküp birkaç adım gerilemiştim.Gözleri donuk bir yeşile bürünürken,derin bir nefes aldı.Neyin kokusunu içine çektiğini anlayamamıştım.Hiçbir koku almıyordu burnum,lakin o birkaç saniye boyunca içine çekti kokuyu.Gözlerini gözlerime tekrar çevirdiğinde gözlerimi kaçırmadan ona bakmaya devam ettim.

"Kokuyu alıyor musun?.Buram buram kan kokuyor,üstelik bu koku benim ellerimdende gelmiyor Sarışın"

Kaşlarım hafifçe çatılmıştı.Neyden bahsettiği hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu.

"Ne saçmalıyorsun sen?"

Dudağı hafifçe yukarı doğru kıvrılır olsada hemen toparlanmıştı.Bana doğru bir adım attığında sadece onu izliyordum.Ondan kaçmamıştım.

"Dün gece ki saçma sapan konuşmayı,tüm olanları merak ediyorsun değil mi?"

Birkaç adım daha atıp kolumu sıkıca kavradı ve beni kendine çekti.Bu hareketi ani bir şaşkınlık ve siniri bedenime nakşetmişti.Hareketlerini ve sözlerini anlayamıyordum.Yüzünün yüzüme olan yakınlığı tüm nefesimi kesiyordu.Onunla bu kadar yakın olmak istemiyordum.İçimde hala onu seven çılgın fillerim karnımda yeniden halay çekmeye başlıyordu.

Mafya Lisede Poysel •Tamamlandı•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin