22.Bölüm

4.6K 243 93
                                    

Filmin sonu geldiğinde Tunç kaç kere ağladığını sayamamıştı. Defalarca izlediği bu filmi her izlediğinde aynı duyguları yaşıyordu. Kerem ise fırsatı kaçırmamış , sürekli elini Tunç'un omuzuna atmıştı.

"Mert , filmdeki en favori sahnen hangisi?"

"Hani Rose kurtarıldıktan sonra bir gemiye bindiriliyor. Orada isim soyisim sorduklarında 'Rose Dawson' diyor. İşte o sahne. O kadar anlamlı ki. Hayatının aşkını kaybetse de , kendini onunla evlenmiş gibi kabul etmesi çok etkileyici. Senin hangi sahne?"

"Herkesi botlara bindirirken , Rose'un şu züppe sözde nişanlısı onları kandırıp Rose'u bota bindiriyor. Bot aşağı inerken Jack ile Rose göz göze geliyor. Rose aniden gemiye atlıyor ya. İşte o sahne. O bakışmalar beni benden alıyor."

Kerem aniden Tunç'un yanağına bir öpücük kondurdu. " Jack olayım Rose'm ol Tunç."

"Yani böyle harika bir filmi kıroluklarına alet ettin ya. Pes diyorum. Ayrıca her canın istediğinde beni öpemezsin."

"Tamam ya. Senin kızgınlığın geçene kadar bir şey yapmayacağım."

"Ha şöyle adam ol. Şimdi gelelim şu malum geceye."

"Hiç gelmesek mi ? Ne olur. Lütfen." Son kelimeleri yalvarır gibi söylemişti. Şu ana kadar güzel geçen anları mahvetmek istemiyordu.

"Bu konuşmayı ertelersek ve ben aklımda soru işaretleri ile eve gidersem, tekrar başa döneriz diye korkuyorum. En iyisi şimdi halletmek."

"Pekala bebeğim. Nasıl istersen." Kerem Tunç'un yanağını okşadı. Tunç gülümsedi ama hemen ciddi ifadesini geri takındı.

"Sakince seni dinliyorum. Neden o çocukla yattın?"

"İnan içimde hiç bir sevgi ve aşk yoktu ona karşı. Sadece o anlık bir gaflet. Gece kulübünde karşıma çıktı. Beni zil zurna içirdi. Sonrası öpmeye başladı. O sıralar senden umudu tamamen kesmiştim. Büyük boşluktaydım. Furkan öyle bir zayıf anımı yakaladı ki , resmen benden faydalandı."

"Hadi o gece karşına çıktı. Bir şekilde bilinçsizce yaptın. Bana geldiğin gece benden önce ona gitmişsin. Niye gittin ?"

Kerem gözlerini yere çevirdi. Ne diyeceğini bilmiyordu. Ama dürüst olmak istiyordu. " Çok yalnız hissettim. O gece bana söylediğin şeyler beni yıkıp geçmişti. O an aklıma Furkan geldi. Ona gittim. Ama inan aramızda hiç bir şey olmadı. Hatta içki teklif etti. Elimi sürmedim. Sonra biraz uyumuşum. Uyandığımda da aniden çıkıp sana geldim işte."

"Mert sana inanıyorum."

"Gerçekten mi? " Kerem'in gözleri dolmuştu. Ama mutluluktan gelen gözyaşlarıydı onlar.

"Daha doğrusu inanmak istiyorum. Seni o çocukla seks yaparken gördüğüm gece çok sinirlendim. Ama sana tepki göstermeye hakkım yoktu. Sevgilin değildim sonuçta. Ama kıskandığımı da saklamıyorum. Büyük tepki verdim. Çünkü seni başkası ile o şekilde görmek canımı yaktı. Bana o kadar yakın davranıp sonra başkası ile düşüp kalkıyor olman sinirimi bozdu. Ama seni kaybetme korkusunu yaşadığımda farkettiğim bir şey oldu. Telafi edilemeyecek bir şey değildi."

"Tunç ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Tam her şey bitti derken , karanlıktan aydınlığa çıkardın beni. Güneşim oldun. Senden önce nasıl bir hayat yaşamışım bilmiyorum."

Tunç utanmıştı. İltifat almaya çok alışık değildi. "Abartıyorsun. Daha neler."

"Abartmak değil. Bunlar içimden gelenler. Artık lütfen benden gitme. Beni sensiz bırakma. Hep yanımda ol."

"Bana biraz zaman vermelisin. O gördüklerimi herşeye rağmen hafızamdan silemiyorum."

"Bir ömür beklerim. Unutturmak için herşeyi yaparım. Yeter ki sen yanımda ol."

O sırada Kerem'ın telefonu çaldı. Furkan arıyordu. Kerem ismi görünce gerilmişti. Ama Tunç 'aç' der gibi bir işaret yaptı.

"Efendim Furkan."

"Ya geceden beri senden haber alamamışlar galiba. Şu çocuk beni aradı. İyi misin? "

"İyiyim sıkıntı yok. Sağol aradığın için."
Resmiyeti korumaya çalışıyordu. Tunç'un yanında rahat konuşamıyordu. Karşıdan cevap geldikten sonra aramayı kapattı. " Kızdın mı? "

"Hayır , neden kızayım? Merak etmiş , aramış. Senin iraden dışında olan bir durum sonuçta." Tunç anlayışlı gibi görünse de bu duruma sinir olmuştu. Furkan ile hala görüşmesine bir anlam veremiyordu. "Ama benimle olmak istiyorsan o çocukla görüşmeni istemiyorum."

"Sen ne dedin ? Seninle olmak mı ? Sen ve ben. Sen ciddi misin? Sen iste ayağının altına halı olayım." Telefonunu açtı. Özellikle Tunç'a göstererek , Furkan'ın numarasını engelledi. " Oldu mu? İşte bu kadar?"

"Ya delisin sen." Tunç güldü. Kerem'in bu heyecanlı hallerini gördükçe gerçekten kendisine aşık olduğuna inanmaya başladı.

"Evet deliyim ama sana."

"Şımarma. Ben gidiyorum artık. Çok geç oldu."

"Gitme. Lütfen gitme. Gitme. Gitme. Kal bu gece. Lütfen."

"Mert işimi zorlaştırma. Gitmem lazım." Bir eliyle Kerem'in yanağını okşadı. Kerem de Tunç'un elini tutup avcunun içini öptü. Mert gülümseyerek karşılık verdi.

"Rüyada gibiyim. Sen yanımdasın. Bana dokunuyorsun."

"Mert cidden çok tatlısın. Dayanamıyorum böyle yapınca. Çabucak affedeceğim bu gidişle."

"Affet. Affet. Affet. Affet."

"Bugün herşeyi papağan gibi tekrarlayacak mısın?" Kafasına vurur gibi hafifçe dokundu.

"Bana ne ya? Seni bu kadar yumuşatmışken vazgeçemem."

"Off ! Tamam seni affediyorum. Ama-"

"Oley!" Tunç'un üstüne atlayıp boynuna sarıldı. Boynunun heryerine öptü.

"Ama dedim Mert. Amasını sormayacak mısın?"

"Ne olursa olsun kabul. Ne istersen yaparım."

"Affettim ama , henüz sevgili değiliz. Biraz naz yaparım. Biraz peşimden koştururum." Tunç ellerini göğsünde bağlayıp kafasını yana çevirdi. Naz yapmaya başladı bile.

"Lan senin o 'naz yaparım' diyen ağzını yerim ha."

"Hoşt. Önünden ye."

"Tunç ne oldu sana bir anda? " Kerem kahkahalar atmaya başladı. Tunç cidden çok komik görünüyordu.

"Neyse Kerem. Gece burada kalmam için o kadar ısrar ettin. Geceyi eğlenceli hale getirmelisin."

"Ne yapsak ki? Yeni film izledik. Düşünelim biraz. Buldum!" Aniden bağırınca Tunç sıçradı.

"Ne buldun ya. Bokunda boncuk mu ?"

"Sen arkadaşını çağır , bende Simge'ye söyleyeyim bugün bizimle kalsın. Tabu oynarız . Monopoly oynarız. Sessiz sinema oynarız."

"Aferim lan. Saksı çalışıyor. Git hadi Simge kaçmadan getir. Ya da dur. Ben çağırayım. Zaten aramız yeni düzeldi. Daha iyi olur."

"Git çağır görümceni bakalım "

"Ne görümcesi lan ağır ol. Olsa olsa baldız olur."

"Yok artık daha neler." Kerem geniş geniş sırıttı. Tunç kapıya yöneldi. Kapıdan çıktı. İki adım attıktan sonra kendini yerde buldu.

"Ah ! Kafam!"

Kerem hızlıca yanına koştu.

***
Ah Kerem ah , yediğin hurmalar bir tarafını tırmalıyor işte. O uçkur başına bela olmasın bak

SIRDAN ADAM (GAY) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin